Esas No: 2021/6172
Karar No: 2022/4736
Karar Tarihi: 13.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6172 Esas 2022/4736 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/6172 E. , 2022/4736 K.Özet:
Davacı, davalı arsa sahibi ile diğer davalı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılacak inşaattan yükleniciye düşecek bağımsız bölümü satın almış ancak tapusunun devredilmediğini belirterek tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde ödemiş olduğu bedelin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, tescil talebini reddedip bedel yönünden davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak yapılan tebligat usulsüz olduğundan kararın bozulması gerekli görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/2. ve Yönetmeliğin 57/2. maddelerine göre tebligat yapılabilmesi için, gerçek kişi muhatabın kendisine veya adresine kanunun ve yönetmeliğin gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ve yeni adresini bildirmemiş olması, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin de tespit edilememiş olması ayrıca tüzel kişiler bakımından da resmi kayıtlardaki adreslerin esas alınması gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İLK DRC. MHK. : İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı ... tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı arsa sahibi ile diğer davalı yüklenici arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılacak inşaattan yükleniciye düşecek 3 nolu bağımsız bölümü davalı yükleniciyle imzaladıkları 27/10/2015 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 185.000,00 TL bedelle satın aldığını, 155.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak almış olduğu bağımsız bölümün tapusunun devredilmediğini belirterek tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde ödemiş olduğu bedelin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı arsa sahibi vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu 3 numaralı bağımsız bölümün davalı yüklenicinin talebi ile dava dışı ... adlı kişiye devredilmesinin kararlaştırıldığını, yüklenicinin müvekkilden hiçbir alacağı ve hakkının kalmadığını, buna dair ibraname verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, dava konusu bağımsız bölümün dava dışı 3. kişi adına kayıtlı olduğu, dairenin kredi kullanılarak satın alındığının kayıtlardan sabit olduğu, muvazaalı bir işlemin söz konusu olmadığı anlaşılmakla tescil talebinin reddine, bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı yükleniciye dava dilekçesi, tensip zaptının “... Mah. ... Cd. No: 84/2 .../...” adresine tebliğ edildiği, aynı adrese bilirkişi raporunun tebliğe çıkartıldığı, bu sefer muhatabın adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiği, sonrasında bilirkişi raporunun, mahkeme kararının ve istinaf başvuru dilekçesinin davalı yükleniciye Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, bölge adliye mahkemesi kararının ise davalının adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olan “... Mah. Belediye Kümesi ... Evleri No: 41/2 ...” adresinde tebliğ edildiği anlaşılmış, davalı yüklenici de temyiz dilekçesinde hakkında açılan davadan yapılan bu tebliğle haberdar olduğunu savunarak kararı temyiz etmiştir.
Yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulüne uygun şekilde yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır.
Bir dâvada davalının, davacının açmış olduğu dâvadan haberdar olması, dâvaya cevap vermesi ve hatta cevap süresinin işlemeye başlaması için dâva dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir. Aksi durumun, ilgilinin hak arama hürriyetini kısıtlayacağına şüphe yoktur. Aslında hemen her hukuksal işlemin tebligat ile sonuç doğuracağını söylemek mümkündür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/2. ve Yönetmeliğin 57/2. maddelerine göre tebligat yapılabilmesi için, gerçek kişi muhatabın kendisine veya adresine kanunun ve yönetmeliğin gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ve yeni adresini bildirmemiş olması, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin de tespit edilememiş olması ayrıca tüzel kişiler bakımından da maddede belirtilen resmî kayıtlardaki adreslerin esas alınması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince, davalı yüklenicinin bilinen adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi araştırılmadan doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat usulsüz olup, davalıya savunma hakkı tanınmadan yargılamaya devam edilip sonlandırılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...’nun temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2020/145 Esas, 2021/827 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının davalı ... yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 13.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.