Esas No: 2004/1-136
Karar No: 2004/158
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/1-136 Esas 2004/158 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2004/1-136 E., 2004/158 K.
"İçtihat Metni"
Tasarlayarak adam öldürmek ve nas"ı ızrar suçlarından sanıklar hakkında açılan kamu da-vasında, değişen suç vasfı uyarınca sanıklar İskender ve Haşim B.........."in TCY.nın 64/1. maddesi yollamasıyla 448, 51/1 ve 59. maddeleri uyarınca 15 er yıl ağır hapis cezası ile ce-zalandırılmalarına, haklarında aynı Yasanın 31, 33 ve 40. maddelerinin uygulanmasına, suçta kullanılan av tüfeği ve ekleri ile beyzbol sopasının TCY.nın 36. maddesi uyarınca zoralımına,
Nas"ı ızrar suçundan açılan kamu davasında TCY.nın 79. maddesi uyarınca ceza tertibine yer olmadığına,
Sanık Halil B.........."in TCY.nın 464/1, 51/1 ve 59. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, nas"ı ızrar suçundan beraatine,
Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin sanıklardan tahsiline ilişkin Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 30.1.2003 gün ve 453-16 sayı ile verilen ve kısmen re"sen temyize tabi olan hü-küm, O Yer C.Savcısı, sanıklar vekili ve katılanlar vekili tarafından da temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.10.2003 gün ve 2641-2494 sayı ile;
"1-Hakkında hükmedilen cezanın tür ve miktarına göre sanık Halil müdafiinin duruşmalı inceleme istemi reddedilmiştir.
2-Sanıklar müdafiinin, sanık Halil hakkında nas-ı ızrardan kurulan beraat hükmüne ilişkin beraat gerekçesine yönelen bir temyiz bulunmadığından, bu sanık müdafiinin beraat hükmüne yönelik temyiz istemi reddedilmiştir.
3-a) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar İskender, Haşim ve Halil"in mak-tule karşı suçlarının sübutu kabul, sanık İskender"in suçu yönünden oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, her üç sanığın suçları için cezayı azaltıcı sebeplerin nitelikleri ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar İskender ve Haşim haklarında nas-ı ızrar suçu TCK.nun 79.madde kapsamında mütala edilmiş, sanık Halil hakkında ise nas-ı ızrar suçundan elde edilen delillerin mahkumiyete yeter nitelik ve derecede olmadığından bahisle beraat kararı verilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar İskender, Haşim ve Halil müdafiilerinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sanıklar Haşim ve Halil için adam öldürmeden ve kavgaya iştirakten sübuta, sanık İskender için vasfa, tüm sanıklar için tahrikin derecesine ilişen, Cumhuriyet Savcısının tüm sanıklar için adam öldürme suçundan vasfa, nas-ı ızrar suçu yönünden sübuta yönelen, müdahiller Bayram, Sevim ve Selime vekilinin tüm sanıklar için teşdit uygulanması gerektiğine, vasfa, tahrikin bulunmadığına, sanık Halil için nas-ı ızrar suçundan sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık İskender hakkında adam öldürmeden kurulan hükümle sanık Halil hakkında 464/1.maddeden kurulan mahkumiyet hükmünün ve sanık Halil hakkında nas-ı ızrardan kurulan beraat hükmünün ONANMASINA,
Ancak;
a) Sanık Halil"in kavga ettiğini haber vermesi üzerine, kardeşleri olan İskender ile olay yerine geldikleri, İskender"in öncelikle silahsız olarak arabadan indiği, maktulle tartışıp küfür-leşmesi üzerine tekrar arabasına dönerek tüfeği aldığı, ateş etmeden önce tüfeğin dipçiği ve nam-lusu ile arabanın camlarını kırdığı, akabinde ateş ederek maktulü vurduğu dosya kapsamından anlaşıldığına göre, sanık İskender"in nas-ı ızrar suçunun TCK.nun 79.maddesi içinde mütala edi-lemeyeceği düşünülmeden, bu suç sebebiyle mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şe-kilde karar verilmesi,
b) Dosyadaki mevcut raporlardan ve tüm dosya kapsamından ateşli silah yaraları dışında ölümü tevlid eden diğer yaralanmanın künt cisimle meydana getirildiği anlaşıldığına göre; künt cisimle oluşturulmuş bu yaranın iddia edildiği gibi dışardan bir sopanın havalesi ile mi, yoksa sanıkların iddia ettikleri gibi minibüsün içinde düşme sonucu mu oluşabileceğinin olay mahallinde keşif yapılarak açıklığa kavuşturulması ve gerekli görülürse bu konuda Adli Tıp Kurumundan da rapor alınması ve sanık Haşim"in hukuki durumunun buna göre tayin edilmesi gerekirken sanık Haşim hakkında yazılı şekilde eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
c) Sanık Halil"in nas-ı ızrar suçunu işlediğine dair dosyada yeterli delil bulunmadığı gö-zetildiğinde, sanık hakkında bu suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken, bu suçun yanlış de-ğerlendirme sonucu TCK.nun 79.maddesi ile adam öldürme suçu içinde sübutunun kabulü,
d) Kabule göre; sanıklar İskender ve Haşim haklarında adam öldürmekten hüküm kurulurken TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasında indirim oranının 1/4 gösterilmesine rağmen gerekçeli kararda 1/6 olarak gösterilmesi,
e) 1136 Sayılı Avukatlık Kanunundaki değişiklik gereğince maktu vekalet ücretinin "müdahiller vekili" yerine müdahillere verilmesine hükmedilmesi," isabetsizliklerinden bozulmuştur.
Yerel Mahkemece (a) (d) ve (e) bentlerinde belirtilen bozma nedenlerine uyularak (c) bendinde belirtilen bozma nedenine karşı ise hükmün bu bölümümün aynı ilamın üst tarafından onandığı ve sehven bozma yapıldığı gerekçeleriyle bu yönden yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilip (b) bendindeki bozma nedenine karşı ise 19.2.2004 gün ve 279-43 sayı ile;
Maktulde ateşli silah yaralanması ve kafatasında çökme kırığı neticesinde meydana gelen yaralanmadan dolayı farklı yaraların mevcut olduğu, bu yaraların da başlı başına ölüme sebep olabilecek nitelikte olduğu adli tıp kurumu raporu ile sabittir.
Kamu tanığı Adem"in beyanından da anlaşılacağı üzere maktul, sanık İskender"in ateş etmesi üzerine arka tarafa doğru yönelmiş ve minibüsün arka koltuğuna oturmuştur.
Aksi düşünce ile maktulün ayakta durduğu kabul edilse dahi boyu, kilosu ve atış sonrası düşme hızı dikkate alındığında, kafasında çökme kırığı oluşacak şekilde başını koltuktaki demir tutacaklara vurması mümkün değildir.
Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesince çökme kırığının sert bir cismin direk havalesi ile olduğu ifade olunmaktadır. Direk havaleden kasıt dışarıdan yapılan ve fiziksel kuvvet gerektiren bir müdahaledir. Eğer endirek bir müdahale sonucu bu kırık oluşmuş olsa idi, Adli Tıp Kurumu Raporunda bu açıkça belirtilirdi.
Yüksek Yargıtayca belirtildiği gibi mahallinde keşif yapılarak maktulün konumu belirtilerek gözlemlense dahi olayın görgü tanığı bulunmadığı için meydana gelen kırığın ne şekilde oluştuğu yönünde yine Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılması gerekmektedir. Ancak mahke-memizce bu rapor aldırılmıştır ve raporda da sözkonusu kırığın sert bir cismin direk havalesi ile oluştuğu yönünde mütalaa bildirilmiştir. Bu mütalâada gerek kamu tanığının anlatımı, gerekse elde edilen fotoğraflara uygunluk arzetmektedir.
Dosyamızda tahkikat eksik yapılmamıştır. Yapılacak keşiften de fayda getirmeyeceği dosyaya herhangi bir yenilik katmayacağı anlaşıldığından daha önceki aşamalarda keşif talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce tüm hususlar değerlendirilerek sanık Haşim"in, elindeki sopa ile minibüsün dışından, maktulün oturur ya da çömelik vaziyette bulunduğu esnada yaptığı direk müdahale ile kafasında çökme kırığı meydana getirecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği ve bu yaralanmanın da başlı başına ölüme sebebiyet vereceği kabul edilerek sanık Haşim"in maktulü kasten öldürdüğü yönünde vicdani kanaate ulaşılmış,
Yüksek mahkemenin mahallindeki keşif ve adli tıp kurumundan rapor aldırılması yö-nündeki bozma gerekçelerinin, maktulün konumu, tanığın beyanı, elde edilen fotoğraflar, adli tıp kurumu raporu, fiziki şartlar, olağan hayat tecrübeleri ve dosya kapsamı ışığında yerinde olmadığı" gerekçeleriyle direnilmesine karar verilmiştir.
Kısmen re"sen temyize tabi olan hüküm, sanıklar vekili ve katılanlar vekili tarafından da temyiz edilmekle, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının direnme yönünden "bozma", uyma yönün-den ise Özel Dairesine düzenlenmiş "ret ve bozma" istekli 11.06.2004 gün ve 86965 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, Ceza Genel Kurulunda incelemenin duruşmalı yapılacağına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığından, sanıklar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Dosyanın incelenmesinde;
1- Hüküm katılanlar vekili ile sanık Halil B.......... vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; bu sanığın TCY.nın 464/1, 51/1 ve 59. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile ce-zalandırılmasına ilişkin hükmün Özel Dairece onanarak kesinleşmesi ve yine bu sanık hakkında nas"ı ızrar suçundan verilen beraat kararının onanmasına karar verildikten sonra, "bu suçtan be-raat kararı verilmesi gerekirken, bu suçun yanlış değerlendirme sonucu TCK.nun 79.maddesi ile adam öldürme suçu içinde sübutunun kabulü," yönündeki bozmanın zuhule dayalı olduğu kabul edilerek, sanık Halil hakkında yeniden hüküm kurulmamış olduğundan vekillerin bu sanığa yö-nelik temyiz istemlerinin reddi gerekmektedir.
2-Yine sanık İskender B.......... hakkında adam öldürme suçundan kurulan ilk hükmün Özel Dairece onanmasına karar verildikten sonra, kabule göre de olsa; "adam öldürmekten hüküm kurulurken TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanmasında indirim oranının 1/4 gösterilmesine rağmen gerekçeli kararda 1/6 olarak gösterilmesi, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunundaki değişiklik gereğince maktu vekalet ücretinin "müdahiller vekili" yerine müdahillere verilmesine hükmedilmesi," nedeniyle bu kez bozulmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de, Yerel Mah-kemece bu hükmün de kesinleştiği kabul edilerek yeniden hüküm kurulmadığı,
Direnme kararı ile ilgili hususa gelince;
Yerleşmiş uygulamalara göre bozulmakla bir karar tamamen ortadan kalkacağından Yerel Mahkemelerce direnme kararlarında da, C.Y.U.Y.nın 260, 261, 268 ve 308. maddeleri gereğince yeniden hüküm kurulmalıdır.
Karar; sorun, gerekçe ve sonuç bölümlerinden oluşur. "Sorun" bölümünde, somut olay ile suçun işlenmesindeki özellikler ve suçun ne şekilde işlendiği açıklanmalı, "gerekçe" kısmında mevcut deliller irdelenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ, diğer bir söylemle neden bu sonuca varıldığı anlatılmalı ve hukuki nitelendirme yer almalıdır. "Sonuç", hüküm kısmında ise C.Y.U.Y.nın 268. maddesi uyarınca, verilen kararın ne olduğu, uygulanan yasa maddeleri, hükmolunan ceza miktarı, yasa yollarına başvurmanın olanaklı bulunup bulunmadığı duraksamaya yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.
İncelenen dosyada Yerel Mahkeme; belirtilen bu ilkeler doğrultusunda işlem yapmamış, bozulmakla ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verdikten sonra sadece direnme nedenlerini açıklamakla yetinmiştir. Direnme kararında, olay anlatılmamış neden bu sonuca va-rıldığı açıklanmamış ve hukuki nitelendirmeye yer verilmemiştir. Karar; sorun ve gerekçe bölü-münü ihtiva etmediğinden sair yönleri incelenmeyen direnme hükmünün öncelikle bu usuli se-bepten dolayı bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Katılanlar vekili ile sanık Halil B.......... vekilinin, bu sanığa yönelik temyiz istemlerinin CYUY.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık Haşim B.......... hakkındaki direnme hükmünün, sair yönleri incelenmeksizin öncelikle yukarıda açıklanan usuli nedenle, tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile BOZULMASINA, 06.07.2004 günü oybirliğiyle karar verildi.