"İçtihat Metni"
6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık Şenol Y....."un 6136 sayılı Yasanın 13/1 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sonuçta 1.201.590.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, suçta kullanılan tabancanın zoralımına ilişkin Yalova 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 22.3.2001 gün ve 682-269 sayılı hüküm dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 1.11.2002 gün ve 1606-10096 sayı ile;
"Sanığın tüm aşamalardaki suçu kabul etmediğine ilişkin savunmasına, olay sonrasında boş kovan araştırılması yapılmamış olduğu gibi soruşturmanın da olay tarihinden iki ay sonra başlatılmış bulunması ve boş kovan elde edilemediği için olayda kullanılan silahın sanığın meskeninde bulundurma ruhsatlı tabanca veya silah vasfında sayılmayan kurusıkı tabancası olup olmadığının saptanamaması karşısında, sanık hakkında atılı suçtan mahkûmiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak kesin kanıt bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkemenin 24.12.2002 gün ve 1070-1071 sayı ile; "sanığın cezalandırılmasına yeterli kanıt bulunduğu" görüşüyle önceki kararda direnmeye ilişkin hükmü de sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 4.11.2003 gün ve 239-259 sayı ile;
"1-........ disiplin soruşturmasına ve tanık ifadelerine ilişkin fotokopi belgelerin usulünce onaylattırılarak güvenilirliği sağlanmadan hükme dayanak kılınmış olması,
2-........... sabit ve muhakkak sayılan olayların anlatılmaması, suçun unsurları ve hukuki nitelendirmeye yer verilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmuştur.
Bu kez Yerel Mahkeme 23.3.2004 gün ve 451-144 sayı ile; bozmaya uyarak sanığın mahkumiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık vekili ve C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yar-gıtay C.Başsavcılığının "incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi" istekli 7.6.2004 günlü ve 92854 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme konusu olayda;
Yerel Mahkemenin 24.12.2002 gün ve 1070-1071 sayılı direnme kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca usule ilişkin nedenlerden dolayı bozulmuş, Yerel Mahkeme bozma gereklerini yerine getirerek yeniden karar vermiştir.
Ceza Genel Kurulunun uyum ve kararlılık gösteren içtihatları gereğince, Ceza Genel Kurulunun bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmıştır. Yerel Mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bozmaya uyularak verilen kararlar da, yeni bir karar olup, hukuken direnme niteliğinde değildir. Bu nedenle, öncelikle Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir. Özel Dairece incelenmeyen bir hükmün doğrudan doğruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi Usul Yasasına aykırıdır.
Özel Daire görüşünün belli olduğundan bahisle, tekrar dairece inceleme yapılmasının davayı gereksiz yere uzatacağı gibi bir görüş de ileri sürülemez. Çünkü Özel Daire görüşünde değişiklik olabileceği gibi, davaların uzamasını önlemek amacıyla da olsa, emredici usul kurallarının uygulanmasından vazgeçilemez.
Öte yandan Ceza Genel Kurulu bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilmeyeceğine ilişkin CMUY.nın 326. maddesine aykırıdır. Zira, doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, Yerel Mahkeme kararına direnme niteliği verecek ve Ceza Genel Kurulu bozma kararına karşı direnilmiş olacaktır. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.06.2004 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.