Esas No: 2004/1-110
Karar No: 2004/151
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/1-110 Esas 2004/151 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2004/1-110 E., 2004/151 K.
"İçtihat Metni"
8.5.1976 tarihinde işlediği aynı kasıtla birden fazla kişiyi öldürmek suçundan Isparta Ağır Ceza Mahkemesinin 13.6.1977 gün ve 96-141 sayılı ilamı ile; TCY.nın 450/5 ve 59. maddeleri uyarınca müebbed ağır hapis cezası ile cezalandırılıp, hakkındaki hüküm Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.10.1977 gün ve 2776-3185 sayılı karar ile onanarak kesinleşen hükümlü Besalet Hüseyin A.... vekilince 13.1.2004 günlü dilekçe ile, Fransa D.... cezaevinde kaldığı 73 günlük sürenin verilen cezadan mahsubu ile Burdur C.Başsavcılığının 31.12.2003 tarihli müddetnamesine göre yeniden koşullu salıverilme tarihinin saptanması isteminde bulunulması üzerine, istem Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 14.1.2003 gün ve 12 sayılı kararı ile red edilmiş, İnfaz Hakimliğince de, 20.1.2004 gün ve 3-3 sayılı karar ile, 19.12.2003 tarihli müddetname hesabında bir yanlışlığın bulunmadığı, mahsup ile ilgili istem konusunda ise, Fransız makamları ile yapılan yazışma yanıtları dosyaya intikal ettiğinde, tutuklu kaldığı günlerin cezasından mahsup edileceğinin müddetnamede belirtildiği saptandığından, müddetnameye vaki itirazın reddine karar verilmiş, bu karara karşı hükümlü vekilince 5.2.2004 tarihli dilekçe ile Antalya 2. Ağır Ceza Mah-kemesine yapılan itiraz ise, 20.2.2004 gün ve 94-94 sayı ile reddedilmiştir.
Bu karara karşı Adalet Bakanlığınca yazılı emir isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 3.5.2004 gün ve 2003/1646 sayı ile;
"Tüm dosya kapsamına göre, suç tarihinin 8.4.1991 tarihinden önceye ait bulunması nedeniyle 3713 S.Y.nın Geçici 1. maddesi (b) bendi hükmüne göre müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların 8 yıllarını çektikleri takdirde şartla salıverilecekleri kuralına rağmen, 22.12.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 S.Y. uyarınca müebbet ağır hapis cezasının 647 S.Y.nın 19 ve Ek-2. maddelerine göre çektirilecek kısmı olan 16 yıl 20 gün ağır hapis cezasından 10 yıl indirildikten sonra infaz edilecek olan 6 yıl 20 gün ağır hapis cezasının hükümlü lehine olması nedeniyle, müebbet ağır hapis cezasının 4616 S.Y. hükümleri uyarınca çektirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
Kabule göre de,
Cezanın infazında tereddüt edilmesi halinde CYUY.nın 402. maddesi uyarınca hüküm mahkemesinden veya cezanın infaz edildiği yerdeki hüküm mahkemesine eşdeğer mahkemeden bir karar alınması gerektiği halde, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Yasasının 4. maddesinde belirtilen görevler arasında bulunmayan infaz rejimine ilişkin hususta Antalya İnfaz Hakimliğince verilen karara vaki itirazın bu yönde de kabulüne karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle CYUY.nın 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 05.04.2004 gün ve 15620 sayılı yazılı emirlerine müsteniden dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından 20.04.2004 gün ve Y.E. 2004/58578 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle; evrak incelendi:
Mahkûmiyeti, 08.05.1976 tarihinde işlediği "birden fazla kişiyi öldürmek" suçuna ilişkin bulunan hükümlü Besalet Hüseyin A...."in müebbet ağır hapis cezasının infazında;
a- 3713 S.Y.nın Geçici 1. maddesi (b) bendi hükmünden yararlanabilme hakkının yanısıra, 4616 S.Y.nın 4778 S.Y. ile değişik 1. maddesi (2) bendinden de yararlanabilme olanağı bulunduğu,
b- Her nekadar infaz savcılığınca düzenlenen 19.12.2003 günlü müddetnamede "hükümlünün kapalı cezaevinden iki kez firarı nedeniyle 4758 S.Y. ile değişik 4616 S.Y.nın 1. maddesi 2. bendi gereğince yapılan şartla tahliye hesabı aleyhe olduğundan bu yasa uygulanmamıştır" açıklamasına dayanılıp lehte olduğu gerekçesiyle 3713 S.Y. uyarınca şartla tahliye süresi belirlenmiş ve Antalya İnfaz Yargıçlığı ile Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi de bu görüşü benimsemiş ise de; hükümlünün firarlarının, önceki tarihlere rastlaması, yakalanışının 4616 S.Y.nın 4758 S.Y. ile değişik 1. maddesi (9) bendinde öngörülen teslim olma süresinden öncesinde 25.06.2002 gününde gerçekleşmesi ve esasen 4616 S.Y.nın kimi hükümleri arasında, anılan (9) bendin de Anayasa Mahkemesince iptali üzerine yeni yasal düzenleme için verilen sürede 4758 S.Y.nın yürürlüğe girmeyişi neticesi doğan boşluk nedeniyle kazanılmış hak oluşması karşısında, 4616 S.Y.nın 4758 S.Y. ile değişik 1. maddesi (2) bendinin tatbik koşulunun gerçekleştiği,
c- 3713 S.Y.nın Geçici 1. maddesi (b) bendi ile 4616 s.Y.nın 4758 S.Y. ile değişik 1. maddesi (2) bendinin mukayesesinde, lehte sonuç verecek olanının 4616 S.Y. hükümleri olması karşısında, hükümlünün şartla tahliyesi tarihinin saptanmasında, 4616 S.Y.nın 1. maddesi (2) ben-dinin esas alınması gerekeceğinden, yasa yararına bozma istemine dayalı tebliğnamedeki esasa ilişkin bozma düşüncesinin isabetli olduğu,
d- 4675 S. İnfaz Hakimliği Yasasının 4. maddesinde sıralanan görevler içinde (2) bent ile "hükümlülerin cezalarının infazı işlemlerine vaki şikayetler"e yer verilmesi ve müddetnamelere vaki itirazların da bu kapsama dahil oluşu karşısında, Antalya İnfaz Yargıçlığı"nın görevli oldu-ğu tartışılamayacağından, tebliğnamenin "kabule göre" ifadesiyle başlayan bölümüne itibar olu-namayacağı,
Sonucuna varılmakla;
Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin, acele itiraz üzerine, 4675 S.Y.nın 6. maddesi 6 fıkrasınca verdiği kararının, CYUY.nın 343. maddesi uyarınca bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla;
1- Antalya 2. Ağrı Ceza Mahkemesi"nin 20.02.2004 gün ve 94/94 D.iş sayılı kararının, CYUY.nın 343. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümlü Besalet Hüseyin A.... hakkında, 4616 S.Y. ile değişik 1. maddesi (2) bendi ahkamınca müddetname düzenlenmesi ve gereğinin bu doğrultuda icrası için dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 17.5.2004 gün ve 58578 sayı ile itiraz yasayoluna başvurularak;
a.) Hükümlünün, müebbet ağır hapis cezasının 4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasayla değişik 1. maddesinin 2. bendi ile 647 sayılı Yasanın 19/1, Ek - 2. maddeleri uyarınca cezaevinde geçirmesi gereken sürenin 6 yıl 2 gün olarak saptanıp, düzeltilmek suretiyle birinci bozma isteminin kabul edilmesi;
b.) Hükümlünün müddetnameye karşı yaptığı itirazın, CMUY"nın 402/1. maddesi kapsamında ceza kararını veren mahkemeye ait olduğu saptanmakla birlikte, eleştirisel ve uyarı amaçlı olarak, (kabule göre) yazılı emirle bozma isteminde bulunulamayacağından, bu doğrultudaki istemin reddine karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü;
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığının görüşleri arasındaki hukuki uyuşmazlıklar;
1-İnfazın hangi yasa hükümlerine göre yapılacağının ve süresinin belirlenmesi,
2-Eleştiri amaçlı olup kabule göre yazılı emir isteminde bulunulup bulunulamayacağı, noktalarında toplanmaktadır.
Ancak yazılı emir ve itiraz konusu yapılıp Özel Daire kararında da karşılanmış bulunması nedeniyle İnfaz Hakimliğinin, istem hakkında karar verip veremeyeceği hususu, mahkemenin görevine ve dolayısıyla usule ilişkin bulunduğundan Ceza Genel Kurulunda öncelikle kamu düzenini ilgilendiren (2) nolu itiraz nedeni ele alınarak değerlendirilmiştir.
23.5.2001 gün ve 24410 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 16.5.2001 gün ve 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu"nun 1. maddesinde; Yasanın amaç ve kapsamı, "ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek" olarak belirtilmiş, madde gerekçesinde ise; maddelerde geçen "İşlem" ibaresinin hükümlü ve tutuklular hakkında yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre hukukî sonuç doğurmaya yönelik her türlü karar, önlem ve irade açıklamalarını, "Faaliyet"in ise, hükümlü ve tutukluların konumlarında değişiklik yapan her türlü eylemler ile iyileştirme ve eğitim (tretman) programlarına uygun olarak yapılan çalışmalar anlamına geldiği açıklanmış, Yasanın genel gerekçesinde ise; Yasa ile "hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurum-ları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları, giydiril-meleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları, cezaların in-fazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevine ayrılmaları, disiplin tedbirleri ve cezaları, izin, sevk, nakil gibi kurum idaresince yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere karşı infaz hâ-kimliğine şikâyet yoluyla başvuruda bulunma olanağı tanınarak, infaz veya tutukluluk sırasında yapılan işlem veya faaliyetler üzerinde yargı denetimi" getirildiği vurgulanmıştır.
2. maddesinde; Adalet Bakanlığınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, yargı çevresinde ceza infaz kurumu ve tutukevi bulunan ağır ceza mahkemeleri ile coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak ilçe asliye ceza mahkemeleri nezdinde kurulacak, İnfaz hâkimliğinin yetki alanının kurulduğu yer ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin yargı çevresi ile sınırlı olduğu,
4. maddede ise; İnfaz hâkimliklerinin görevlerinin,
"1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlan-ması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.
5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak." şeklinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş, maddenin son fıkrasında ise; "Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler"in saklı olduğu belirtilmiştir.
5. maddesinde, Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere karşı, faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, her halde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği, maddenin 3. fıkrasında ise, "Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulunun başvurabileceği, 6. maddesinde ise; şikâyet başvurusunun, 5 inci maddede yazılı sürenin geçmesinden sonra veya infaz hâkimliğinin görev ve yetki alanı dışında kalan bir işlem veya faaliyete karşı ya da başvuru hakkı olmayan kimselerce yapılması halinde, başvuru dilekçesinin esasa girmeden reddedileceği, şikâyet başvurusunun başka bir yargı merciinin görevi içerisinde olması halinde o mercie gönderileceği, görev yetkisi kapsamında bulunan konularda ise yaptığı inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar vereceği, bu kararlara karşı şikâyetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebileceği, itirazın, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine, ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde ise (2) nu-maralı daireye yapılacağı, hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın TBMM"de görüşülmesi aşamasında Milletvekillerince Yasa ile getirilen düzenlemeler ve amaçları;
"İnfaz hâkimliğinin görevi denetlemedir. İnfaz savcısının görevi denetleme değil. İnfaz savcısı düzeni sağlayacaktır, yine eski işlevlerine devam edecektir; infaz hâkimliği ise, bu işlemleri denetleyecektir; yani, cezaevinde yatan tutuklu ya da hükümlülerin birbirleriyle olan münasebetlerini, cezaevindeki ceza infaz memurlarıyla, cezaevi müdürleriyle olan münasebetlerini, şikâyet üzerine denetleyecektir ve ayrıca, insanca bir hayat sürmelerinin temini konusunda da denetleyici olacaktır. Yine, cezaevlerinde insanca bir hayat sürülmediğini iddia eden ilgili kişi ve biraz sonra görüşeceğimiz kurullar bu cezaevi hâkimliğine müracaat edecek ve bu konuda gerekli kararlar alınarak, bir denetim mekanizması olacaktır."
"Getirilmiş bulunan İnfaz Hâkimliği Kanunu Tasarısı, başka ülkelerde de olduğu gibi, cezaevleri yönetiminin işlemleri ve onlar tarafından hükümlü ve tutuklular için düzenlenmiş bulunan çeşitli faaliyetlere karşı yargı denetimini getirmektedir. Bugüne kadar, cezaevleriyle ilgili, savcılar, bu konuda, idarî yönden kendilerine düşen görevleri yerine getirmekteydi. Bu görevler yine devam edecektir; ama, tıpkı, idarî işlemlerde olduğu gibi, cezaevleri yönetimlerinin işlem-leri ve onlar tarafından düzenlenen faaliyetler hakkında yargı denetiminin olmayışı hukukumuzda önemli bir eksiklik olarak hissedilmekteydi."
"İdarî yargıda olduğu gibi, burada da yapılan işlemin kanun, tüzük veya yönetmeliğe, ceza-evleri bakımından genelgelere aykırı olduğu yönünde öne sürülecek iddialar hâkim tarafından incelenecektir; infaz hâkimliğinin amacı budur. Çünkü, cezaevlerindeki uygulamalar bu çerçeve içinde yürütülmektedir. Öyleyse, bu uygulamalarda kanuna, tüzüğe, yönetmeliğe veya genelgelere aykırı bir yön bulunup bulunmadığı infaz hakimliğince denetlenecektir. Bu denetim, cezaevlerinde hukuka aykırı bir uygulamayı önleyecek en etkili denetimdir."
"Adam, cezaevine alınmasına itiraz edecek, elbise giymesine itiraz edecek, yemek yemesine itiraz edecek, nakline itiraz edecek, genelgeye aykırı hareket edildiğine, tüzüğe aykırı hareket edildiğine dair namütenahi itirazlar"
"Bu yasa da, hükümlü ve tutukluların yaşamlarıyla ilgili, hapishanedeki yaşamlarıyla ilgili birtakım yenilikler getirmekte, daha doğrusu, burada aksayan noktaları, yani, ruhsal ve bedensel sıkıntıları dışında birtakım diğer konuları, yani, özel hayatlarıyla ilgili eksiklikleri şikâyet yoluyla giderme imkânına kavuşmaktadırlar; Ayrıca, hükümlülerin cezaevlerinden izin ve nakilleriyle ilgili, infazlarıyla ilgili birtakım şikâyetler varit olursa, bu işlemlerde şikâyetler olursa, bunları da yerine getirmektedirler."
Şeklinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
Görüldüğü gibi, İnfaz Hakimliğinin görevleri, infaz kurumlarındaki yönetsel işlemleri şikayet yoluyla denetlemekten ibarettir. 4675 sayılı Yasanın 4/5. madde ve bendinde diğer Yasalarda başka bir yargı merciine bırakılan konular saklı tutulduğundan anılan Yasanın 4/2. maddesindeki "Hükümlülerin cezalarının infazı" ifadesinin, maddenin son fıkrasındaki düzenleme ile birlikte ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle İnfaz Hakimliğinin görevlerini belirlemek bakımından diğer yasalardaki cezanın infazı ve dolayısıyla koşullu salıverilme ile ilgili hükümlerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Yasanın 19. maddesinde; terör suçluları dışındaki hükümlülerin şartla salıverilmeleri için gereken koşullar belirtildikten sonra; 4. fıkrasında, Şartla salıverilmeyi gerektirir mahiyette cezaevi idaresi tarafından verilen gerekçeli mütalâa hükmü veren mahkemeye, hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa, hükümlünün bulunduğu yerdeki hükmü veren mahkeme derecesinde bulunan mahkemeye tevdi edilir. Mahkeme bu mütalaayı uygun görürse şartla salıverilme kararı derhal yerine getirilir.
Mahkeme şartla salıverilmeyi uygun görmediği takdirde gerekçesini kararında gösterir."
CYUY. nun 402 nci maddesinin 1. fıkrasında ise, "Bir mahkûmiyet hükmünün tefsirinde veya tayin olunan cezanın hesabında tereddüt edilir yahut cezanın kısmen veya tamamen infazı lazım gelmiyeceği iddia olunursa bu bapda mahkemeden bir karar istenir" hükmüne yer verilmiş, fıkranın uygulanma koşulları 11.12.1967 gün ve 2-6 sayılı İBK."da; "C.Savcısı ve hükümlü; hükmün kesinleşmesinden sonra infaz safhasında ceza müruruzamanının bulunup bulunmadığı, mahkûmiyetin taalluk ettiği suçun sonradan yürürlüğe giren bir Af Kanununun şümulüne girip girmediği, sonraki bir kanunla aynı suç hakkında daha hafif bir ceza tayini gerekip gerekmediği ve bu itibarla kesinleşen ilamdaki cezadan indirme yapılıp yapılmıyacağı, sene olarak tayin olunan cezanın her hangi bir sebeple bölünmesi halinde bakiye müddetin ne suretle hesaplanacağı, nezarette geçen müddetin mahkûmiyetten sayılıp sayılmıyacağı beraat eden bir şahsın beraat ettiği suçtan dolayı mevkufiyet müddetinin beraat kararından evvel -beraat kararının kesinleşmesinden önce - işlenmiş olan diğer bir suça ait ceza müddetinden mahsubu lazım gelip gelmediği gibi hususlarda mahkemeden bir karar isteyip alabilecekleri, şeklinde açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 8.5.1976 tarihinde işlediği aynı kasıtla birden fazla kişiyi öldürmek suçundan Isparta Ağır Ceza Mahkemesinin 13.6.1977 gün ve 96-141 sayılı ilamı ile TCY.nın 450/5 ve 59. maddeleri uyarınca müebbed ağır hapis cezası ile cezalandırılıp, hakkındaki hüküm Yargıtay 1. Ceza Dairesince onanarak kesinleşen hükümlü Besalet Hüseyin A...."in istemi, Fransa D.... cezaevinde kaldığı 73 günlük sürenin verilen cezasından mahsubu ile Burdur C.Başsavcılığınca 4616 sayılı Yasa hükümleri uyarınca düzenlenip, koşullu salıverilme tarihi 31.12.2003 tarihi olarak belirlenen müddetnameye göre yeniden koşullu salıverilme tarihinin saptanmasına, dolayısıyla hangi Yasa hükümleri uyarınca cezasının infaz edileceği ve bu cezadan mahsup edilecek sürelerin tayinine ilişkindir. 4675 sayılı Yasanın 4. maddesinin son fıkrası, 647 sayılı Yasanın 19, CYUY."nın 402. maddeleri ile bu maddenin uygulanma koşullarını açıklayan 11.12.1967 gün ve 2-6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 4675 sayılı Yasanın diğer hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hükümlünün istemi hak-kında karar verme yetkisi İnfaz Hakimliğinin değil, hükmü veren mahkeme veya bulunduğu yerdeki eşdeğer mahkemenin görevine girmektedir. Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın bu nedenle kabulüne karar vermesi gerekirken reddine karar vermesi isabetsizdir.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının bu yöne ilişkin itirazının açıklanan bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım kurul üyeleri, Özel Daire ilamında belirtilen görüşlerle İnfaz Hakimliğinin görevli olduğu gereksiyle, Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının reddi yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının öncelikle görev yönünden ve değişik gerekçeyle kabulü ile, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 3.5.2004 gün ve 2003-1646 sayılı kararının KALDIRIL-MASINA, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 20.02.2004 gün ve 94/94 D.iş sayılı kararının, CYUY.nın 343. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükümlü Besalet Hüseyin A...."in istemi hakkında, yukarıda belirtilen doğrultuda müteakip işlemlerin mahkemesince yapılması için dosyanın mahalline iadesine,
2-Diğer itiraz nedeni yönünden ise bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına, ilk müzakerede yasal çoğunluk
sağlanamadığından, 29.6.2004 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.