Esas No: 2022/2192
Karar No: 2022/4780
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/2192 Esas 2022/4780 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/2192 E. , 2022/4780 K.Özet:
Türkiye'deki bir davada, bir giyim mağazası konkordato projesi sunarak borçlarını ödemek istemiş ancak mahkeme tarafından kabul edilen projede tenzilatın mahkeme takdiriyle çıkarıldığı ve davacının varlıklarının rayiç değerlerinin denetime elverişli şekilde tespit edilmediği tespit edilmiştir. Mahkeme, davacının aktif malvarlığının en son rayiç değerlere göre konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor ile tespit edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kanun maddeleri olarak da İcra ve İflas Kanunu'nun 286. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mahk. Sıf.)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki müdahil T. ... Bankası A.Ş, ... Bankası A.Ş, T. ... Bankası T.A.O ... Finansbank A.Ş. Vekillerince ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, davacı gerçek kişinin hazır giyim ürünlerinin toptan ve perakende ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, ancak zaman içinde ekonomik durumunun bozulduğunu ileri sürerek İİK’nın 286.maddesi kapsamında davanın kabulü ile 3 aylık geçici mühlet kararı ve sonrasında kesin mühlet kararı verilmesini ve konkordato projesinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının korkordato projesinin kanunun aradığı nisapla kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle konkordato projesinin tasdikine karar verilmiştir. Bu karara karşı bir kısım alacaklılar vekillerinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunda bulunan alacaklıların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK’da da yer verilmiştir. HMK‘nın 297. maddesine göre, hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın anladığı anlamda oluşturulacak hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların bu dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur”.
Bu anlatımlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; alacaklılar toplantısında konkordato projesine ilişkin borçların %49 tenzilatla ödenmesi şartının oylanarak kabul edildiği sabittir. Buna karşın mahkemece, “Davacı ...'ün (... Giyim) konkordato projesi kapsamında olan tüm borçlarının (komiser heyetinin raporunda bildirilen listede bulunan) davacı şirket tarafından konkordato projesi kapsamında ilk taksidi 2021 yılı Haziran ayından başlamak üzere 36 ay vadede 36 eşit taksitte ödenmesine” şeklinde hüküm kurulduğu ve hükmün gerekçesinde tenzilat kısmının projeden takdiren çıkarılıp çıkarılmadığına dair herhangi bir ibare yer almadığı görülmektedir. Şüphesiz mahkeme konkordato projesinde oylama sonrası alacaklıların lehine olacak şekilde değişiklik yapmaya veya davacı borçluya bu yönde bir revize proje sunulması için yönlendirmeye yetkilidir. Ancak kararda tenzilatın mahkeme takdiriyle çıkarıldığına dair bir veri yoktur. Bu itibarla mevcut projenin tasdiki ve 6100 sayılı HMK'nın 297 maddesine aykırı şekilde infazı kabil olmayan hüküm kurulması doğru olmamış, istinaf mahkemesinin başvurunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
Kabule göre,
Davacının varlıklarının rayiç değerlerinin denetime elverişli şekilde tespit ettirilmediği, denetime elverişli şekilde borca batıklık değerlendirmesi yapılmadığı, konkordato projesine esas kaynaklarının net bir şekilde ortaya konmadığı görülmüştür. Alacaklılar toplantısında oylanan projede yüksek oranda tenzilat yapıldığı da sabit olduğuna göre, yapılacak ...; davacı borçlunun ekonomik durumu ve bilanço verileri yönünden oluşan bu çelişkinin giderilmesi adına davacının aktif malvarlığının en son rayiç değerlere göre konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor ile tespit edilmesidir. Yapılacak bu tespit, teklif edilen konkordatonun borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığını belirleyecektir. Yine ilk bentte belirtildiği üzere, hakimin projede yapacağı değişikliğin “alacaklılar arasında eşitsizlik” yaratacak nitelikte olmamasına da özen gösterilmelidir. Bu itibarla, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 19.10.2021 tarih ve 2021/757 Esas, 2021/1264 Karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, gönderilmesine, 17.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.