Esas No: 2022/1119
Karar No: 2022/4768
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/1119 Esas 2022/4768 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/1119 E. , 2022/4768 K.Özet:
Davacılar, davalılarla aralarında imzalanan inşaat sözleşmesine dayanarak eksik işlerin tamamlanması için 1,2,5,7 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin nama ifa ve satışa izin yetkisi verilmesini talep etmişlerdir. Yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve söz konusu bağımsız bölümlerin eksik işlerin giderilmesi amacı ile nama ifaya izin verilmesine hükmetmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, bilirkişi raporundaki çelişki sebebiyle kararı bozmuş, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi ise karar düzeltme talebini kabul ederek nama ifa yetkisi verilerek satış yapılmasının yanlış olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Karar sonucunda, nama ifa kapsamında hüküm verilen bedellerin hüküm tarihine en yakın tarihte güncel değerlerinin tespit edilmesi ve eksik işlerin giderilip giderilmediği konusunda ek rapor düzenlenerek yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise TBK 113 ve BK 97'dir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki nama ifa davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri ile davalılardan ... Tur. İnş. Ltd. Şti arasında 21.11.20105 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin süresinde inşaatı tamamlamadığını ileri sürerek diğer davalılar adına kayıtlı 1,2,5,7 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin eksik işlerin giderilmesi amacı ile nama ifa ve satışa izin yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... AŞ. vekili, 7 nolu bağımsız bölüm üzerinde ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine adı geçenin kredi borcundan dolayı ipotek koyulduğunu ve cebri icra yolu ile yine müvekkil banka tarafından satın alındığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Bankası AŞ. vekili, 1 nolu bağımsız bölüm üzerinde dava dışı ...’ın kullandığı konut kredisi nedeni ile ipotek tesis edildiğini, yapılan icra takibi neticesinde cebri icra yolu ile satın alındığını, 5 numaralı bağımsız bölümün de aynı şekilde ... tarafından kullanılan konut kredisi nedeni ile ipotek tesis edildiğini, yapılan icra takibi neticesinde cebri icra yolu ile satın alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., taşınmazı yükleniciden değil 3. kişiden devraldığını ve uyuşmazlığın kendisini bağlamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, 1,5,7 ve 13 nolu bağımsız bölümleri dava devam ederken üzerinde tedbir veya şerh olmadığı için tapuya güven ilkesi gereği iyi niyetli üçüncü kişi olarak satın aldığını, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediğini ve bu sıfatın sonradan kazandırılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece verilen ilk hükümde, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına ve sözleşmeye göre binanın en geç ruhsat tarihinden itibaren 18 ay içerisinde yani 29.09.2007 tarihinde teslim edilmesi gerektiği, ancak %80 seviyesinde tamamlanarak terk edildiği, davacının nama ifa talep etmekte haklı olduğu, davalıların tamamlanmamış binada yükleniciye düşen bağımsız bölümleri aldıklarından iyi niyet ilkesinden faydalanamayacakları gerekçesi ile 1, 2, 5, 7 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin nama ifa ve bu amaçla avans niteliğinde olmak üzere satışına izin verilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararı davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş., ... Bankası A.Ş. ile davalılardan ... vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5446 Esas, 2019/1059 Karar sayılı ve 19.03.2019 tarihli kararı ile temyiz incelemesi neticesinde somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve önceki bilirkişi raporunda tespit edilen taşınmaz değerleri arasında çelişki bulunduğu, mahkemece öncelikle bu çelişkinin giderilmesi ve kararda belirtilen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyerek bozma kararı verilmiştir.
Bozma kararına karşı davacılar vekili ve davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş., ... Bankası ile davalılardan ... vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Karar düzeltme incelemesini yapan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/2614 Esas 2020/1373 Karar sayılı ve 08.06.2020 tarihli kararı ile mahkemece, satışa izin yetkisi verilmeksizin sadece eksik işlerin tamamlanması için nama ifaya izin kararı verilmesi gerekirken satış suretiyle nama ifaya izin kararı verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın bu yönde bozulmasına karar vermiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece, satış yetkisi talebi reddedilerek sadece dava konusu kalemler ile giderim bedellerine ilişkin nama ifa yetkisi verilmiştir.
Anılan karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Nama ifa; eseri sözleşmede belirlenen sürede eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edemeyen yüklenicinin nam ve hesabına, iş sahibinin bizzat tamamlaması veya başka yükleniciye tamamlattırması demektir. Yapma borcu borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde iş sahibi (alacaklı) gideri borçluya ait olmak üzere, edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir (TBK 113, BK 97).
Mahkemece, davalı yüklenici şirketin, sözleşmeden kaynaklanan edimini ifa etmediği saptanarak, bilirkişi incelemesi sonucunda imara aykırılıkların giderim bedeli, eksik ve ayıplı yapılmış olan iş kalemleri, bunların tamamlanması giderleri ve ayrıca yapı kullanma izin belgesi için harcanması gerekli giderlerin saptanmasından sonra, yüklenici namına ifaya ve nama ifa giderlerinin nereden karşılanacağının belirtilmesi gerekir.
Nama ifa davası, eksik ve ayıplı iş davalarının özel bir türü olup, hesaplanan eksik ve ayıpların giderilme bedellerinin, hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle belirlenmesi gerekir. Yerel mahkemece, nama ifa kapsamında hükmolunan bedellerin 24.04.2014 tarihli keşif sonrası düzenlenen 04.06.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen bedeller olduğu, hüküm tarihinin ise 21.09.2021 olduğu gözetildiğinde, aradan geçen sürede hükmolunan bedellerin güncelliğini yitirdiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, nama ifaya izin kapsamında hükmolunan bedellerin karar tarihine en yakın güncel değerinin tespit edilmesi, davacı arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerdeki ve ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işlerin giderilip giderilmediği konusunda ek rapor düzenlenmesinin istenmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu verilen karar doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin 2. bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının 2. bent kapsamında kabulü ile hükmün temyiz eden davacılar lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 17.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.