Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-62 Esas 2004/106 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/6-62
Karar No: 2004/106

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-62 Esas 2004/106 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2004/6-62 E., 2004/106 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/6-62 E., 2004/106 K.

  • SUÇTA HUKUKİ NİTELİK
  • SUÇUN MADDİ UNSURLARI
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 504 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 253 ]
  • "İçtihat Metni"

    Dolandırıcılık suçundan sanıklar Muzaffer B....., Ali N...... ve Davut N......"ın bera-atlarına ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince 25.12.2000 gün ve 142-301 sayı ile verilen kararın o yer C.Savcısı, katılan Nurettin vekili ve katılan Mevlüt tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 15.05.2001 gün ve 7644-8180 sayı ile;

    "Oluşa, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçunun sübuta erdiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel Mahkeme ise 29.01.2002 gün ve 231-12 sayı ile;

    "Sanıklar Ali ve Davut N......"ın K....... Turizm Seyahat Şirketinin yetkilileri oldukları, sanık Muzaffer B....."in ise bu şirkette aylıklı şöfor olarak görevli olduğu, sanıkların hac kotalarının dolması nedeniyle hacca gidemeyen müştekileri hacca götürmek amacı ile onbeşbin kişilik kota aldığını bildiren Nisan şirketi ile şifaen anlaşmaları üzerine müştekileri Ürdün üzerinden hacca götürmeye kalkıştıkları, müştekilerinde kotaların dolduğundan haberdar oldukları, Ürdün üzerinden hacca gidileceğini bildikleri, bu şekilde gerekli seyahat ücretlerini sanıklara ödedikleri, sanıkların an-laşma gereğince müştekileri Ürdün"e uçakla götürdükleri ertesi günü hacca gitmek üzere yola çıkılmasının gerektiği ancak, Nisan firmasınca alınması gereken vizelerin sahte olduğunun Ürdün Devleti yetkililerince anlaşılması üzerine sanık Muzaffer B....."in de içinde bulunduğu bazı kişilerin Ürdün"de tutuklandıkları, müştekilerin ise Ürdün üzerinden hacca gitme imkanının kalmadığı, bunun üzerine beş gün Ürdün"de kalmak durumunda bulunan müştekilerin otel ve iaşe giderlerinin sanıklar tarafından karşılandığı daha sonra da yine sanıklarca temin edilen uçakla müştekilerin Türkiye"ye getirildikleri dosyadaki delillerle sabittir.

    Bu duruma göre hac kotalarının dolduğunu bilen müştekilerin bazı gayri kanuni sayılabilecek yollardan hacca gideceklerini öngörmelerinin gerektiği ve bu durumu bilerek hacca gitmek üzere sanıklarla anlaştıkları ancak Ürdün"de çıkan problemler nedeniyle hacca götürülmemeleri üzerine buradaki konaklama ve iaşe giderlerinin sanıklarca karşılandığı ve daha sonra yine sanıklarca temin edilen uçakla Türkiye"ye getirildiklerine göre; sanıkların müştekileri dolandırdıklarından bahsetmenin mümkün olamayacağı kanaatına varılmıştır. Zira müştekiler mevcut durum ve şartları bilerek yola çıkmışlar ve Ürdün"de çıkan problemler nedeniyle yurda dönmek zorunda kalmışlardır. Bu nedenle müştekilerin kandırıldıklarından bahsetmenin mümkün bulunmadığı gibi sanıklarda da dolandırma kastının bulunmadığı kanaatına varılmıştır. Sanıkların müdahilleri dolan-dırma kastında olmaları durumunda müdahillerden paraları tahsil ettikten sonra hiçbir masraf yapmadan paraları alıp ortadan kayıp olmaları gibi bir durumun söz konusu olmadığı, sanıkların müdahilleri Türkiye"den uçakla Ürdün"e götürdükleri, Ürdün"de beş gün barındırdıkları, iaşe giderlerini karşıladıkları daha sonrada uçak tutarak Türkiye"ye getirdikleri ve bu şekilde müdahillerden aldıkları paraların büyük bir kısmını yine müdahillere harcadıkları anlaşılmaktadır. Dolandırma kasıt ve niyeti ile hareket eden bir kişinin dolandırdığı miktarın neredeyse tamamına yakın bir kısmını tekrar dolandırdığı şahsa harcamasının hayatın olağan akışına uygun düşmediği anlaşıl-mıştır. Kaldı ki sanıklar yurda döndükten sonra bazı müdahillerin paralarını ödemeye çalışmışlar ve bazı müdahillere ise ödemiş oldukları paralarına mahsuben senet vermişlerdir. Dolandırma kastı ile hareket eden bir kişinin bu şekilde davranmasının da mümkün bulunmadığı kanaatına varıldığından müştekiler ile sanıklar arasındaki ilişkinin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu kararın da o yer C.Savcısı, katılan Nurettin vekili ve katılan Mevlüt tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 14.10.2003 gün ve 242-253 sayı ile; direnme hükmünün katılanlardan Ahmet P......."ya tebliğ edilmemesi nedeniyle, adı geçe-ne tebligat yapılması için dosyanın incelenmeksizin yerine iadesine karar verilmiştir.

    Gerekli tebligat işleminin tamamlanmasından sonra dosya, Yargıtay C.B...savcılığının "boz-ma" istekli, 11.07.2003 günlü tebliğnamesiyle Birinci B...kanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kuru-lunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanıkların dolandırıcılık suçundan beraatlarına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasndaki uyuşmazlık yüklenen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

    İncelenen dosya içeriğine göre;

    Katılan Nurettin T....... aşamalardaki ifadelerinde; Muzaffer B..... adlı kişinin K....... turizm şirketi adına eşi ve kendisini hacca göndermeyi teklif ettiğini, bu teklifi kabul ederek istenen belgeleri temin edip pasaportlarıyla birlikte sanık Muzaffer"e verdiğini, vermiş olduğu 4.000 dolar karşılığında da sanık Muzaffer"in iki adet 1.000 dolarlık bir adet de 1.600 dolarlık makbuzu şirket adına düzenleyerek verdiğini, 400 dolar için ise makbuz vermediğini, K....... şirketiden aranıp, 20.02.2000 tarihinde Ankara"ya gelmelerinin söylendiğini, diğer hacı adaylarıyla birlikte sanık Muzaffer"in önderliğinde otobüsle Ankara"ya, buradan da şirket tarafından kiralanan otobüsle İstanbul"a gittiklerini, şirket sahipleri olan sanıklar Davut ve Ali N...... tarafından, S.Arabistan"a direk gidemezlerse Ürdün, Amman üzerinden otobüsle gideceklerinin söylendiğini, 20.02.2000 günü uçakla Ürdün"ün Amman şehrine gittiklerini, burada otellere yerleştirildiklerini, pasaport-larında vize olmadığını sonradan öğrendiğini, Amman"da pasaportlara vize alacaklarını bu nedenle beklendiğini söylediklerini, 3 gece kaldıklarını, sonra sanıklar Muzaffer B..... ve Ali N......"ın, işi B...aramadıklarını, Ürdün polisinin bu organizasyonu yapan kişileri tutukladığını ve paralara el konulduğunu bu nedenle ödeyemeyeceklerini belirttiklerini ve Türkiye"ye döndüklerini, önce İstanbul"a, buradan da otobüsle Ankara"ya getirildiklerini, kendi olanaklarıyla Amasya"ya döndü-ğünü, 15 gün kadar önce sanık Muzaffer ve Sezai P....... ile birlikte Ankara"ya, şirketle görüşmeye gittiklerinde sanıklar Davut ve Ali N...... tarafından masraflar çıktıktan sonra paralarının 26.03.2000 tarihinde iade edileceğinin söylendiğini, şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.

    Katılan vekili de dilekçesinde, organizasyonun hiçbir aşamasında sanıkların, B...ka bir firma aracılığıyla katılanı götüreceklerini söylemediklerini, sanıkların sahte vize temin ederek kendilerini kandırdığını, Ürdün"den de sanıkların temin ettikleri uçakla değil mülteci biletiyle dönüş yap-tıklarını, sanık Ali N...... şirket ile ilişkisi olmadığını belirtiyorsa da 22.11.1998 tarihli Mahalli İdareler adlı gazetede firmanın tanıtımının yapıldığını, bu haberde sanığın yapılan görüşmede kendisini şirketin yönetim kurulu B...kanı olarak tanıttığını, olay sırasında ve sonrasında bir çok yakınan ile bu kişinin doğrudan ilişki kurup bir kısmına senet verdiğini, bütün bunların bu sanığın da firmayla ilişkisini kanıtladığını belirtmiş ve dilekçe ekinde söz konusu gazeteyi de sunmuştur.

    Katılan Ahmet P....... da aşamalarda benzer bir anlatımla karısıyla birlikte hacca gitmek için Amasya Müftülüğüne B...vurduğunu, kurada çıkmadığını, bunun üzerine hacca gitmenin B...ka yollarını aramaya B...ladığını, köylüsü Nurettin T......."ın, hacca gitmek için güvenilir bir adam bulduğunu belirttiğini, sanık Muzaffer B....."i bulduklarını, karısı ve kendisini 3.500 dolara hacca götürmeyi taahhüt ettiğini, pasaportları sanık Muzaffer"le birlikte çıkarttıklarını, sonra Ankara"ya, oradan da İstanbul"a gittiklerini, buradan uçakla gittikleri Ürdün"de 3 gün kaldıklarını, kendilerini Arabistan"a götüremeyip İstanbul"a geri getirdiklerini, Amasya"ya döndüklerinde oğlu Sezai"nin sanık Muzaffer"le konuşarak ödedikleri 4.200 dolar parayı istediğinde, sanık Muzaffer"in, şirket yetkilisi sanık Davut N......"ın Ürdün"de tutuklandığını, bu nedenle ne olacağını bilemediğini söylemiş olduğunu, daha sonra Ankara"da sanık Davut"u bulan oğlunun parayı istediğinde mas-raflar düşüldükten sonra 26.03.2000 tarihinde paranın ödeneceğinin söylemesi üzerine senet iste-diğinde kabul etmediğini, şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.

    Katılan Mevlüt M..... ise, vekili aracılığıyla C.Savcılığına sunduğu 03.03.2000 havale tarihli dilekçede; K....... Ltd.Şti. yetkilileri olan sanıklar Davut ve Ali N...... ile katılanın yapmış oldukları hizmet sözleşmesiyle, katılan ve eşinin 3 aylık süre için umre ve hac görevlerini ifa ettirme taahhüdü karşılığında 5.000 dolar ödendiğini, 21.02.2000 tarihinde katılan ve eşinin Ürdün"ün B...kenti Amman"a götürüldüklerini, burada 4 gün çeşitli bahanelerle oyalanarak ve bir camide konaklatarak sanıkların ortadan kaybolduklarını, katılanın ve eşinin dolandırıldıklarını anlayıp Türk Büyükelçiliğinin girişimleri ile mülteci muamelesi görerek Türkiye"ye dönebildiklerini, sanıklardan şikayetçi olduğunu bildirmiş, kollukta da şikayet dilekçesini tekrar ettiğini beyan etmiştir.

    Duruşmada ise, annesi, eşi ve kendisi için hacca gitmek üzere Ankara"da 3.000 dolar, Ürdün"de de 2.000 dolar olmak üzere toplam 5.000 doları diğer iki sanığın yanında sanık Davut"a verdiğini, Ürdün"de vizeler sahte çıktı diyerek kendilerini geçirmediklerini ve İstanbul"a döndüklerini, verdiği paranın iade edilmediğini, sanıklardan şikayetçi olduğunu söylemiştir.

    Yakınanlar Hamza K..... ve İdris Ö..... da benzer şekilde anlatımda bulunarak, sanıklardan şikayetçi olduklarını bildirmişlerdir.

    Sanık Muzaffer B....., daha önce Suudi Arabistan"da işçi olarak çalıştığı için Arapça öğrendiğini, döndükten sonra 1997-1998 yıllarında B...ka bir şirkette şoför ve tercüman olarak çalıştığını, 10.10.1999 tarihinde K....... Turizm Ltd. Şti. ile anlaştığını, görevinin hacca gidecek olan kafilede şoförlük ve tercümanlık yapmak olduğunu, aynı zamanda Amasya ilinden hacca gidecek kişileri temin edip şirketle bağlantılarını sağlayacağını, bunun üzerine aralarında yakınanların da olduğu kişileri bularak gerekli evraklarını 06.11.1999 tarihinde şirkete teslim ettiğini, şirket sahiplerinden Davut N......"ın, hacı adaylarından 1900 dolar alınmasını ve aldığı paralara karşılık verdiği tahsilat makbuzunu kullanarak makbuz kesmesini söylemesi üzerine, toplam 16.200 dolar parayı makbuz karşılığında topladığını, makbuzlu ve makbuzsuz olarak topladığı paraların toplamının ise 22.112 dolar olduğunu, bunun 18.100 dolarını şirket sahibi Davut N......"a, geriye kalan paranın 1.900 dolarını Hayrettin Yaman"a geri teslim ettiğini, 1.400 dolarını kendisinin harcadığını, 712 dolarını da hacca gidecek kişiler için elbise, çanta dikimi ve otobüs kirası olarak verdiğini, 20.02.2000 tarihinde kiraladığı otobüsle Amasya"dan 13 hacı adayıyla birlikte önce Ankara"ya şirket merkezine, buradan da diğer yerlerden gelen adaylarla birlikte İstanbul"a, buradan da uçakla Ürdün"e gittiklerini, pasaportlarda vize bulunmadığını, Ürdün"de pasapotların şirket yetkililerince toplandığını, burada otellere gittiklerini, Ürdün"den karayoluyla hac görevi için Arabistan"a gidile-ceğinin söylendiğini, ancak Türkiye"nin Arabistan ile yaptığı anlaşma nedeniyle karayoluyla hacca gidilemeyeceğini öğrendiklerini, bu arada Amman"a gelen Davut N......"ın tutuklandığını duyduklarını ve dört gün sonra şirketin kiraladığı uçakla İstanbul"a, buradan da otobüslerle Ankara"ya geldikten sonra kendi olanaklarıyla memleketlerine döndüklerini, görüştüğü Ali N......"ın ise Davut dönünce herkesin parasını geri ödeyeceklerini söylediğini, bir süre sonra Davut"un Amman"dan döndüğünü öğrenmesi üzerine Nurettin T....... ve Ahmet P......."nın oğlu Sezai ile birlikte şirkete gittiklerini, yaptıkları görüşmede Davut ve Ali N......"ın, 26 Martta masraflar dü-şüldükten sonra herkesin parasını ödeyeceklerini söylediklerini, diğer sanıkların kendisini de dolandırdıklarını söylemiştir.

    Sanık Davut N...... ise, K....... turizm şirketinin sahibi olduğunu, ağabeyi olan sanık Ali N......"ın şirketle bir ilgisinin bulunmadığını, Şubat 2000 tarihinde umreye gidecekler için bir turizm kafilesi düzenlediklerini, bu arada Amasya"da Muzaffer B..... adlı kişi ile tanıştıklarını, umreye adam taşıyacaklarını öğrenince şirket adına Amasya"da yakınanlardan dolar olarak para toplamış olduğunu, şirkete gelip yakınanlar İdris Ö..... ve Nurettin T......."ın umreye gideceğini ve grubunun da 15 kişi olduğunu bildirdiğini, sanık Muzaffer"in getirdiği kişilerden ön ödeme olarak bilet paralarını karşılamak üzere bir miktar dolar aldıklarını, merkezi İstanbul"da bulunan Nisan turizm aracılığıyla direk umreye götüreceklerini yakınanlara söylediklerini, Nisan turizmin yetkililerinin kendilerinden paraları aldıklarını, bu kişilerle Ürdün"ün B...kenti Amman"a kadar gidildiğini, burada 400 dolar daha alındığından bir bilgisi olmadığını, sanık Muzaffer"in almış olabileceğini, Ürdün"de iki gün otellerde konakladıktan sonra vizelerde sahtecilik olduğu iddiası ile kendilerini geri çevirdiklerini, 6 gün gözaltında kaldığını, Nisan turizmin elemanlarının ise tutuklandıklarını, kendisinin ise serbest bırakıldığını, yakınanların biletlerini kendi imkanları ile aldığını, döndükten sonra İdris Ö..... ve Nurettin T......."ın paralarının Mart ayı içerisinde protokol karşılığında sanık Muzaffer"e ödendiğini, atılı suçu işlemediğini beyan etmiştir.

    Sanık Ali N...... ise, K....... turizm şirketinin kardeşi Davut N......"a ait olduğunu ve Şubat 2000 tarihinde umreye gitmek için bir seyahat düzenlediğini, sanık Muzaffer B....."in, Amasya"dan grup toplayıp kardeşine B...vurmuş olduğunu, nasıl çalıştıklarını ve ne kadar para aldıklarından bilgisi olmadığını, çalışmalarına katılmadığını, kendisini de şikayet ettiklerini, yük-lenen suçla bir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

    Sanıklar Davut ve Ali N...... vekilleri de çeşitli tarihlerde sundukları dilekçelerde, sanıkların yüklenen suçları işlemediklerini, kimseyi dolandıracak hile ve desise yapmadıklarını, sanıklardan Davut"a ait olan K....... firmasının (A) grubu seyahat acentası olup diyanetten hac için kota almaya hak ve yetkisi bulunduğu halde hiç hac organizasyonu yapmadığını, kurada çıkmadığı için hacca gidemeyen kişilere umre organizasyonu yaptığını, bu arada merkezi İstanbul"da bulunan Nisan Turizm şirketinin 15 milyon kişi için umre organizasyonu izni aldığını belirterek umre aday-larının kendilerine yönlendirilmesi talebinde bulunduğunu, Amasya"dan sanık Muzaffer aracılığıyla umre için B...vuran kafileyi bu şirket aracılığı ile umreye göndermek için işlem yapıldığını, vize işlemlerinin de bu firma tarafından takip edildiğini, ancak Amman"da sınır kapıları kapatılarak vizelerin sahte olduğunun ileri sürülmesi üzerine yakınanların mağdur olmamaları için otellerde ağırlayıp, uçakla yurda dönmelerini sağladığını ve Nisan şirketi yetkilileri hakkında Ürdün polisine şikayetçi olduğunu, bu ülkenin yasaları gereği durum anlaşılana kadar şikayetçilerin de gözaltında tutulduklarından, bu durumu göze alıp 20 gün Ürdün"de gözaltında kaldıktan sonra Nisan şirketi yetkilileri İmam T....... ile Zehra A....."ın tutuklanmalarını sağlayıp, bu şirkete ödenen paralara tedbir koydurduğunu, yakınanlara ait paraların da bir protokol ile sanık Muzaffer"e teslim edildiğini, bu olayda sanık Davut"un da dolandırılmış olduğunu, sanık Ali"nin ise olaylar ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, kaportacılık işi ile geçimini sağladığını ve ayrı dükkanı olduğunu, vizelerin sahte olmadıklarının ise Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde süren 2000/129 esas sayılı dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğunu belirtmişlerdir. Savunmalarını destekleyen ve Ürdün makamlarınca düzenlenmiş belgelerin tercümelerini de dilekçeleri eklerinde sunmuşlardır. Bunların incelenmesinde;

    07.03.2000 tarihinde "ilgili makama" B...lığıyla Ürdün Krallığı Adalet Bakanlığı Amman Savcılığınca düzenlenen belgede aynen, "İsim: Davut N....... Yukarıda adı geçen kişi Zuhre Aktaş ve İmam hakkında Amman Savcılığına kendisini dolandırdığı gerekçesiyle soruşturma açmıştır. Dava ilgili savcı tarafından incelenmektedir ve hala devam etmektedir. Bu belge kendi isteği üzerine verilmiştir." ifadelerine yer verildiği;

    Amman Ceza B...langıç Mahkemesinin 07.10.2001 günlü kararıyla, İmam A..... T....... ve Anibal A..... adlı Türk vatandaşlarının, Türkiye"den getirilen hacı adaylarına hac farizasını yerine getirmek için Suudi Arabistan"a geçmek üzere vize sağladıkları ve karşılığında 600-1.000 dolar arasında para aldıkları, ancak geçiş sırasında Suudi Arabistan yetkililerince bu vizelerin sahte olduklarının anlaşılarak hacı adaylarının Ürdün"e döndürüldüklerini, böylece sanıkların sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu işledikleri kabul edilerek İmam A..... T......."ın 8 ay hapis ve 100 dinar para cezası, Anibal A....."nın ise 3 ay hapis ve 100 dinar para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır.

    Dosyada bulunan diğer belgelerin incelenmesinde; K....... Turizm şirketine ait tahsilat makbuzu B...lığını taşıyan, 23.11.1999 gün ve 156 sayılı makbuz ile 2.000 dolar; 20.02.2000 gün ve 160 sayılı makbuz ile 1.800 dolar ve 21.02.2000 gün ve 162 sayılı makbuz ile 400 dolar paranın sanık Muzaffer B..... tarafından tahsil edildiği;

    Borçlusu sanık Ali N......, alacaklısı katılan Ahmet P....... olan ödeme günü açık bırakılan 3.000 dolar bedelli ve 28.03.2000 tarihli bononun, bu sanık tarafından K....... turizm adına da imzalandığı;

    Sanık Muzaffer B..... tarafından imzalanan 11.11.1999 gün ve 154 sayılı makbuz ile1.000 dolar, 18.11.1999 gün ve 155 sayılı makbuz ile 1.000 dolar ve 20.02.2000 günlü makbuz ile 1.600 dolar para alındığı anlaşılmaktadır.

    Ayrıca K....... şirketine ait broşürde, şirket tarafından düzenlenen hac ve umre organizasyonları hakkında bilgi içerdiği, T....."a bağlı (A) grubu seyahat acentası olduğu belirtilmiştir.

    Sanık Muzaffer B....."in evinde 21.03.2000 tarihinde yapılan aramada K....... turizme ait 10.10.1999 tarihli anlaşma, kimlik bilgi formu, şirkete ait kağıda yazılı isim listesi, tahsilat makbuzu ve alınan paraların işlendiği beyaz sayfalı bir defter bulunarak el konulmuştur. Bunlardan K....... Şirketi antetli kağıda yazılı "anlaşma" B...lığını taşıyan belgede;

    1999-2000 umre sezonunda sanık Muzaffer"in, K....... şirketi ile çalışmayı kabul ettiği, Amasya"da şirket adına hareket ederek umreci toplayıp para almaya, her türlü bilgi, ilan ve broşür vermeye tam yetkili olduğu, Arabistan"da umrecileri otelde istediği kata yerleştirmeye, benzer bütün hizmetleri yapmaya ve Arabistan"a gidecek olan ambulansın şoförü olmaya firma tarafından yetki verildiği, bu hizmeti karşılığında peşin olarak 2.250 dolar alacağı, Amasya grubunun ücretinin sanık Muzaffer tarafından toplanacağı, pasaportlar firmaya geldiğinde kişi B...ına 600 dolar verip kalan miktarı 3 ayrı taksitte firmaya ödeyeceği belirtilmiş, belge sanık Muzaffer, şirket adına sanık Davut ile tanık olarak Halim D....... adlı bir kişi ve katılan Nurettin T....... tarafından imzalanmıştır.

    06.11.1998 tarihli belgede aralarında katılanlar ve yakınanların adlarının da bulunduğu 8 kişinin listesinin yer aldığı ve bu kişilere ait pasaportların firmaya teslim edildiği belirtilmiş, belge sanıklar Muzaffer ile Davut tarafından imzalanmıştır.

    13.12.1999 tarihli belgede, sanık Muzaffer"den vize parası olarak 1.700 dolar, kapora olarak 1.300 dolar olmak üzere toplam 3.000 dolar alındığı belirtilmiş, belge şirket adına sanık Davut N...... tarafından imzalanmıştır.

    Tarihsiz olan listenin incelenmesinde ise, katılan Nurettin T......."dan iki kişi için 3.700, katılan Ahmet P......."dan iki kişi için 3.800, yakınan İdris Ö....."dan iki kişi için 3.800, yakınan Hazma K....."den bir kişi için 1.900 olmak üzere 9 ayrı kişiden 14 kişilik toplam 23.700 dolar için hesap yapıldığı, keza tarihsiz ikinci bir isim listesinde ise 70 kişinin adının yer aldığı, belgenin "Ali N...... isim listesi" B...lığını taşıdığı anlaşılmaktadır.

    "Hacılardan toplanan dolar" B...lıklı belgede yer alan isim listesinde katılan Nurettin Top-sakal ile Ahmet P......."dan ayrı ayrı 4.000 dolar, yakınan Hamza K....."den 1.100, İdris Ö....."dan 2.700 dolar olmak üzere 9 kişiden toplam 22.112 dolar alındığı; "hacılarda kalan bakiye" B...lıklı belgede Nurettin T......."dan 100, Ahmet P......."dan 100, Hamza K....."den 950, İdris Ö....."dan 1.400 dolar olmak üzere 9 kişiden toplam 6140 dolar alınacağı belirtilmiştir.

    Matbu şekilde düzenlenmiş "Uzun süreli umre protokolü hizmet sözleşmesi" B...lıklı ve K....... Turizm antetli belgede 12 madde halinde koşulların yazıldığı, buna göre 1999 sezonunda umrenin Mekke ve Medine"de olup, konaklama, rehberlik ve bütün transferlerin ücrete dahil olduğu, gidiş dönüşün uçakla yapılacağı, Mekke ve Medine"de otelin sabit olup umre boyunca kesinlikle değişmeyeceği, 50 kişilik gruplara bir din görevlisi ve yardımcının firma tarafından sağla-nacağı, özel oda isteyen hacı adaylarından ayrıca fark alınacağı, odalardaki yatak ve çarşafların firmaya ait olduğu, hacılara haftada üç gün vaaz verileceği, elbiselik kumaş, eşya çantası, terlik çantası ve zemzem bidonu hediye edileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.

    Bu arada katılan Mevlüt M..... ilk hükmü temyizine ilişkin 05.02.2001 havale tarihli dilekçede sanıkların Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince benzer suçtan mahkum edildiklerini, sanıklar hakkındaki tüm delillerin de bu dosyada olduğunu belirtmiş, dilekçe ekinde Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.09.2000 gün ve 129-213 sayılı kararının fotokopisini sunmuştur. Bu kararın incelenmesinde; K....... firmasının 1999-2000 yıllarında hac organizasyonu düzenleme yetkisinin olmadığı, Diyanet tarafından bu firmaya hac kontenjanı verilmediği halde hacca, umreye veya yurt dışında çalışmaya götürmek ve bu amaçla vize almak vaadi ile 13 yakınandan sanıklar Davut N......, Ali N...... ve Mustafa B... tarafından para alınmak suretiyle aynı şekilde dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan davada sanık Mustafa"nın beraatına, sanıklar Ali ve Davut"un ise bir kısım eylemleri sabit görülerek TCY.nın 503/1, 522. maddeleri uyarınca yedi kez olmak üzere sonuç olarak ayrı ayrı 5 yıl 17 ay 6 gün hapis ve 8.347.981.768 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır.

    Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin söz konusu dosyasının akıbeti Ceza Genel Kurulunca araştırılmış olup, buna göre;

    Sanıkların dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmalarına ilişkin kararın Yargıtay 6. Ceza Dairesince 29.01.2001 tarihinde, sanıkların yetkileri olmadığı için Nisan Turizm yetkilileri olan İmam T....... ve Zehra A..... ile görüşüp, yakınanları bu firma aracılığıyla Ürdün-Amman"a kadar götürdüklerini savunmuş olmaları karşısında, savunma doğrultusunda adı geçen firmanın konu-mu ve hacca götürme belgeleri olup olmadığı ile yetkilileri araştırılarak saptanmadan, bu hususta adı geçenler tanık sıfatıyla dinlenilmeden, eksik soruşturma ile hüküm kurulduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği;

    Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 09.05.2002 gün ve 94-196 sayı ile; İmam T....... ve Zehra A....."ın, Nisan firmasının yetkilileri oldukları ve alınan ifadelerinde sanıkları tanımadıklarını ve hiçbir ticari ilişkilerinin olmadığını bildirdikleri belirtilerek önceki hükümde olduğu gibi sanıklar Davut ve Ali N......"ın cezalandırılmalarına karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmesi üzerine, dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesinde bekle-mekte olduğu tespit edilmiştir.

    Bütün bu bilgi ve belgeler bir arada ele alınıp değerlendirildiğinde;

    Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, ceza yargılamasının amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Hüküm kesinleşinceye kadar inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle somut gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından, gerek katılan Mevlüt M....., gerekse sanıklar vekili tarafından, olaylara ilişkin tüm kanıtların toplandığı ileri sürülen ve Ceza Genel Kurulunca yapılan araştırma sonucunda sanıklar ve yargılanan hukuki uyuşmazlık bakımından hukuki ve fiili bağlantı olduğu saptanan Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olan bir davanın bulunduğu da nazara alınarak, CYUY.nın 3 ve 4. maddeleri uyarınca davaların birleştirilmesinin, sunulan bilgi ve belgeler doğrultusunda Nisan firmasının hukuki konumunun ve buna bağlı olarak da 1999-2000 yıllarında hac ve umre organizasyonları düzenlenmesinde sanıklardan Davut ve Ali N...... tarafından yönetilen K....... firması ile aralarında hukuki bir ilişki bulunup bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre de sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayininin gerektiği açıktır. Açıklanan bu hususlar nazara alınmadan, eksik yapılan soruşturma sonucunda, yakınanlar ile sanıklar arasında özel hukuka ilişkin uyuşmazlık bulunduğundan bahisle verilen direnme kararı isabetsizdir.

    Öte yandan incelenen dosyada, sanıklar Davut ve Ali N......"ın K....... Turizm Seyahat Ltd. şirketinin yetkilileri olup, diğer sanık Muzaffer B....."e yetki vererek yurdun çeşitli yerlerinde hacca gitmek için müftülüklere B...vuran ancak, hacca gitmeye hak kazanamayan yakınanları hacca götürebilecekleri vaadi ile kandırarak kişi B...ına 1500 dolar alıp Ürdün"e götürdükleri daha sonra vize alamadıklarından bahisle tekrar Türkiye"ye getirdikleri ve bıraktıkları, bu suretle yakınanlar Hamza K....., Ahmet P....... ve Nurettin T......."ı dolandırdıkları iddiasıyla, TCY.nın 503/ilk, 80 ve 522. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmış, Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık suçuna uyma ihtimali bulunduğundan bahisle TCY.nın 504/4, 522. maddeleri uyarın-ca 3"er kez cezalandırılmaları için Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.

    Ayrıca sanıklar hakkında Ankara C.B...savcılığının 22.06.2000 tarihli iddianamesiyle yakınanlar İdris Ö..... ve Nurettin T......."ı aynı şekilde dolandırdıkları iddiasıyla TCY.nın 504/4, 522. maddeleri uyarınca açılan davada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesince 17.07.2000 gün ve 204-164 sayı ile arada fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle davanın Yerel Mahkemedeki 2000/142 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş; yine Ankara C.B...savcılığının 25.05.2000 günlü iddianamesiyle sanıklar Ali N...... ve Davut N...... haklarında yakınan Mevlüt M....."yu benzer şekilde dolandırdıklarından bahisle TCY.nın 504/4, 522, 80. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan davada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesince 09.06.2000 gün ve 172-115 sayı ile arada hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle davanın Yerel Mahkemenin 200/142 sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

    Görüldüğü gibi sanıklar Davut ve Ali N...... haklarında açılan üç, sanık Muzaffer B..... hakkında ise iki ayrı dava birleştirilerek yargılama yapılmıştır. Yerel Mahkemece sanıklar Davut ve Ali N......"ın sorguları 11.07.2000 günlü oturumda yapılmış olup, bu aşamada Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2000/172 ve 2000/204 esas sayılı dava dosyaları henüz birleştirilmediği gibi, anılan dava dosyalarında da sanıkların sorguları yapılmamıştır. Sanıkların bu suçlardan dolayı iddianameler okunarak, yasal hakları hatırlatılmak suretiyle yöntemince sorguları yapılmadan, bu eylemleri de kapsayacak şekilde beraat ve direnme kararları verilmesi CYUY.nın 236 ve 135. maddeleri hükümlerine aykırıdır.

    Yine, sanıklar hakkında katılan Nurettin T......."a yönelen eylemlerinden dolayı iki ayrı dava açıldığı nazara alınarak, mükerrer açılan davanın CYUY.nın 253. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, her iki davayı da kapsayacak şekilde beraat kararı verilmesi de yasaya aykırıdır.

    Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün;

    1- Eksik soruşturma ile hüküm kurulması,

    2- Sanıkların, birleştirilen davalar yönünden yöntemince sorgularının yapılmamış olması,

    3- Mükerreren açılıp birleştirilen davanın reddine karar verilmesinin gerektiği gözetilmeden, bu davaları da kapsayacak şekilde hüküm kurulması isabetsizliklerinden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ:Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.B...savcılığına tevdiine, 04.05.2004 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara