Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/4-9 Esas 2004/29 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/4-9
Karar No: 2004/29

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/4-9 Esas 2004/29 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2004/4-9 E., 2004/29 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/4-9 E., 2004/29 K.

  • BOZMA SONRASI İŞLEMLER VE MAKAMLARI
  • KESİN HÜKME BAĞLANMASININ ERTELENMESİ
  • 4616 S. 23 NİSAN 1999 TARİHİNE KADAR İŞLENEN SUÇLARDAN ... [ Madde 1 ]
  • 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 6 ]
  • 647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 274 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 343 ]
  • "İçtihat Metni"

    Hükümlü M..... S...."nun mühür fekki suçundan TCY.nın 274/1, 59, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 545.260.200 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine ilişkin, Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen ve Yargıtay incelemesinden geçmeksizin kesinleşen 6.3.2003 gün ve 7-122 sayılı hükme yönelik olarak, Adalet Bakanı tarafın-dan yazılı emir yoluna başvurulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 5.11.2003 gün ve 8230-10854 sayı ile;

    "Tebliğnamede "sanığın ruhsatsız yaptığı inşaatın Trabzon Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğünün 6.1.1998 gün ve 120 sayılı yapı tatil tutanağı ile durdurularak mühürlenmesini müteakip inşaatın devam ettirilmesi suretiyle oluşan mühür fekki suçunun nev"i ve suç tarihi itibariyle 4616 sayılı Kanun kapsamında bulunması nedeniyle, anılan Kanunun 1. maddesinin 4. bendi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." denilmektedir.

    Yargıtay C.Başsavcılığının yazılı emir doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 6.3.2003 gün ve 2003/7-122 sayılı kararın CYY.nın 343. maddesi uyarınca bozulmasına" karar verilmiştir.

    Yargıtay C.Başsavcılığınca 2.1.2004 gün ve 93322 sayı ile; "İtiraz konusu sorun, hükümlünün 4616 sayılı Yasa kapsamında kalan suçundan dolayı cezalandırılmasına ilişkin kararın bozulma-sıyla birlikte bu yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca ertelenmesine karar verilmesi gerekip gerekmediğine ilişkindir.

    Hükümlünün eyleminin 4616 sayılı Yasa kapsamından kaldığı konusunda sorun yoktur.

    CMUY"nın 343. maddesi, yazılı emirle bozma isteminin yerinde görülmesi durumunda verilen bozma kararının etkileri bakımından ilgililerin yararına olup olmamasını gözönüne alarak bir ayırıma gitmiş bulunmaktadır.

    a) Davanın esasını kapsayacak şekilde verilen bozma kararı, eğer hükümlülerin aleyhine ise, bu bozma aleyhe etki etmez.

    Örneğin, bozma sonucunda daha ağır bir cezanın verilmesi gerektiği ortaya çıkacak olur ki, bu durum hükümlünün aleyhine olarak, onun durumunu ağırlaştıramaz.

    b) Bozma kararı hükümlünün yararına ise duruma göre, önceki cezanın çektirilmemesi hükmün ortadan kaldırılması veya daha az ceza verilmesi yoluna gidilmesi gerekiyorsa uygula-mayı kara-rında göstermesi zorunludur.

    Gerek öğretide, gerekse uygulamada kabul edildiği gibi, davanın esasına ilişkin kesinleşmiş kararların CMUY"nın 343. maddesi uyarınca bozulmasından sonra dosyanın, yargı makamlarında yeniden ele alınarak bir karar vermeleri olanağı yoktur.

    Bu ilke ışığında somut olaya bakıldığında, Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 6.3.2003 gün ve 2003/7-122 sayılı kararı davanın esasını çözen bir karardır. Bu karar Dairece hükümlü yararı-na bozulmuştur.

    Yukarıda belirtildiği gibi, esasa ilişkin bu kararın yazılı emir ihbarı üzerine bo-zulmasından sonra ilk derece mahkemesinin dosyayı ele alıp yargılama yaparak yeniden bir karar verme olanağı yoktur. Dolayısıyla, hükümlü hakkındaki kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca ertelenmesine karar verilmesinin zorunlu olduğu kanısına varılmıştır," gerekçesiyle itiraz yasayoluna başvurularak, Özel Daire bozma kararına ek olarak hükümlü hakkındaki kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1/4. madde ve bendi uyarınca ertelenme-sine karar verilmesi istenilmiştir.

    Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konu-şulup dü-şünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    İnceleme konusu olayda;

    Mühür fekki suçundan TCY.nın 247/1. maddesi uyarınca verilen ve temyiz edilmeksizin kesinle-şen mahkûmiyet kararına karşı Adalet Bakanı tarafından olağanüstü temyiz (yazılı emir) yasayoluna başvurulması üzerine Özel Daire, davanın 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. ben-di uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükmü kurulduğundan bahisle, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermiş, Yargıtay C.Başsavcılığı ise, bozma kararına ek olarak erteleme kararı verilmesi gerektiği görüşüyle itiraz yasayoluna başvurmuştur.

    Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, olağanüstü temyiz (yazılı emir) üzerine, kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi yerine mahkûmiyete karar verildiğinden bahisle hükmü bozan Özel Dairenin, aynı zamanda 4616 sayılı Yasanın 1/4 maddesi uyarınca davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine de karar vermesi gerekip gerekme-diği hususuna ilişkindir.

    22.12.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 23 Nisan 1999 ta-rihine kadar işlenen bir kısım suçlarda davanın açılmasını, kesin hükme bağlanmasının ertelen-mesini ve bu suçlara ilişkin mahkûmiyet sürelerinden indirim yapılmasını düzenleyen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 4. bendinde ve anılan bendin 4758 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen biçiminde; 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili Yasa maddesinde öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine ilişkin kurallar düzenlenmiş, 5. bendinde ise bu yasanın uygulanması olanağı bulunmayan suçlara yer verilmiştir.

    Her nekadar, sonradan Anayasa Mahkemesinin 17 Aralık 2003 gün ve 25319 sayılı Resmi Gaze-tede yayımlanan 15.10.2003 gün ve 84-89 sayılı kararı ile; 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4758 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen 4. bendinin 1. paragrafı, "…

    ….. haklarında …

    …… son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş…

    ….."ler yönünden Anayasaya aykırı olduğu belirtilerek iptaline karar verilmiş ise de, somut olayda sanık hakkında hüküm verilmiş olmakla, iptal kararının sanığın hukuki durumunu etkilemediği ve yine, kamu davasının kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine olanak sağlaması nedeniyle esasen fail le-hine bir düzenleme olan 4616 sayılı Yasadaki kuralın, TCY"nın 2. maddesi uyarınca kazanılmış hak oluşturduğu kabul edilmelidir. Kaldı ki Anayasanın 153 üncü maddesi uyarınca iptal kararla-rı geriye yürümez.

    Mahkûmiyete konu mühür fekki suçu, TCY.nın 274. maddesinde düzenlenmiş olup, bu suç, 4616 sayılı Yasanın 1.maddesinin 5. bendinde onbir alt bent halinde sayılan kapsam dışı suçlar içinde de yer almamaktadır. Sanığa yüklenen suçun 6.1.1998 tarihinde işlendiği ve maddede ön-görülen cezasının da on yıldan aşağı olduğu dikkate alındığında, bu suçtan açılan davanın 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4758 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen 4. bendi uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmesi gerekirken, Yerel Mahkemece yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırıdır. Bu nedenle, olağanüstü temyiz (yazılı emir) üzerine Özel Dairece, belirtilen yasaya aykırılık gerekçe gösterilmek suretiyle hükmün bozulması isabetlidir.

    Nitekim, olağanüstü bir yasayolu olan ve öğretide "olağanüstü temyiz" de denilen yazılı emir yasayolunu düzenleyen CYUY"mızın 343. maddesine göre, Yargıtay, ileri sürülen nedenleri ye-rinde bulursa karar ve hükmü bozacaktır. Ancak, anılan maddede, bozma sonrası yapılacak iş-lemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek yargısal makamlar yönünden ikili bir ayrıma gidilmiştir. Şayet bozma davanın esasını halletmeyen mahkeme kararları hakkında ise, Yargıtay kararı bozduktan sonra, dosyayı yeniden inceleme ve araştırma yaparak sonucuna göre bir karar vermek üzere Yerel Mahkemeye gönderecektir.

    Davanın esasına şamil olarak verilen hükmün bozulması halinde ise, bozma sebebi ce-zanın tamamıyla kaldırılmasını gerektiriyorsa, Yargıtay, önceden hükmolunan cezanın çektirilmemesini kararına yazacak, bozma nedenine göre daha hafif bir ceza uygulanması gerekiyorsa, bu takdirde de uygulanacak cezayı kararında gösterecektir.

    Görüldüğü üzere yasamız, davanın esasını halleden hükümler yönünden başvurulan olağanüstü temyiz (yazılı emir) yasayolu nedeniyle verilen bozma kararlarını, olağan yasayolu olan temyiz üzerine verilen bozma kararlarından farklı bir sonuca bağlamış, olağanüstü temyiz nedeniyle hükmün bozulması halinde yeniden yargılama yapılmasını engelleyerek, bu durumda bozma ne-denine göre gerekli kararın Yargıtay"ca verileceğini öngörmüştür.

    Öte yandan 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; "Adalet Bakanının uygulamadaki hatalardan başka esas ve hükme etkili olan usul hatalarından dolayı da yazılı emir vermeye yetkili olduğu, yazılı emir üzerine bozulan mahkeme hükmünün davanın esasını hallet-tiği surette yargılamanın tekrarlanmaması, davanın esasını halletmediği surette yargılamanın tek-rarlanması gerektiği", yine 3.6.1936 gün ve 129/11 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise; "mahkûmiyet ve beraat kararı ile zamanaşımı, af ve davadan vazgeçme gibi düşme sebeplerine dayanılarak verilen kararların davanın esasını halleden kararlardan olduğu" belirtilerek, "yargı-lamanın tekrarlanması yasağı"nın sınırları belirlenmiştir.

    İnceleme konusu olayda, bozulan mahkûmiyet hükmü davanın esasını halleder nitelikteki karar-lardan olduğundan, Yerel Mahkemece yeniden inceleme ve araştırma yapılmasına ve yeni bir hüküm kurulmasına olanak bulunmamaktadır. Bu bakımdan, bozma nedenine göre, mühür fekki suçuna ilişkin kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4758 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenen 4. bendi uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine de Özel Dairece karar verilmesi gerekmektedir.

    Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, ancak bu hususta CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Ceza Genel Kurulunca da bir karar verilmesi olanağı bulunduğundan, kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1/4 madde ve bendi uyarınca kesin hükme bağ-lanmasının ertelenmesine karar verilmelidir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 5.11.2003 gün ve 8230-10854 sayılı bozma kararı ve Trabzon 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 6.3.2003 gün ve 7-122 sayılı kararının KALDIRILMASINA, kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1/4 madde ve bendi uyarınca KESİN HÜKME BAĞLANMASININ ERTELENMESİNE, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Baş-savcılığına tevdiine, 10.02.2004 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara