Esas No: 2003/4-296
Karar No: 2004/27
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2003/4-296 Esas 2004/27 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2003/4-296 E., 2004/27 K.
"İçtihat Metni"
Ticarete hile karıştırmak suçundan sanık M..... T...."un, TCY.nın 363/1 ve 647 sayılı Yasanın 4, TCY.nın 72. maddeleri uyarınca 821.340.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 8.2.2002 gün ve 61-128 sayılı hüküm, sanık vekillerinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 15.10.2003 gün ve 26373-9555 sayı ile;
"1- Sanığın sahibi bulunduğu akaryakıt istasyonundan satın alınan motorinde su katkısı bulunması nedeniyle yakınanın aracının arıza yaptığının iddia edilmesi karşısında; suç tarihinde satılan motorinden numune alınmış ise, bunlar da eklenerek standart dışı olmamasının nedeni ve akaryakıt ürününe sonradan herhangi bir katkı maddesi eklenip eklenmediği hususunun Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol Araştırma Laboratuarından sorulup araştırılarak sonucuna göre,
a- Motorinde su katkısının bulunmasına (niteliksizliğine) sanığın satış öncesi hileli davranışının (katkı maddesi eklenmesinin) yol açtığı saptandığı takdirde, eylemin TCY.nın 503/1. madde ve fıkrasına,
b- Sanığın satış öncesi herhangi bir hileli davranışı olmadığı (akaryakıt ürününe katkı maddesi eklemediği) belirlenir ise eylemin, 1705 sayılı Yasanın 6. maddesine,
Uyacağı gözetilmeden, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle TCY.nın 363. maddesiyle hü-küm kurulması,
2- Kabule göre, yargılama giderlerinin miktar ve dökümünün kısa kararda gösterilmemesi" isa-betsizliklerinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 11.12.2003 gün ve 40852 sayı ile;
"Sanığın üzerine atılı, motorine su katkı maddesinin katıldığı gerek iddianame ve gerekse bilirki-şi raporu ve yeminli tanık beyanları ile anlaşıldığı, bir başka katkı maddesinin katıldığına dair bir iddianın bulunmadığı, bu durumda yeniden Orta Doğu Teknik Üniversitesi Petrol Araştırma Laboratuarından sorulup araştırılmasına gerek bulunmadığı mahkûmiyet hükmü tesis edilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, bozma kararında belirtilen, motorinde su katkısının bulunmasına sanığın satış öncesi hileli davranışının yol açtığı saptandığı takdirde, eylemin TCK. nun 503/1. madde ve fıkrasına uyan dolandırıcılık suçunu oluşturacağına ilişkin düşünceye katılmak mümkün değildir.
Öncelikle, sanığın motorine su katkı maddesi kattığı tüm deliller değerlendirilerek bunun sonucunda mahkûmiyet hükmü verilmiştir. Yerel Mahkemeden yeniden tüm delillerin değer-lendirilmesini istemek gereksizdir. Katkı maddesi ekleme eyleminin sanık tarafından yapıldığı ve bunun da Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 16.01.1984 tarih ve 281/3 sayılı kararı karşı-sında, ticarete hile karıştırma suçu olduğu ve dolandırıcılık suçu olarak nitelendirilmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Burada eylemin nitelendirilmesi bakımından, ticarete hile karıştırma suçu ile, dolandırıcılık suçunun ortak ve ayrılan yönlerini açıklamakta fayda olduğu kuşkusuzdur. YCGK"nun söz konusu kararında da ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere bunları şu şekilde sıralamak mümkündür.
1) Ticarete hile karıştırma suçunda amaç, satıcıya karşı alıcıyı koruyup, ticaretin güvenle yapılmasını sağlamak olduğu halde, dolandırıcılık suçunda amaç mal varlığını korumaktır. Bu sebeble ticarete hile karıştırma suçu kamu güvenine karşı cürümler bölümünde yer almasına karşın, dolandırıcılık suçu, mala karşı cürümler bölümünde düzenlenmiştir.
2) Dolandırıcılık suçunda herkesin fail olabilmesine karşılık, ticarete hile karıştırma suçunda fail, satıcı yada onu temsil eden biri olmalıdır.Satıcının hukuki anlamda tacir olması gerekmez. Alışveriş sırasında satıcı durumunda olması yeterlidir.
3) Dolandırıcılıkta kandıracak nitelikte hile yada sania kullanarak, yanılgıya düşürme ve haksız çıkar sağlayıp, başkasına zarar verme suçun hareket unsurunu oluşturmaktadır. Burada aldatma çekirdek kavramdır. Dolandırıcılık hile yada sanianın etkin kışkırtması sonucu aldatılmış irade ile işlenen bir suçtur. Ticarete hile karıştırma suçunda ise, hareket unsuru TCK"nun 363. madde-sine göre bir kimsenin, ticaret yaptığı sırada, alıcısına bir şey yerine, aynı şey olmak üzere, sözleşmeye aykırı olarak, başka bir şey vermesidir. Dolandırıcılık suçunda, failin yaptığı hile ve sania mağdurun iradesi üzerinde etkili olduğu halde, ticarete hile karıştırma suçunda alışveriş ilişkisinin kurulması, aldatıcı eylemden değil, ticari hayattaki karşılıklı ve olağan güvenden ileri gelmektedir. O yüzden dolandırıcılık suçunda aranan boyut ve etkinlikle bir hile, ticarete hile ka-rıştırma suçunda aranmamakta, mağdurun ufak bir dikkati ile bundan kaçınma olanağının bu-lunması durumunda bile, söz konusu suç oluşmaktadır.
4) Ticarete hile karıştırma suçu, teslim anında oluştuğu halde, dolandırıcılık suçunda, suçun ta-mamlanabilmesi için zarar ve haksız çıkar unsurlarının gerçekleşmesi zorunludur. Oysa ticarete hile karıştırma suçunda kanuni tipte zarar unsuru yer almamıştır. Suçun mal varlığına karşı cü-rümler arasında yer almaması da bunu doğrulamaktadır.
Olayımızda, motorine su katılması eyleminde, sanığın eyleminin dolandırıcılıktaki hile boyutla-rına ulaşmayan bir etkinlik içinde kaldığı, dolayısıyla sanığın eylemi dolandırıcılık değil, TCK"nun ticarete hile karıştırma suçunu düzenleyen 363. maddesine mümas bulunmaktadır.
Bozma kararındaki kabule göre de; yargılama giderlerinin miktar ve dökümünün kısa kararda gösterilmemesi hususunda ise, hükme esas alınan kısa kararda yargılama gideri öngörülmüş, gerekçeli kararda ise, miktar ve dökümünün ayrıca gösterilmiş olduğu anlaşılmaktadır." görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşü-nüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlıklar; içine su karıştırılmış motorini satma eyleminin hangi suç tipine uyduğunun belirlenmesi ile yargılama giderleri dökümünün kı-sa kararda gösterilmemesinin yasaya aykırılık oluşturup oluşturmayacağı noktalarında toplan-maktadır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanık M..... T.... kollukta 5.1.2001 günü alınan beyanında; T…
…. petrolün sahibi ve işletmecisiyim, kesinlikle sulu mazot satmadım, şikayetçi Y.... A....yaklaşık bir ay önce yanıma gelerek, benden aldığı mazotun sulu olması nedeniyle aracının arıza yaptığını, tamir masrafını ödememi istedi, mazot depolarını kontrol etmesi için bilirkişi getirebileceğini söyledim, Petrol ofisi bölge müdürlüğüne dilekçe vermiş, gelip depodaki mazotu kontrol edip, örnek aldılar, ofis yetkilisi mazotta su veya herhangi bir yabancı maddenin olmadığını belirtti, Ticaret Müdürlüğüne şikayet etmiş, onlar da bir olumsuzluk bulamadılar, şahıs bu defa da savcılığa şikayette bulunmuş, ken-disine kesinlikle para vermedim, şahıs mazotu başka yerden almış olabilir, şu ana kadar şikayetçi dışında kimseden bir şikayet almadım şeklinde savunma yapmış,
Duruşmada da, benzer şekilde savunma yaparak, suçsuz olduğunu, bu konudaki raporlarını dos-yaya sunacağını söylemiştir.
Şikayetçi Y.... A....tarafından C.Savcılığına verilen 22.12.2000 tarihli şikayet dilekçesinde; köy-de faaliyette bulunan Tosun Petrol"den aldığı mazotun sulu olması nedeniyle kamyonetinin arı-zalandığı, işletme sahibi M..... T...."a durumu bildirdiğinde, kendisine 50 milyon lira vererek aracını tamir ettirmesini istediği, onarım giderinin fazla çıktığı, ancak sanığın kendisine, git bil-diğin yere şikayet et diyerek, başkaca ödeme yapmayacağını söylediği, belir-tilerek, sanıktan şikayetçi olunmuş,
Kollukta 25.12.2000 tarihinde alınan beyanın da; T…
…. petrolden 12.12.2000 günü aracına 10 milyonluk mazot aldığını, yaklaşık 5 km gittikten sonra aracının arıza yaptığını, arabayı çekici ile tamirciye götürdüğü, tamircinin sulu mazot nedeniyle arızanın meydana geldiğini söylemesi üzerine, petrol sahibi M..... T...."a durumu anlattığını, birlikte tamirciye geldiklerini, tamircinin aynı şeyleri söylemesi üzerine, sanığın petrolden getirdiği yağı kattığını, önce çalışan arabanın bir süre sonra tekrar arızalandığını, sanığın, üzerimde para yok, petrolden 50 milyon al, arabanı yaptır demesi üzerine, parayı alıp arabayı tekrar tamirciye getirdiğini, tamircinin masrafın 500-600 milyon olabileceğini söylemesi üzerine, arayıp durumu anlattığını, ancak daha fazla para vermeyeceğini söyleyen sanığın telefonu yüzüne kapattığını, benzer durumlarla aynı yerden mazot alan O.... A…
…. ve A..T......isimli şahısların da karşılaştığını beyan ederek, sanıktan şikayetçi olduğunu söylemiş,
Duruşmada da, benzer beyanda bulunarak, mazotun sanığın akaryakıt istasyonundan alındığı-nı, azda olsa zararının karşılandığını belirterek, şikayetten vazgeçmiştir.
Tanık olarak beyanları saptanan;
O.... Akkaş kollukta ve duruşmada benzer şekilde, şikayetçi ile aynı köyden olduğunu, Tosun petrolden aldığı mazotun sulu çıktığını kendisinden öğrendiğini, kendisinin de belirtilen petrolden yaklaşık bir ay önce mazot aldığını, renginin açık olduğunu ve içine bir şeyler katıldığını gö-rünce tekrar götürüp verdiğini, parasının iade edildiğini, geçen yıl aynı yerden aldığı mazotun da aynı şekilde olduğunu,
H...... M..........kollukta ve duruşmada benzer şekilde, Yusuf Arslan"la birlikte kendisinin de aynı gün mazot aldığını, mazotun sulu olması nedeniyle aracının arıza yaptığını, 120 milyon masraf yaptığını, durumu petrol sahibine bildirince, damadının mazotun sulu olduğunu kabul ederek kendisine 50 milyon lira verdiğini,
Y..... B....kollukta, bir yıl öncesine kadar belirtilen petrolden mazot aldığını, en son aldığı mazotun sulu olması nedeniyle aracının pompasının arıza yaptığını, durumu petrol sahibine bildirin-ce, kabul edip, tamir ücretinin yarısını ödediğini, o tarihten sonra kendisinden bir daha mazot almadığını,
Duruşmada ise, Sanığın, şikayetçiye su katkılı mazot sattığı konusunda bir bilgisinin olmadığını, 2,5 yıl önce aldığı mazotun su katkılı çıkması üzerine, durumu izah edip masrafının yarısını aldığını,
İ...... A..aşamalarda benzer şekilde, yaklaşık 25 gün önce tanımadığım bir şahıs bana gelerek, aracının arıza yaptığını söyleyip, tamir etmemi istedi, kontrol ettiğimde mazot dinlen-dirme şişesi ve filtresinin su dolu olduğunu fark ettim, aracı tamir ettim, petrolcüyü çağırıp olayı kendisine anlattım, mazot filtresini değiştirip göndermemi istedi, bu şekilde arızanın giderilemeyeceğini, mazot pompasının da sökülüp temizlenmesi gerektiğini söyledim, kabul etmeyerek gitti, petrolcünün istediği gibi mazot filtresini değiştirip aracı gönderdim, ertesi gün araç traktörle çekilerek geri getirildi, tamirini yaptım,
R…
…… E…
… kollukta, yaklaşık 25 gün önce bir şahsın gelerek, aracının pompasının arızalı olduğunu söyleyip, tamir etmesini istediğini, tamir ettiğini parça ve işçilik olarak 350 milyon aldığını, arızanın sulu mazottan kaynaklandığı,
Duruşmada, şikayetçinin arızalı minibüsü dükkanına getirdiğini, kontrol ettiğinde deposunda su karışık mazot bulunduğunu, bundan dolayı motorun arıza yaptığını, mazotu Ahmet Tosun"un is-tasyonundan aldığını söylediği,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Savunma tanıkları; H…
…… L…
……, A.. D…
…., R…
…… U…
……, A…
…. Y…
….., A.. Ö…
….. ve M…
…… K…
……. duruşmada, benzer şekilde, sanığın istasyonundan uzun süredir yakıt aldıklarını, herhan-gi bir sorunlarının olmadığını söylemişlerdir.
Şikayetçi tarafından dosyaya sunulan slip fotokopisinden 12.12.2000 saat 5.17"de Tosun Petrol"den 10 milyon liralık mal veya hizmetin 4548-9400-0063-5621 nolu kredi kartı ile satın alın-dığı anlaşılmaktadır.
Antalya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1230-1173 sayılı tespit dosyasının incelenmesinde; Şika-yetçi Y…
….. A…
….."ın 15.12.2000 tarihli dilekçesinde, 12.12.2000 tarihinde sanığın sahibi bulun-duğu Tosun Petrol"den mazot aldığını, aracının arıza yaptığını ve tamirhaneye çektirdiğini, arı-zanın, mazotun sulu olmasından kaynaklandığını belirterek, arızanın mazottan kaynaklanıp kay-naklanmadığı ve onarım giderlerinin tespitini istediği, aynı gün yapılan tespit üzerine bilirkişi makine mühendisi tarafından düzenlenen 19.12.2000 tarihli raporda; aracın deposunun tespit sırasında tamamen sulu mazot ile dolu olduğu, sulu mazot nedeniyle motor pompası ve enjektörle-rinin hasar gördüğü, malzeme ve işçilik dahil olmak üzere toplam zararın 355 milyon lira oldu-ğunun bildirildiği,
Şikayetçinin bu dosyayı kanıt göstererek, 21.12.2000 tarihli dilekçe ile, Antalya Ticaret Mahkemesine alacak davası açtığı ve 13.12.2000 tarihinde Petrol Ofisi A.Ş. Antalya Müdürlüğüne baş-vurduğu anlaşılmaktadır.
Antalya Saha Müdürü tarafından 19.7.2001 tarihli yazı ile 2 şişe numune Petrol Ofisi La-boratuar Müdürlüğüne gönderilerek analizinin yapılması istenilmiş, P.O. Aliağa Tesisat Müdür-lüğü Akaryakıt laboratuarınca düzenlenen 31.7.2001 tarihli Motorin analiz raporunda test sonuçlarının Tüpraş motorin şartnamesine uygun olduğu bildirilmiş, ancak numune alış tarihi kısmında tarih belirtilmemiştir.
Ticarette Tağşişin Men"i ve İhracatın Murakabesi ve Korunması Hakkında 1705 sayılı Yasanın 6. maddesinde, "Bu Kanun uyarınca ilgili Bakanlıkça alınan kararlara ve düzenlemelere aykırı hareket edenler tacir olsunlar veya olmasınlar haklarında, mahkemelerce fiillerinin mahiyetine göre bir aydan altı aya kadar hapis cezası ve yüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezasına hükmedilir. Şayet bu fiillerden dolayı Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilen cezalar daha ağır ise bu cezalar tatbik olunur. Bu şekilde cezalandırılanlar hakkında mah-kemelerce verilen kararlar, masrafları hükümlüden alınmak suretiyle mahalli gazetelerde mahkemece hüküm özeti ilan ettirilebileceği gibi, tacir olanların isimleri ticaret veya sanayi odaların-da bulunacak kara listelere de kaydettirilir. Bu madde hükümlerine aykırı davranışlarda bulunan-lar o malın veya hizmetin imalatçı/üreticisi veya ithalatçısı değillerse, imalatçı/üreticisi veya it-halatçılar da bu eylemden dolayı sorumludurlar, bunlar hakkında da birinci ve ikinci cümle hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, imalatçı/üretici veya ithalatçı sözkonusu aykırılığın kendi kusur-larından kaynaklanmadığını ispat ederse bu sorumluluktan kurtulabilir." hükmü yer almaktadır.
Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün, 19.10.1995 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 95/3 sayılı tebliğinde; dizel otomotiv yakıtları için zorunlu uygulamada bulunan TS 3082 sayılı standart kapsamına giren ürünleri ithal edenlerin, üretenlerin ve satanların, bu standart hükümlerine uy-malarının gerektiği belirtilmiştir.
Bütün bu bilgi ve belgeler bir arada ele alınıp değerlendirildiğinde;
Akaryakıt satıcısı olan sanığın, içine su karıştırılması nedeniyle uygulamada zorunlu olan stan-dartlara aykırı hale gelmiş motorini satışa arz ettiği, şikayetçinin anlatımları, tanık beyanları, tes-pit dosyası ve diğer kanıtlarla sabittir.Özel Dairece, suç tarihinde numune alınmış ise, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Araştırma laboratuarına gönderilerek, akaryakıta sonradan herhangi bir katkı maddesi eklenip eklenmediği sorulup, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği görüşüyle bozma kararı verilmiş ise de, suç tarihinde numune alınmadığı sabittir. Petrol Ofisi Aliağa Tesisat Müdürlüğü Akaryakıt Laboratuarınca, test sonuçlarının Tüpraş motorin şartnamesine uygun olduğu yönündeki görüşünün de, suç tarihinde herhangi bir numune alın-maması ve sunulan raporda da numune alış tarihinin belirtilmemesi nedeniyle, diğer kanıtlarla birlikte değerlendirildiğinde, suç tarihinden daha sonra alınan motorine ait olduğu anlaşılmakta-dır. 1705 sayılı Yasanın 6. maddesi ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün 19.10.1995 gün ve 95/3 sayılı tebliği gereğince sanık standartlara uygun akaryakıt satmakla yükümlü olup, katkılı akaryakıt maddesi satmakla kusurludur.
Bu itibarla, somut olayda soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunmayıp, Yargıtay C.Başsavcılığının bu yöne ilişkin itirazı isabetlidir.
Sanığın sabit olan standartlara aykırı motorin satmak eyleminin hangi suç niteliğine uyduğunun incelenmesinde;
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, konuya ilişkin yasal dü-zenlemelerin ve yargısal kararların incelenmesinde yarar vardır.
Ticarete hile karıştırmak suçu, TCY.nda kamu güvenine karşı işlenen suçların yer aldığı altıncı babının 363. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hüküm ile ticari yaşamda güvenilir bir ortamın sağ-lanması, ekonomi ve toplumsal yaşamın gelişmesinin güvence altına alınması amacı güdülerek, ticari hileler cezalandırılmıştır. Taraflar arasındaki ilişki, ticari yaşamda kendiliğinden var olan karşılıklı güven nedeniyle kurulur. Anılan maddede düzenlenen suçun oluşumunda asıl olan sözleşmenin çiğnenmesi olup, zarar doğması olasılığının bulunması yeterlidir, ayrıca mağdurun mal varlığında azalma biçiminde bir zararın doğması gerekmez.
Dolandırıcılık suçu ise, TCY.nın mala karşı işlenen suçların yer aldığı onuncu babını 503. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçta, hile ve desiseler yaparak bir kişiyi hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız çıkar sağlamak eylemi cezalandırılmış-tır. Taraflar arasındaki ilişki, failin hile ve desiseleri ile elde edilen, mağdurun sakatlanmış irade-si sonucu kurulmaktadır. Suç, mala karşı işlenen bir suç olduğundan, mağdurun mal varlığında bir azalma, bir başka anlatımla zarar doğması gerekmektedir. Öğretide de yaygın olarak kabul edildiği gibi dolandırıcılık suçu iki konulu bir cürümdür. Bu suç ile mal varlığı yanında kişinin irade serbestisi ve rıza özgürlüğü de korunmaktadır. (F.EREM, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, C.4, sh.640 vd.; S.SELÇUK, Dolandırıcılık, sh.7 vd.)
Nitekim, Ceza Genel Kurulunun 16.01.1984 gün ve 281-3 sayılı ve 17.02.1998 gün ve 9-40 sayı-lı kararlarında da aynı esaslara yer verilerek, her iki suçu birbirinden ayıran ölçütler aynı şekilde kabul edilmiştir.
1705 sayılı Yasanın 6. maddesinde ise, gıda maddeleri dışındaki, iç ve dış ticarete konu mallarda tağşiş ve hile yapılmasına engel olmak üzere ilgili bakanlıkça yapılan düzenlemelere ve alınan kararlara aykırı davranmak eylemi yaptırıma bağlanmıştır. Ancak, bu eylemin TCY.da düzenle-nen bir suçu da oluşturması halinde, fail hakkında TCY.da öngörülen yaptırımın uygu-lanacağı da madde metninden açıkça anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanığın sabit olan eylemi, su katılması nedeniyle, standarda aykırı olan akaryakıtı satışa sunmak-tır. Taraflar arasındaki ilişki, failin hile ve desiseleri ile elde edilen, mağdurun sakat-lanmış ira-desi sonucu değil, ticari yaşamda kendiliğinden var olan karşılıklı güvene dayalı olarak kurulmuş olup, standarda aykırı motorini, standarda uygun gibi satışa sunan sanığın eylemi TCY.nın 363. maddesinde düzenlenen ticarete hile karıştırmak suçunu oluşturmaktadır.
Yargılama giderinin miktar ve dökümünün kısa kararda gösterilmemesi yönündeki bozma nede-nine gelince, yargılama giderinin miktarını kısa kararda belirtilmediği sabit ise de, mahkemece kısa kararda yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilerek, miktar ve dökümünün gerek-çeli kararda belirtilmek suretiyle eksikliğin giderildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15.10.2003 gün ve 26373-9555 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.2.2002 gün ve 61-128 sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın yerine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 10.02.2004 günü oybirliği ile karar verildi.