Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2001/103 Esas 2001/111 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2001/103
Karar No: 2001/111

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2001/103 Esas 2001/111 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2001/103 E.  ,  2001/111 K.
  • 2918 SAYILI YASA’DA IDARECE UYGULANMASI ÖNGÖRÜLEN IDARI PARA CEZASININ IPTALI ISTEMIYLE AÇILAN DAVA
  • KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 112

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :Orman Genel Müdürlüğü adına Erbaa

                      Orman İşletme Müdürlüğü

Davalı            :Karayolları Genel Müdürlüğü adına

                       7. Bölge Müdürlüğü 77. Şube Şefliği - ORDU           

O L A Y          : Davacı İşletme Müdürlüğünce orman emvalinin 2918 sayılı K.T.K.’nun 65/5. maddesine aykırı şekilde yükletildiğinin, 16.3.2001 gününde Ordu- Samsun Devlet karayolu Efirli Mevkiinde yapılan denetimde saptandığı nedeniyle, anılan Yasa maddesine göre 547.200.000.- TL. para cezası verildiği yolunda trafik ceza tutanağı düzenlenmiştir.

            Davacı İşletme Müdürlüğünce, İşletmenin fazla yük naklinden dolayı sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülerek, sözkonusu para cezasına ilişkin trafik ceza tutanağının iptali istemiyle, 30.3.2001 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

            SİVAS İDARE MAHKEMESİ TEK HAKİMİ; 30.4.2001 gün ve E: 2001/339, K:2001/275 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca verilen para cezalarına karşı, aynı Yasa’nın 112. maddesinde işaret edilen genel yetkili Trafik Mahkemelerinde, bu mahkemelerin bulunmadığı yerlerde Sulh Ceza Mahkemesinde dava açılmasının gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş: bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı İşletme Müdürlüğünce, aynı istekle,12.6.2001 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            ERBAA SULH CEZA MAHKEMESİ; 14.8.2001 gün ve E:2001/73 Müt. sayı ile, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 1998/13-16 sayılı ve 2918 sayılı Yasa’da idarece uygulanması öngörülen idari cezanın iptali istemiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği yolundaki kararı karşısında, idarece uygulanan idari para cezasına karşı açılan davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Turgut ARIBAL ve Hıfzı ÇUBUKLU’nun katılımlarıyla yapılan 24/12/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU’nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ın, davada idari yargının görevli olduğu yolundaki  yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

            USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu ve adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak, davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

            ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

 Dava, 2918 sayılı Yasa’nın değişik 65. maddesinin değişik beşinci fıkrası uyarınca trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin trafik ceza tutanağının iptali isteminden ibarettir.

Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara  adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.

            13.10.1983 tarih  ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan fiiller, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.

            İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Ancak, yasakoyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, ülke genelinde yaygın teşkilata sahip olması ve sade bir usulle incelenerek kesin kararlarla süratle sonuçlandırılması gibi pratik düşüncelerle, adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.

2918 sayılı Yasa’nın “ Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Kanunla değişik    birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.

            “Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu; 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği  ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın tebliğinden itibaren yedi gün içinde    “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

            Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak bahsi geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu; ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

            Ne var ki; yasakoyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun"un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman  kaybını  önlemek  amacıyla çıkarılan 3.11.1988  tarih

ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı kanunların ( 6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanısıra 2918 sayılı Yasa’ da daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülmüş; nitekim, inceleme konusu trafik ceza tutanağının dayanağı olan 65. maddede, araçların yüklenme şartlarına uymayanlara, suçun niteliğine göre, idarece para cezası verilmesi ve mahkeme tarafından da hafif para ve hafif hapis cezası hükmedilmesi şeklinde karma bir düzenleme bulunmakta iken, anılan 3493 sayılı Yasa’nın 44. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, cezanın idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalar’da da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.

            Buraya kadar yapılan açıklamaların ışığında: 2918 sayılı Yasa’nın “Araçların yüklenmesi” başlıklı değişik 65. maddesinin birinci fıkrasında, “Araçların yüklenmesinde yönetmelikte belirtilen ölçü ve esaslara aykırı olarak:

            (...)

            b) Taşıma sınırı üstünde yük alınması veya taşıma sınırı aşılsın veya aşılmasın dingil ağırlıklarını aşacak şekilde yüklenmesi,

            (...)

            Yasaktır.” denilmiş olup, 4262 sayılı Kanun’la değişik beşinci fıkrasında yer alan "Sürekli ve süreksiz olarak yük naklettiren kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek ve tüzelkişilere ait işletmeler, yük nakli yaptırdıkları araçların azami toplam ağırlıklarını dikkate alarak yükleme yapmak zorundadırlar. Bu hükme aykırı hareket edenler hakkında her araç için 72.000.000.- lira para cezası uygulanacağı gibi araçlar trafikten men edilir.” kuralına göre olayda, (anılan Yasa’ya 4199 sayılı Yasa ile eklenen ve 4262 sayılı Yasa ile değişik Ek 3. maddenin birinci fıkrasının “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki fiiller için, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan mutlak ceza tutarları, o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında arttırılır.” hükmü dikkate alınarak,) trafik zabıtasınca uygulama yapılmış olup, bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasa’da idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasa’da gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel kurala göre, uyuşmazlığa konu edilen davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

            Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi Tek Hakimince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ         : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Sivas İdare Mahkemesi Tek Hakimi’nin  30.4.2001 gün ve E:2001/339, K:2001/275 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.

Hemen Ara