Esas No: 2020/23904
Karar No: 2022/21081
Karar Tarihi: 27.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/23904 Esas 2022/21081 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2020/23904 E. , 2022/21081 K.Özet:
Sanık hakkında kasten yaralama suçu açısından verilen cezanın artık temyiz edilemez olduğuna karar verilmiştir. Ancak, tehdit ve hakaret suçlarından verilen hükümler için temyiz isteğinin reddedilmesi nedeniyle işin esasına geçilmiştir. Sanığın duruşmada bildirdiği en son adresi ile MERNİS adresinin farklılığı nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı usulsüzlük sebebiyle kesinleşmemiştir. Buna göre, CMUK'nın 322. maddesi gereği yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın, sanık hakkında açılan kamu davaları zamanaşımı nedeniyle düşürülmektedir. Sanıkın işlediği suçlar TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince düşmüştür. Söz konusu kanun maddeleri, TCK'nın zamanaşımını düzenleyen maddesiyle CMK'nın usul ve işlemleri düzenleyen maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Sanık hakkında kasten yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca, sanık ...’ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlarından verilen hükümlerin temyizinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanığın yokluğunda verilen, 14/11/2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin gerekçeli kararın, sanığın duruşmada bildirdiği en son adresi ile MERNİS adresinin farklı olduğu anlaşılmakla, en son bildirilen adrese tebliğe çıkarılması gerekirken, doğrudan MERNİS adresine, MERNİS şerhli tebliğe çıkarılarak, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhtara teslim edildiği, 11/12/2013 tarihinde yapılan bu tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/10/2018 tarihli ve 2017/8-952 esas, 2018/403 sayılı kararında da açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmemesi nedeniyle zamanaşımının durmayacağı, denetim süresi başlamadığı için de, bu süre içerisinde kasıtlı suç işlendiğinden bahsedilemeyeceği ve açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması koşullarının bulunmadığı, Yerel Mahkemece hükmün açıklanmasına ilişkin kararın hukuki değerden yoksun olduğu, hukuki değerden yoksun olan mahkumiyet kararının da dava zamanaşımını kesmeyeceği ve bu nedenle dava zamanaşımını kesen son işlemin, sanığın sorgusunun olduğu anlaşıldığından, sanığın 21/03/2013 tarihli sorgusuna göre, 5237 sayılı Kanunun 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği,
Anlaşıldığından; sanık ...’ın temyiz sebepleri yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnamaye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e. ve CMK'nın 223/8. maddeleri gözetilerek ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.