"İçtihat Metni"
Sanığa yüklenen kambiyo yükümlülüğünü yerine getirmemek suçunun nitelik değiştirerek kambiyo yükümlülüğünü süresinden sonra yerine getirmek suçuna dönüştüğünün kabulüyle sanık Şirket hakkındaki kamu davasının vaki önödeme nedeniyle TCK"nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.2003 gün ve 1974-2007 sayılı hüküm katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 11.11.2004 gün ve 8957-13252 sayı ile;
"06.08.2003 gün ve 25191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 4961 sayılı Kanunun" 1. maddesi ve geçici 2. maddelerindeki düzenlemelere göre ve dava konusu ithalat hesabının anılan yasanın yürürlüğe girmesinden önce kapatıldığı da gözetilip, TCK.nun 2. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek bir hüküm kurulmaması," isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 06.06.2005 gün ve 47-483 sayı ile;
"".........Eski hükmün sanığın daha lehine olduğu ve 4961 sayılı Yasaya göre yapılmış herhangi bir ödemenin de bulunmadığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de süresi içinde katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "temyiz isteminin CMUK"nun 305 ve 317. maddeleri uyarınca reddi" istekli 12.09.2005 günlü tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkeme, sanık Şirket"in mal bedeli 65.965 Euro tutarındaki dövizi yurtdışına çıkardığı halde fiili ithalatı süresinden sonra gerçekleştirdiği, 1567 sayılı Yasanın 3/a maddesinde belirtilen ve önödemeye tabi bulunan bu suçtan dolayı yapılan öneriye uyarak 346.785.000 TL parayı yargılama giderleri ile birlikte süresi içinde yatırdığı gerekçesiyle, sanık hakkındaki kamu davasının vaki önödeme nedeniyle TCK"nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin önceki kararında direnmiş, katılan vekili bu hükmü temyiz etmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.05.1983 gün ve 65/199, 02.05.1994 gün ve 97-126 sayılı kararlarında vurgulandığı üzere, hükmün temyiz edilebilir olup olmadığı, hüküm tarihindeki yasal düzenlemelere göre belirlenmeli, önödeme nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına ilişkin kararların temyiz edilebilir nitelikte olup olmadıkları da aynı ölçüler gözönünde tutularak saptanmalıdır.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Yerel Mahkeme direnme hükmünden önce 21.07.2004 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa ile değişik 305. maddesi uyarınca iki milyar liraya kadar para cezasına dair hükümler kesin nitelikte olup temyiz olunamaz, ancak kesin nitelikteki hükümler, suç vasfına yönelik temyiz üzerine bu hususla sınırlı biçimde temyiz incelemesine konu olabilirler.
Somut olayda; katılan vekilinin suç niteliğine ilişkin açık bir temyizi olmadığı gibi, isnat edilen eylemin başka bir suça dönüşmesi olasılığı da bulunmamaktadır.
Bu itibarla; önödemeye esas para cezasının miktarı itibariyle düşme (ortadan kaldırma) kararı kesin nitelikte olduğundan, katılan vekilinin temyiz inceleme isteminin 1412 sayılı CMUK"un 305 ve 317. maddeleri uyarınca reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1-Katılan vekilinin temyiz inceleme isteminin 1412 sayılı CMUK"un 305 ve 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 27.12.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.