Esas No: 2015/2663
Karar No: 2015/3146
Karar Tarihi: 01.07.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2663 Esas 2015/3146 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ..., ... ve ...’ın suç tarihinde kapıdan satış olarak tabir edilen ve işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında gerçekleştirilen satım yöntemini ifade eden pazarlama işi ile uğraştıkları, 06/11/2007 tarihinde Sivas İli, Hafik İlçesi, ... Köyünde ikamet etmekte olan katılan ...’ın evine gelen sanıkların kendilerine ait yem fabrikası bulunduğunu, yem alım satımı işi ile uğraştıklarını söyledikleri ve önceden hazırladıkları yem fiyatlarının yer aldığı listeyi katılana göstererek yem satın almak isteyip istemediğini sordukları, hayvancılık işi ile uğraşan katılanın listedeki fiyatlar üzerinden yem satın alabileceğini beyan etmesi üzerine bu kez sanki yem fabrikasından ürün sipariş ediyormuş gibi bir telefon görüşmesi gerçekleştiren sanıkların, ürünün ertesi gün teslim edileceğini söyleyerek katılandan 500 TL peşinat aldıkları ve oradan ayrıldıkları, bilahare 26/11/2007 günü Hafik İlçesi Demiryurt Köyünde ikamet eden şikâyetçi ...’un evine gelen sanıkların adı geçen şikâyetçiye bir zarf verdikleri ve birazdan müdür gelecek, eğer bu zarfı açtırırsan sana hediye verecek dedikleri, bir süre sonra müdür diye seslendikleri sanık ...’ın gelerek adı geçen şikayetçideki zarfı açtığı ve 23 çuval hayvan yemi ve çift kapılı buzdolabı kazandığını, ancak bu hediyeleri alabilmesi için kendilerinden birer adet mini fırın, tencere seti ve tepsi satın alması gerektiğini söylediği, şikayetçinin kabul etmesi üzerine ondan 190 TL para ve 300 TL’lik senet alan sanıkların sattıkları eşyaları şikâyetçiye teslim edip, hediye olarak kazandığı eşyaları sonra teslim edeceklerini söyleyerek oradan ayrıldıkları, son olarak 27/11/2007 tarihinde Hafik İlçesi, Tavşanlı Köyünde ikamet eden şikâyetçi ... ile Hafik İlçesi Karlı Köyünde ikamet eden şikâyetçi ... ve Hafik İlçesi Küpecik Köyünde ikamet eden şikâyetçi ...’nun evlerine gelen sanıkların aynı yöntemle yani hediye kazanacakları vaadi ile adı geçen şikâyetçilere ürün sattıkları ve sırasıyla şikâyetçi Ahmet’ten 20 TL para ve 470 TL’lik senet, şikâyetçi İsmail’den kendisine teslim etmedikleri 70 ekran televizyon için 500 TL para, şikâyetçi Bekir’den de satışını yapıp teslim ettikleri mutfak robotu için 100 TL para ve 390 TL’lik senet alan sanıkların oradan ayrıldıkları, bu şekilde söz verdikleri hediyeler ile satışını yaptıkları yem ve eşyaları katılan ile şikayetçilere teslim etmeyen sanıkların şikâyetçi ve katılan sayısınca üzerlerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği somut olayda;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı Kanun"un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından, CMK"nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanığın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümler yönünden incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
Sanık ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Her ne kadar adı geçen sanığın; istinabe suretiyle alınan 15/03/2010 tarihli ifadesinde; “iddia edildiği gibi müştekilere zarf vermedim, kendi istekleri ile tencere ve robot sattık, ürünleri de teslim ettik, ürünleri piyasa fiyatından verdik, biz hediye vereceğimizi vaad etmedik, ancak şirketin promosyonu vardı, tencere alana fırın veriliyordu, ürünler ile birlikte teslim edildi” demek suretiyle haklarındaki hükümler temyiz incelemesine konu edilmeyen diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiğine dair anlatımda bulunduğu tespit edilmiş ise de; diğer sanıklardan ...’nın aşamalarındaki savunmalarında; “kendisinin araç şoförü olduğunu, kendisinden önce aracı sanık ...’ın kullandığını, 27/11/2007 tarihinde sanık ...’ın aracı kendisine teslim ederek İstanbul’a döndüğünü, daha sonra bu araçla Tavşanlı ve Küpecik köyleri ile ismini bilmedikleri birkaç köye daha gittiklerini” beyan ettiği, katılan ile şikayetçilerin de doğrudan doğruya sanık ...’a yönelik herhangi bir anlatımlarının bulunmadığı, yine 27/11/2007 tarihli teşhis tutanağı ile teşhis edilen kişiler arasında sanık ...’ın yer almadığı, buna göre; sanık ...’ın kendisine atfedilen eylemleri ne şekilde ve hangi katılan ya da şikayetçilere yönelik olarak gerçekleştirdiği hususlarında tereddüt bulunduğu ve dosyada mevcut bilgi ve belgeler itibariyle ile bu tereddüdün giderilemediği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; her bir şikâyetçi ve katılana sanık ...’ın kendisinin ya da teşhise elverişli fotoğraflarının gösterilerek 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunun ek 6. maddesinde belirtilen usule göre teşhis işlemi yaptırılması ve katılan ve şikayetçilere kendilerine kapıdan satış yöntemi ile ürün satan kişiler arasında sanık ...’ın da bulunup bulunmadığı hususu da sorulduktan sonra toplanan diğer deliller de göz önünde bulundurulmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kabule göre de; sanıkların üzerlerine atılı suçları iştirak halinde işlediklerinin iddia olunması, sanık ...’nın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık göstererek şikayetçiler ile katılanın zararlarını gidermiş olması ve sanık ...’ın da yapılan bu ödemelere açıkça karşı çıkmamış olması karşısında sanık ... hakkında da 5237 sayılı TCK’nın 168/1 maddesinde karşılığını bulan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanık ... hakkında kurulan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/07/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.