Esas No: 2022/8640
Karar No: 2022/21345
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8640 Esas 2022/21345 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8640 E. , 2022/21345 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve kasten yalama suçlarından sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 86/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1.740,00 ve 2.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli ve 2014/818 esas, 2016/23 sayılı kararının 02/03/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 05/11/2017 tarihinde işlediği kasten yaralama suçundan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 86/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1.740,00 ve 2.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli ve 2021/557 esas, 2021/704 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28/04/2022 gün ve 2022/40857 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, sanığın işlemiş olduğu hakaret ve kasten yaralama suçlarından ... Asliye Ceza Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının 02/03/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 05/11/2017 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de;
17/06/2021 tarihli tensip zaptında "katılanların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 195 madde meşruhatlı davetiye ile celbine" şeklinde karar verilmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararda katılan sıfatını alan ...'ya yönelik herhangi bir davetiye çıkarılmamış olup, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına yönelik kovuşturma sırasında katılanın usulune uygun şekilde tebliğ edilen davetiye ile duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve sanıktan şikayetçi olup olmadığı hususlarının sorulması sağlanarak, sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılmasında isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlığını taşıyan 231. maddesinin 1. fıkrasında "Duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak, gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır." 2. fıkrasında "Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir." 4. fıkrasında "Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta dinlenir."
5271 sayılı Kanunun mağdur ve şikâyetçinin haklarını düzenleyen 234. maddesinin 1/1-b alt bendinde, mağdur ile şikayetçinin, kovuşturma evresinde, duruşmadan haberdar edilme, kamu davasına katılma, tutanak ve belgelerden vekili aracılığı ile örnek isteme, tanıkların davetini isteme, vekili yoksa, baro tarafından kendisine avukat atanmasını isteme, davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma, haklarının bulunduğu, hüküm altına alınmış,
Maddenin son fıkrasında da, bu hakların mağdur ve şikâyetçiye anlatılıp, açıklanacağı ve bu hususun tutanağa yazılacağı belirtilmiştir.
Aynı Kanunun “Suçun mağduru ile şikâyetçinin çağırılması” başlıklı 233. maddesinin birinci fıkrası ise; “Mağdur ile şikâyetçi, Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir” şeklinde düzenlenmiş olup, fıkranın açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere şikayetçinin, Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından belirtilen usulle çağrılıp dinleneceği hüküm altına alınmıştır.
Katılmaya ilişkin hükümlere ise 237 ila 243. maddelerinde yer verilmiştir.
5271 sayılı CMK’nun "Kamu davasına katılma" başlıklı 237. maddesinin 1. fıkrasında; “mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler” hükmü ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup halinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme, 1412 sayılı Kanunun 365. maddesindeki; “suçtan zarar gören herkes, soruşturmanın her aşamasında kamu davasına müdahale yolu ile katılabilir” hükmü ile paralellik göstermekte ise de, yeni düzenlemeye, önceki kanunda yer almayan malen sorumlu ve dar anlamda suçtan zarar göreni ifade eden mağdur da eklenmek suretiyle, madde, öğreti ve uygulamadaki görüşlere de uygun olarak, katılma hak ve yetkisi bulunduğu kabul edilenleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” veya “müdahale” denilmektedir. Davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde, davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” ya da “müdahil” sıfatını alacaktır.
İnceleme konusu somut olayda;sanık hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve 02/03/2016 tarihinde kesinleştiği, sanığın beş yıllık denetim süresi sona ermeden 15/11/2017 tarihinde kasıtlı yeni bir suç işlediği ve bu suçtan kurulan mahkumiyet hükmü kesinleştiğinde mahkemesine ihbar yazısı gönderildiği görülmektedir. İhbar yazısı üzerine mahkemesince duruşma açılarak, sanık dinlendikten sonra önceki mahkumiyet hükmü açıklanmıştır.
Ancak mahkemece oluşan yeni durum nedeniyle açılan duruşma, 27/05/2015 tarihli oturumda katılan sıfatını almış olan ...'na bildirilmemiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından sonra, dosyanın yeniden ele alınması nedeniyle CMK’nın 234/(1)-b-1. maddesi uyarınca duruşmalardan haberdar edilme hakkı bulunan katılanın yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret ve kasten yaralama suçlarından sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2021 tarihli ve 2021/557 esas, 2021/704 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanunun 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 01/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.