Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8615 Esas 2022/21563 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8615
Karar No: 2022/21563
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8615 Esas 2022/21563 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/8615 E.  ,  2022/21563 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan şüpheli ... isimli ... kullanıcısı hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/06/2018 tarihli ve 2018/114305 soruşturma, 2018/70173 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/07/2018 tarihli ve 2018/5209 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında; "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda müşteki vekilinin, "..." isimli ... hesabından yapılan “Siktir lan amın doğurduğu, kaç para aldın onu söyle" şeklindeki paylaşımla müvekkiline karşı hakaret suçunun işlendiğinden bahisle yaptığı şikâyet üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca ... isimli sosyal paylaşım sitesi ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerinin, sitenin faaliyet merkezinin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri adIî makamlarınca cevaplanmadığı, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şüpheli hakkında kovuşturma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2021/1361 esas, 2021/9218 karar sayılı ilâmında yer alan, "... müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi...hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
    Soruşturma kapsamında, çok yönlü araştırma yapılarak ve gerektiğinde resmi veya özel kurum ve şirketlerle de temasa geçilerek; paylaşımın yapıldığı IP, paylaşımı yapan şüphelinin kimlik, adres ve diğer irtibat bilgilerinin tespit edilmesinin istenmesini takiben, ilgili kurumlarla (Nüfus Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, vs.) yazışma yapılarak araştırma yapılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, atılı suça ilişkin Amerika Birleşik Devletleri adIî makamlarınca cevap verilmediğinden bahisle başkaca herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    CMK'nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK'nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK'nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
    Her ne kadar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... gibi internet ortamında yaygın olarak kullanılan yer sağlayıcı firmaların merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunmaktadır. Ülkemizde sanal ortamda işlenen suçların büyük çoğunluğu anılan yer sağlayıcılara ait internet siteleri kullanılarak işlenmektedir.Bilişim suçlarında şüphelinin kimlik bilgilerine ulaşmak için elektronik işlemlerin ana servis sağlayıcıları üzerinde tutulan ve "... ..." olarak adlandırılan işlem dosyasına ulaşılarak burada işlem yapan bilgisayarların kimlik dosyaları niteliğinde ki IP (internet protokol) numaralarından mümkün olmaktadır ve bu suçların soruşturulması için gerekli olan trafik bilgileri ceza istinabe yoluyla ABD adli makamlarından istenilmektedir.
    Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkileri Genel Müdürlüğü Ceza İstinabe ve Tebligat Bürosunun 20/01/2015 tarihli yazısında; Uluslararası Adli Yardımlaşma konusunda Amerika Birleşik Devletleri Hukuk Sisteminde ve uygulamasında "Önemli suç / hafif suç" ayrımı bulunduğu diğer devletlerden gelen ceza istinabe taleblerini de katogorize ederek hafif suçlarla ilgili talepleri yerine getirmediği Amerika Birleşik Devletleri ceza mevzuatına göre ... hesabının şifresi kırılarak hesabın ele geçirilmesi, hesabın duvarına çeşitli yazılar yazılması, fotoğraflar eklenmesi yine hesap üzerinden kişinin arkadaş çevresinden borç para, kontör vb. İstenmesi, hesap üzerinden kredi kartı bilgileri ele geçirilerek internet üzerinden harcama yapılması gibi suçları hafif katogoride kabul ettiği. Gerek ... gibi internet ortamında ve gerekse gerçek ortamda işlenen bu tür suçlarla ilgili olarak anılan devletten ceza istinabe talebinde bulunulması durumunda taleplerin yerine getirilmediği gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK'nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1-... Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/07/2018 tarihli ve 2018/5209 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara