Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8136 Esas 2022/21549 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8136
Karar No: 2022/21549
Karar Tarihi: 02.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8136 Esas 2022/21549 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/8136 E.  ,  2022/21549 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Cumhurbaşkanına hakaret suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 299/1 ve 62/1 maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 15/10/2021 tarihli ve 2021/375 esas, 2021/608 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 08/11/2021 tarihli ve 2021/463 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 15/10/2021 kararı ile sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiş olması, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara karşı sanık müdafii tarafından itiraz edildiği, mercii ... Ağır Ceza Mahkemesince yapılan itiraz incelemesi sonunda "..Cumhurbaşkanının resminin bulunduğu paylaşımın altına terörist yazdığından bahisle hakkında ceza tesisi cihetine gidilerek HAGB kararı verilmiş ise de sanığın soruşturma aşamasındaki beyanında söz konusu yazıyı paylaşımın üstündeki soru cümlesine cevaben yazdığını belirtmesi ve kastının Cumhurbaşkanı olmayıp demeci hazırlayan metin yazarı olduğunu savunması karşısında hangi deliller ile bu savunmasına itibar edilmediğinin kararda belirtilmemesi ve kastının Cumhurbaşkanına hakaret etmeye yönelik olduğuna dair hangi deliller ile savunmasının bertaraf edildiği hükümde tartışılmadığından.." bahisle anılan kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de;
    ... Asliye Mahkemesinin 15/10/2021 kararında, "Sanık ...'ın "..." isimli ... hesabının kendisine ait olduğuna dair beyanları, inceleme tutanağı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın söz konusu sosyal paylaşım sitesi hesabının kendisine ait olduğuna ancak söz konusu paylaşımları Cumhurbaşkanına yönelik yapmadığına ilişkin aşamalarda alınan beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu.." şeklindeki gerekçenin yer aldığı, merciin mahkumiyet kararını kaldırmaya ilişkin nedenlerinin esasen Mahkemesince gerekçelendirilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    İnceleme konusu somut olayda; Mahkemece, deliller değerlendirilerek sanığın, cumhurbaşkanına hakaret suçunun sabit olduğu kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hüküm kurulduğu, temyiz yasa yolunda delil değerlendirmesinin yapılabileceği, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin delil takdirine ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara