Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/17.HD-149 Esas 2005/140 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/17.HD-149
Karar No: 2005/140

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/17.HD-149 Esas 2005/140 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Üsküdar 1. İcra Ceza Mahkemesi, sanık Şahizar D.... hakkında mal beyanında bulunmamak suçundan verilen ceza tertibine yer olmadığı kararı vermiştir. Ancak şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, kararın duruşma açılmadan evrak üzerinde verilmesinin isabetsizliğinden dolayı bozmuştur. Yerel Mahkemece ise, sanık haberdar edilmeden duruşma açılarak yapılan yargılamada önceki kararda direnilmiştir. Ancak, mal beyanında bulunmama suçu, zaman aşımına tabidir ve cezanın üst sınırına göre altı aylık asli dava zamanaşımına tabidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesi uyarınca, dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmelidir. Kanun maddeleri: 765 S. TCK (mülga) – Madde 102 ve Madde 105, 1412 S. CMUK (mülga) – Madde 223 ve Madde 253, 2797 S. Yargıtay Kanunu – Madde 28.
Ceza Genel Kurulu 2005/17.HD-149 E., 2005/140 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/17.HD-149 E., 2005/140 K.

  • DURUŞMA AÇILMASI ZORUNLULUĞU
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 102 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 105 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 223 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 253 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 326 ]
  • 2797 S. YARGITAY KANUNU [ Madde 28 ]
  • "İçtihat Metni"

    Mal Beyanında bulunmamak suçundan sanık Şahizar D..... hakkında, Üsküdar 1. İcra Ceza Mahkemesince verilen ceza tertibine yer olmadığına ilişkin 16.04.2004 gün ve 1010-1356 sayılı hüküm,

    Şikayetçi vekilinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 28.2.2005 gün ve 14539-1705 sayı ile;

    "Duruşma açılarak verilmesi gereken kararın duruşma açılmadan evrak üzerinde verilmesinin karara karşı temyiz yolunu kapatmadığı anlaşılmakla, yapılan temyiz incelemesinde;

    Ceza tertibine yer olmadığına dair kararın duruşma açılıp yapılacak yargılama sonunda verilebileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan evrak üzerinde yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuş,

    Yerel Mahkemece, sanık bozmadan haberdar edilmeksizin, duruşma açılarak yapılan yargılamada 10.05.2005 gün ve 396-681 sayı ile;

    CYUY"nın 223/son maddesi hükmü, sanığın sorgusundan dolayısıyla duruşmadan da sarfınazar edilmesini gerektirmekte, CYUY"nın 253/son maddesi hükmü de varılan bu sonucu doğrulamaktadır. İcra suçlarının kendilerine özgü yapısı ve kuralları bulunmaktadır, gerekçesiyle ilk hükümde direnilmiş,

    Bu hükmün de, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığınca 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 28. maddesine 5219 sayılı Yasa ile eklenen fıkra gereğince tebliğname düzenlenmeksizin, 7.11.2005 günlü yazı ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Mal Beyanında bulunmamak suçundan sanık hakkında verilen ceza tertibine yer olmadığına ilişkin hüküm, temyiz üzerine Özel Dairece, ceza tertibine yer olmadığına dair kararın duruşma açılıp yapılacak yargılama sonunda verilebileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan evrak üzerinde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuş,

    Yerel Mahkemece de, sanık bozmadan haberdar edilmeksizin, duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda önceki hükümde direnilmiş, bu şekilde 1412 sayılı CYUY"nın 326. maddesine aykırı davranıldığı ve ayrıca bozma gereği eylemli olarak yerine getirildiği, dolayısıyla bozmaya eylemli olarak uyulduğu saptanmış ise de;

    31.5.2005 gün ve 5358 sayılı Yasanın 7. md ile İİY"nın 337. maddesinde yapılan değişiklikle "Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi" başlığı altında, disiplin hapsini gerektiren bir eylem olarak düzenlenen mal beyanında bulunmama suçu, suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan İİY"nın 337. maddesinde yazılı cezanın üst sınırına göre TCY"nın 102/6 maddesi uyarınca altı aylık asli dava zamanaşımına tabidir. Aynı Yasanın 105 inci maddesinin 1 inci fıkrası gereğince, Yasanın bir seneden aşağı zamanaşımı süresi tayin ettiği hallerde her türlü usulî işlem zamanaşımını keser, yine aynı maddenin 2 nci fıkrası uyarınca bir sene içinde mahkûmiyet kararı verilmemesi halinde dava zamanaşımına uğrar. Ancak 9.3.1939 gün ve 22/31 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, suç tarihinden itibaren başlayacak bir senelik sürenin başında veya sonunda olduğuna bakılmaksızın mahkûmiyet kararı verilmekle zamanaşımı kesilir ve altı aylık aslî dava zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar.

    Somut olayda, suç tarihi olan 7.1.2004 gününden itibaren başlayan bir yıllık süre içinde 16.4.2004 tarihinde sanık hakkında ceza tertibine yer olmadığına karar verilmiş, bu hükmün, bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu 7.1.2005 tarihinden sonra 28.2.2005 tarihinde Özel Dairece yukarıdaki gerekçelerle bozulması üzerine, Yerel Mahkemece önceki hükümde direnilmiştir. Bir yıllık zamanaşımı süresi inceleme tarihinden önce 7.1.2005 günü dolduğundan, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına, bu hususta halen yürürlükte bulunan CYUY"nın 322. maddesinin 1. fıkrası uyarınca Ceza Genel Kurulunca da karar verilmesi olanağı bulunduğundan, davanın gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CYY"nın 223. maddesi hükmü de nazara alınmak suretiyle düşürülmesine karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

    1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- CYUY"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak bu hususta karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki davanın gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle TCY"nın 102/6 ve 105/2. maddeleri ve 5271 sayılı Yasanın 223. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,

    3-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.11.2005 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara