"İçtihat Metni"
Yedieminlik görevini kötüye kullanmak suçundan sanık Murat P...... hakkında duruşma açılmadan, tensiple birlikte beraatına ilişkin, Konya 2. İcra Ceza Hakimliğince 05.04.2004 gün ve 474-470 sayı ile verilen kararın yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 02.12.2004 gün ve 10393-12859 sayı ile;
"Duruşma açılarak verilmesi gereken kararın duruşma açılmadan evrak üzerinde verilmesinin karara karşı temyiz yolunu kapatmadığı anlaşılmakla, yapılan temyiz incelemesinde;
Beraat hükmünün genel hükümlerine göre duruşma açılıp yapılacak yargılama sonunda verilebileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan ve usulüne uygun davetiye tebliği yapılmadan delil takdiri yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, duruşma açarak yaptığı yargılamada 12.04.2005 gün ve 254-34 sayı ile;
"Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 253/son maddesine göre, derhal beraat kararı verilebilecek hallerde durma veya düşme kararı verilemez hükmü yer almaktadır. Sanığın üzerine atılı yedieminlik görevini suistimal suçunun unsurları İİK.nun 336. maddesine göre, İİK. Uyarınca muhafaza edilmek üzere kendisine rehin, haciz veya herhangi bir sebeple malın teslim edilmiş olması, teslimin nedeninin hukuken geçerli olması, teslime konu haciz veya rehinin geçerliliğini koruması, icra müdürü veya yetkilendirdiği yardımcılarının malı haciz, rehin veya herhangi bir sebebe dayanarak kanunen elinde bulunduran kişiye malları icra dairesinin, 7 gün içinde icra dairesine teslim etmesi için ihtar edilmesi, ihtar üzerine kendisine teslim edilen malın yasal 7 günlük süre içinde icra dairesine teslim edilememesi, muhafaza edilmek üzere malın teslim edilmesi anında, söz konusu malları, istenildiği zaman iade etmemesi veya satış mahallinde hazır etmemesi halinde cezai sonuçları konusunda borçlu veya 3. kişinin teslim tutanağında uyarılması, yani ihtar edilmiş olması gerekmektedir. Bu unsurların eksikliği halinde sanığın müsnet suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi mümkün değildir. Yani sanığa tebligat yapılıp, duruşma açılması halinde veya tensiben karar verilmesi halinde, şayet sanığın bu nedenle beraatına karar verilecekse sanık aleyhine herhangi bir durum söz konusu değildir. Bu durumda İcra Ceza Mahkemelerinin iş kapasitesi de nazara alınarak mahkememizce icra dosyasında sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı açıkça belirlenip, bu nedenle tensiben sanığın beraatına karar verilmesi, yargılamanın pratikliği ve çabuk sonuçlandırılması yönünden yapılması gereken bir uygulamadır. Çünkü, bu beraat kararı tensiben değil, duruşma açılarak, sanığa tebligat yapılarak verilmesi halinde de zaten suçun unsurları oluşmadığı için neticeten ortada sanık aleyhine bir durum doğmayacaktır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 28. maddesine 5219 sayılı Yasa ile eklenen fıkra gereğince tebliğname düzenlenmeden Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında yedieminlik görevini kötüye kullanmak suçundan açılan davada, duruşma açılmadan beraat kararı verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, duruşma açılmaksızın beraat kararı verilip verilemeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
Ancak, Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Bozmadan sonra yapılan yargılamada Yerel Mahkemece duruşma açılmakla esasen bozma kararının gereği yerine getirilmiş olduğundan, Yerel Mahkemenin son uygulaması eylemli uyma sonucu verilen bir hüküm olup, Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamaları doğrultusunda dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Yerel Mahkemenin son uygulaması, eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 22.11.2005 günü oybirliği ile karar verildi.