Esas No: 2005/7-104
Karar No: 2005/122
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/7-104 Esas 2005/122 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Genel Kurulu, sanık Şirket'in yüklenen kambiyo yükümlülüğünü yerine getirmediği suçuyla ilgili davasının önödeme nedeniyle ortadan kaldırılması kararına ilişkin yapılan temyiz incelemesi sonucunda, CYUY'nın 305 ve 317. maddeleri uyarınca temyiz istemi reddedildi. Yerel Mahkeme, sanık Şirket'in suç işlediğine hükmettiği ve yaptırım olarak 142.380.000 TL para cezası öngördüğü halde, sanık Şirket tarafından bu cezanın önödendiği için dava konusunun kalmadığına karar vermişti. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 4961 S. TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA KANUN [Madde 2]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [Madde 2, 119]
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [Madde 305, 317]
- 1567 S. TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA KANUN [Madde 3]
Ceza Genel Kurulu 2005/7-104 E., 2005/122 K.
"İçtihat Metni"
Sanık ..... ..... San. ve Tic. A.Ş.ne yüklenen kambiyo yükümlülüğünü yerine getirmemek suçunun nitelik değiştirerek kambiyo yükümlülüğünü süresinden sonra yerine getirmek suçuna dönüştüğünün kabulüyle sanık Şirket hakkındaki kamu davasının vaki önödeme nedeniyle TCY"nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesince 23.02.2004 gün ve 722-266 sayı ile verilen kararın katılan Hazine vekili tara-fından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 11.11.2004 gün ve 14463-13214 sayı ile;
"06.08.2003 gün ve 25191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 4961 sayılı Kanunun" Geçici 2. maddesindeki düzenlemelere göre ve dava konusu ithalat hesabının anılan Yasanın yürürlüğe girmesinden önce kapatıldığı ve kambiyo takibine konu kıymetin kalmadığı da gözetilip TCK.nun 2. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek bir hüküm kurulmaması" isabetsizliğinden hükmün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 25.05.2005 gün ve 3-406 sayı ile;
"Hesabın süre dışında kapatılması nedeniyle eylemin önödemelik hale dönüştüğü, bu konuda Mahkememizce daha önce 1567 sayılı Yasanın 3/a maddesi delaletiyle TCY"nın 119. maddesi gereğince davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay ilamıyla kararımızın bozulmasına rağmen önceki kararda bir isabetsizlik görülmeyip 4961 sayılı Yasanın uygulanmasının da sanık şirket lehine olduğuna dair bir delil bulunmaması karşısında eski hükümde direnilerek 1567 sayılı Kanunun 3/a maddesi delaletiyle önödemelik durumda olan bu suçtan dolayı önödemeye uyulup makbuzu ibraz edildiğinden, sanık Şirket hakkında açılan kamu davasının önceki hükümdeki gibi önödeme nedeniyle ortadan kaldırılması gerekmiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de süresi içinde katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 18.07.2005 gün ve 125241 sayılı "temyiz isteminin reddi" istemli tebliğ-namesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosya içeriğine göre;
Yerel Mahkeme, sanık şirketin ithalat hesabını süresinden sonra kapattığı, 1567 sayılı Yasanın 3/a maddesinde belirtilen ve önödemeye tabi bulunan bu suçtan dolayı yapılan öneriye uyarak, yargılama giderleri ile birlikte toplam 142.380.000 TL parayı süresi içinde 30.01.2004 tarihinde Maliye veznesine yatırdığından bahisle, sanık şirket hakkındaki kamu davasının vaki önödeme nedeniyle TCY"nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin önceki kara-rında direnmiş, katılan vekili bu hükmü neden göstermeden temyiz etmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 02.05.1983 gün ve 65/199, 02.05.1994 gün ve 97-126 sayılı kararlarında vurgulanan ve yerleşmiş uygulamalarına göre, hükmün temyiz edilebilir olup olmadığını belirleme bakımından, hüküm tarihindeki yasal düzenleme dikkate alınmalıdır.
Önödeme nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına ilişkin kararların temyiz edilebilir nitelikte olup olmadıkları saptanırken de aynı ölçü göz önünde tutulmalıdır. Buna göre, önödemede belirtilen para cezası miktarı, hüküm tarihi itibariyle CYUY"nın 305. maddesindeki kesinlik sınırının üstünde ise, önödeme nedeniyle verilen düşme (ortadan kaldırma) kararları da temyiz edilebilecek, aksi takdirde bu kararlar kesin nitelikte sayılacaktır. Nitekim, CGK.nun 05.02.1990 gün ve 367-6 sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır.
Öte yandan, CYUY"nın 305. maddesinin, Yerel Mahkeme direnme hükmünden önce 21.07.2004 günlü Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren, 5219 sayılı Yasa ile değişik hükmü gereğince, 2 milyar liraya kadar para cezasına dair hükümler kesin nitelikte olup, temyiz olunamaz.
Yine, Ceza Genel Kurulu"nun 04.10.1993 gün ve 187-227 sayılı kararında vurgulandığı üzere, kesin nitelikteki hükümler dahi, suç vasfına yönelik temyiz halinde, bu hususla sınırlı biçimde Yargıtay denetimine tabidir.
Açıklanan bu ilkeler ışığında olay incelendiğinde;
Katılan vekilinin suç niteliğine ilişkin açık bir temyizi olmadığı gibi, sanık şirketin ithalat hesabını süresinden sonra kapatması eyleminin, yasada öngörülen cezasının cins ve süre ve miktarı itibariyle temyizi olanaklı bulunan başka bir suça dönüşmesi olasılığı da bulun-mamaktadır. O halde, önödemeye esas para cezasının miktarı itibariyle düşme (ortadan kaldırma) kararı kesin nitelikte olduğundan, katılan vekilinin temyiz inceleme isteminin CYUY"nın 305 ve 317. maddeleri uyarınca reddi gerekir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Katılan vekilinin temyiz inceleme isteminin CYUY"nın 305 ve 317. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine,15.11.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.