Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/7-125 Esas 2005/119 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/7-125
Karar No: 2005/119

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/7-125 Esas 2005/119 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

An individual was accused of illegally using radios without obtaining permission. The case was taken to the Ankara 23rd Criminal Court of First Instance, which acquitted the individual. The prosecution appealed the decision, and the case was sent to the 7th Criminal Division of the Supreme Court of Appeals, which found that the lower court had failed to conduct a proper investigation and ordered a retrial. The lower court again ruled that the accused did not have the intention to commit the crime, prompting a second appeal to the Supreme Court. The Supreme Court noted that the lower court's decision did not constitute resistance to the Supreme Court's decision and that it was necessary to wait for the decision of the Special Section. The Supreme Court reminded that the decision of the lower court could be appealed in the Special Section, and conducting a new investigation and ruling by the Supreme Court directly does not comply with the Code of Criminal Procedure. The relevant law articles are Article 251 and 253 of the Criminal Procedure Code No. 5271, and Article 13, 23, and 33 of the Information Technologies and Communication Authority Law No. 2813.
Ceza Genel Kurulu 2005/7-125 E., 2005/119 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/7-125 E., 2005/119 K.

  • CEZA GENEL KURULU KARARLARINA KARŞI DİRENİLEMEYECEĞİ
  • DURUŞMANIN BİTTİĞİ BİLDİRİLMEDEN HÜKÜM KURULMASI
  • İZİN ALINMADAN TELSİZ KULLANMA
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 251 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 253 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 326 ]
  • 2813 S. BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMUNUN KURUL... [ Madde 13 ]
  • 2813 S. BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMUNUN KURUL... [ Madde 23 ]
  • 2813 S. BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMUNUN KURUL... [ Madde 33 ]
  • "İçtihat Metni"

    Kullanma izni almaksızın telsiz kullanma suçundan sanık ..... ....."ın beraatine ilişkin olarak Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 05.07.2000 gün ve 180-784 sayılı hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 7.Ceza Dairesince 10.12.2001 gün ve 18325-19355 sayı ile;

    "Sanığın 2813 sayılı Yasa ve bu Yasanın 33. maddesine dayanılarak çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak Ulaştırma Bakanlığı Telsiz Genel Müdürlüğünden izin almadan devir aldığı kabul edilen el telsizlerinin Yasanın 13. maddesindeki ruhsatlı telsiz verici ve verici-alıcı cihazları mı veya 23/b maddesinde belirtilen telsiz alıcı cihazı mı olduğu telsiz konusunda uzman (Ulaştırma Bakanlığı Telsiz Genel Müdürlüğünden seçilecek) bilirkişilere incelettirilerek tespiti ve sonucuna göre 312/a-2 maddesinde gerekli ruhsat almadan verici veya verici alıcı telsiz tesisi kuranların cezalandırılacağına dair hüküm bulunduğu, dava konusu cihazlar kullanılmadan önce izin alınmadığı da gözetilerek suç vasfının ve sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik soruşturmaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

    Yerel Mahkemenin direnmeye ilişkin 16.04.2002 gün ve 206-352 sayılı hükmünün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu 10.02.2004 gün ve 317-31 sayı ile; "...........son oturuma ilişkin tutanağın başlangıcında sanığın hazır bulunduğunun belirtildiği ardından da kimliği saptanıp bozmaya karşı diyecekleri sorulduğu halde, tutanağın son kısmında sanığın yokluğunda hüküm kurulduğu belirtilmek suretiyle tutanakta çelişki yaratıldığı, ayrıca CYUY"nın 251. ve 253. maddelerine aykırı biçimde en son söz sanığa verilmeden ve duruşmanın bittiği bildirilmeden hüküm kurulmasından dolayı" hükmün usuli nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel Mahkeme bu kez 06.07.2004 gün ve 376-745 sayı ile; bozma kararına uyulmasına karar vererek gereğini yerine getirmiş ve sanığın suç kastının bulunmadığını belirterek ilk hükmünde direnmiştir.

    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının Ceza Genel Kuruluna hitaben düzenlediği 14.10.2005 gün ve 232047 sayılı "hükmün bozulması" görüşünü içeren tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Yerel Mahkemenin 16.04.2002 gün ve 206-352 sayılı direnme kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca usule ilişkin nedenlerden dolayı bozulmuş, Yerel Mahkeme bozma gereklerini yerine getirerek yeniden karar vermiştir.

    Ceza Genel Kurulunun uyum ve kararlılık gösteren içtihatları gereğince, Ceza Genel Kurulunun usule ilişkin bozma kararı ile direnme hükmü tümüyle ortadan kalkmıştır. Yerel Mahkeme artık yeni ve değişik bir karar vermekte serbesttir. Bozmaya uyularak verilen kararlar da yeni bir karar olup, hukuken direnme niteliğinde değildir. Bu nedenle, öncelikle Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir. Özel Dairece incelenmeyen bir hükmün doğrudan doğruya ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi Usul Yasasına aykırıdır.

    Özel Daire görüşünün belli olduğundan bahisle, tekrar dairece inceleme yapılmasının davayı gereksiz yere uzatacağı gibi bir görüş de ileri sürülemez. Çünkü Özel Daire görüşünde değişiklik olabileceği gibi, davaların uzamasını önlemek amacıyla da olsa, emredici usul kurallarının uygulanmasından vazgeçilemez.

    Öte yandan, Ceza Genel Kurulu bozma kararına uyulduktan sonra verilen kararın yeniden ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi, Ceza Genel Kurulu kararlarına karşı direnilemeyeceğine ilişkin 1412 sayılı CYUY"nın 326. maddesine aykırıdır. Zira, doğrudan doğruya Ceza Genel Kurulunca inceleme yapılması, Yerel Mahkeme kararına direnme niteliği verecek ve Ceza Genel Kurulu bozma kararına karşı direnilmiş olacaktır. Bu nedenlerle hukuken yeni olan bu kararın Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.

    SONUÇ:Açıklanan nedenlerle,

    Temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara