Esas No: 2022/8676
Karar No: 2022/22043
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8676 Esas 2022/22043 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8676 E. , 2022/22043 K."İçtihat Metni"
KARAR
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihsiz ve 2021/50121 soruşturma, 2021/36264 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/4658 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12/05/2022 gün ve 2022/43579 sayılı istem yazısıyla dava dosyasının kanun yararına bozulması talebiyle Dairemize gönderilmesi üzerine,
İstem yazısında; "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, ''...'' isimli sosyal medya hesabında paylaşılan röportaj altına şüphelinin "@..." isimli kullanıcı adıyla ... hesabından adı geçen hesap üzerinden ''İbneye sağlam kapak olmuş" şeklinde yorum yaparak müştekiye karşı hakaret suçunu işlediği iddiası üzerine yapılan şikâyet üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca ..., ..., ... isimli sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan hafif suçlara ilişkin istinabe taleplerinin ABD adIî makamlarınca cevaplanmadığı, soruşturma kapsamında şikayetçinin iddiasına konu olayın tespitine yönelik herhangi bir delile ulaşılamadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2021/1361 esas, 2021/9218 karar sayılı ilâmında yer alan, "... müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi... hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Müşteki vekilinin şikayet dilekçesi üzerine şüphelinin tespitine yönelik olarak ayrıntılı araştırma yapılarak, paylaşımın yapıldığı IP, paylaşımı yapan şüphelinin kimlik, adres ve diğer irtibat bilgilerinin tespit edilmesinin istenmesini takiben, ilgili kurumlarla yazışma yapılarak araştırma yapılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hiçbir delil araştırmasına girişmeksizin, eksik incelemeye dayalı verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK'nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK'nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK'nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Her ne kadar Sosyal medya hesabının kullanıcısının kimliğinin tespiti için Siber Suçlarla Mücüdele Şube Müdürlüğünce yazışma yapıldığı, evrak arasında bulunan araştırma raporunda ... hesabının kullanıcısı ile ilgili il ve kişi tespiti yapılamadığının açıklandığı, Şikayetçinin iddialarına konu suçta aracı kılınan web sitesinin ve yer sağlayıcısının merkezinin yurtdışında bulunduğu,
İnternet yoluyla işlenen suçlarda şüphelinin fiziki kimliğine ulaşmanın ancak yapılan elektronik işlemlerin ana servis sağlayıcılar üzerlerinde tutulan ve "... ..." olarak adlandırılan işlem dosyasına ulaşılarak buradan işlem yapan bilgisayarların kimlik dosyaları niteliğindeki IP numaralarından hareketle mümkün olduğu, gmail, ..., ... gibi yurt dışı kaynaklı hizmet sağlayıcıları üzerinden gönderilen e-maillerin header bilgilerini içeren çıktılarında bazen gönderilen IP numaralarının yazılı olduğu görülse de; hukuken bu bilgilerin hizmet sağlayıcı kuruluşça ( ..., ..., ... vb ) doğrulanmadıkça kesin delil sayılamayacağı ve yurt dışı merkezli bu işlemlerin yapıldığı ülkelerdeki yasal yapı ve "kişisel verilerin gizliliğine ilişkin hükümler" gereği söz konusu bilgilere ulaşılmasının mümkün bulunmadığı,
Şikayete konu internet sitelerinin sunucularına erişim sağladıkları IP adres kayıtları yurt dışı kaynaklı sunucularda tutulduğundan gerçek şüphelilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespitinin yukarıda anlatılan gerekçeler doğrultusunda mümkün olmadığı, bu aşamada soruşturmanın devamı halinde yeni delillere ulaşmanın teknik ve hukuki açıdan imkanı bulunmadığı, gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de, soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK'nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/4658 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.