Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/23615 Esas 2022/22533 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/23615
Karar No: 2022/22533
Karar Tarihi: 14.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/23615 Esas 2022/22533 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, sanığa yöneltilen tehdit, hakaret ve kasten yaralama suçlarından dolayı yapılan hükümleri değerlendirdi. Kasten yaralama suçunun doğru biçimde nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirlendi. Ancak, alt sınırdan hüküm kurulması yanlış oldu. Tehdit suçunda tek bir fiil için ayrı mahkumiyet verilmesi ve tahrik hükümlerinin uygulanmaması, hakaret suçunda ise aleniyet öğesinin değerlendirilmemesi nedeniyle hükümler bozuldu. Yeniden hüküm verilirken, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereği \"cezayı aleyhe değiştirme yasağı\" dikkate alınacak. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- 5237 sayılı TCK'nın 43/1 ve 43/2. maddesi: Aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca birden çok suç için tek ceza verilebilir ve bu ceza, aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılabilir.
- TCK'nın 29. maddesi: Tahrik hükümleri, bir suçun işlenmesine haklılık veya benzeri nedenlerle karşı karşıya kalmış olan kişilerin cezalandırılmasını azaltabilir ya da ortadan kaldırabilir.
- TCK'nın 129/1. maddesi: Tehdit suçunu işleyen kişi, altı aya kadar hapis ve adlî para cezasıyla cezaland
4. Ceza Dairesi         2020/23615 E.  ,  2022/22533 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama

    K A R A R
    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, dosyadaki tüm beyanlar ve olay bütünlüğü dikkate alındığında Mahkemenin delilleri takdir ve gerekçesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki tehdit suçundan vasfa yönelik ve tüm suçlar yönünden tahrik hükümlerinin uygulanmamasına yönelik bozma nedenlerine itibar edilmeyerek yapılan incelemede;
    A- Sanığa yükletilen kasten yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Katılan ...'a yönelik kasten yaralama suçunun, silahla ve alt soya karşı işlenmesi karşısında, iki nitelikli hal oluştuğu gözetilmeden alt sınırdan hüküm kurulmuş ise de aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    Anlaşıldığından, sanık ...'ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    B- Tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlere gelince;
    Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Tehdit suçundan kurulan hükümler yönünden;
    a -Sanığın, katılanlar ... ve ...'a yönelik tehdit eylemlerini, aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir tehdit fiilini oluşturduğu anlaşıldığından, buna bağlı olarak da tek fiille birden çok mağdura karşı tehdit suçunu işleyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği düşünülmeyerek, yazılı şekilde ayrı ayrı mahkûmiyet kararı verilmesi,
    b- TCK'nın 29. maddesinde düzenlenen tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, tehdit suçunda uygulanma olanağı bulunmayan TCK'nın 129/1. maddesinin uygulanması,
    2- Hakaret suçundan kurulan hükümler yönünden;
    a- Sanığın, katılanlar ... ve ...'a yönelik hakaret eylemlerini, aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleştirmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşıldığından, buna bağlı olarak da tek fiille birden çok mağdura karşı tehdit suçunu işleyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerektiği düşünülmeyerek, yazılı şekilde ayrı ayrı mahkûmiyet kararı verilmesi,
    b- TCK'nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, somut olayda sanığın evinin önünde gerçekleşen hakaret eyleminde aleniyet öğesinin oluşup oluşmadığının tartışılmaması,
    Kanuna aykırı, sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA,yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca “cezayı aleyhe değiştirme yasağının” dikkate alınmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara