Esas No: 2022/3089
Karar No: 2022/5002
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/3089 Esas 2022/5002 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2022/3089 E. , 2022/5002 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm asıl ve birleşen davada davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilince duruşmalı, asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde bir kısım davalılar vekili Avukat ... ... geldi. Diğer taraflardan gelen olmadığı anlaşılmakla onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arsa sahipleri arasında ... ili, ... Mahallesi, 826 ada 829 parsel sayılı taşınmaz için arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince müvekkiline verilmesi gereken 22 adet bağımsız bölüm tapusunun verilmediğini, bu nedenle ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/313 Esasına kayıtlı dava açtıklarını ve açılan davanın kısmen kabulü ile 12 adet bağımsız bölüm tapusunun kendilerine verildiğini, ancak söz konusu bağımsız bölümlerin 2006 yılında tescil ettirebildiğini ve müvekkilinin bu nedenle kazanç kaybına uğradığını belirterek 10.000,00 TL tazminatın 30.04.1993 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı arsa sahipleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı yüklenici tarafından açılan tapu iptal tescil davasının dava tarihi olan 30.04.1993 tarihinden kararın kesinleşme tarihi olan 14.09.2006 tarihleri arası dava konusu 12 bağımsız bölüm için yıllara göre kira tazminatı toplamının 670.632,84 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin davalı arsa sahiplerinden tahsiline karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar, davalı arsa sahipleri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.
(Kapatılan) 15 Hukuk Dairesi’nin 2013/6659 Esas – 2014/465 Karar ve 22.01.2014 tarihli kararı ile mahkemece davacı yüklenicinin tazminat isteminin mahrum kalınan kira tazminatı olarak değerlendirildiği, karar altına alınan miktar içerisinde, davacının bağımsız bölümleri geç teslim alması sebebi ile uğradığı zararın yer almadığı, kararın davacı yüklenici tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davalı arsa sahipleri yararına kazanılmış hak oluşturduğu, kesinleşen tapu iptal ve tescil hükmü ile 12 adet dükkan tapusunun davacıya verildiğine göre davacıya ait bu bağımsız bölümler davacı tasarrufunda ise bunların bu süre zarfında tapu kayıtlarının arsa sahipleri adına olmasının davacı yüklenicinin bağımsız bölümleri kiraya vermesine engel teşkil etmeyeceği, mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadan, dava konusu bağımsız bölümlerin davacı yüklenicinin tasarrufunda olup olmadığı belirlenmeden taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır.
Bozmaya uyan mahkemece yapılan yargılama sonunda; dinlenen tanık beyanlarından somut olarak dükkanların kimin kullanımında olduğuna dair hüküm kurmaya elverişli beyan elde edilememiş ise de, dükkanların kullanılamaz durumda olduklarının tanık beyanı ve ... Belediyesinin davalı ...'na vermiş olduğu ve dosyaya sunulan 22/10/2008 tarihli yazıyla anlaşıldığı, taşınmaz tapularının tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihi 14.09.2006 tarihine kadar davalıların adına kayıtlı olduğu sabit olup bu halde davacının tasarrufunda olduğu da ispatlanmadığından kayıt maliki tapu maliklerinin tasarrufunda oldukları kabul edilerek asıl davanın kabulüne ve birleşen ek davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı arsa sahipleri ..., ... vekilleri Av. ... ile davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilleri Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı arsa sahipleri ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Bilindiği üzere kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için tarafa veya başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın veya bir hakkın kullanımını sağlayan sözleşmedir. Mal sahibinin tarafı durumunda bulunmadığı bir kira sözleşmesi yapılabilir ve kural olarak o sözleşmeden doğan hak ve borçlar sözleşmenin taraflarına ait olur. Bozma ilamında da değinildiği üzere, davalı arsa sahiplerinin kira tazminatı ile sorumlu tutulabilmeleri için sadece davalıların engellemeleri nedeniyle dükkanların kiraya verilemediğinin ya da kullanılamadığının ispat edilmesi gerekmektedir.
Davalı arsa sahipleri tarafından sözleşmeye konu arsanın davacı yükleniciye teslim edildiği, inşaat süresi boyunca da bu teslimi ve inşaatın yapımını ve yüklenicinin kullanımını engelleyici bir tutum içinde oldukları kanıtlanamamıştır. Sözleşme uyarınca davacı yükleniciye verilmesi gereken bağımsız bölüm tapularının davalılar tarafından süresinde verilmemesi başlı başına yüklenicinin bu bağımsız bölümleri kiraya verilmesini engeller bir durum değildir. Dinlenen davacı tanıklarından ..., dava konusu dükkanların tapu iptal tescil davası açıldığı ve kesinleştiği tarihte tamamlanmadığı gibi 2010 yılına kadar tamamlanmadığını belirtmiş, hatta dükkanların halen boş olduğunu ifade etmiş, yine dinlenen davacı tanığı ... de, 6 yıl önce boş olan dükkanlardan kiralamak için davacıyla görüştüğünü, davacının söz konusu yerlerin kendisine ait olduğunu, ancak davalı olması sebebiyle kiraya vermediğini söylediğini beyan etmiş, dinlenen davalı arsa sahipleri tanıkları da söz konusu dükkanların davacı yüklenicinin tasarrufunda olduğunu ifade etmişlerdir.
Dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamındaki belgelerden, dava ve sözleşme konusu dükkanların davacı yüklenicinin tasarrufunda olduğu, davacının dükkanları kendi iradesi ile kiraya vermediği ve tamamlamadığı, arsa sahiplerinin bu yönde engelleyici bir tutumlarının olmadığı, kira sözleşmesi için malik olma sıfatı gerekmediği, kira sözleşmesi yapmak isteyen davacı yüklenicinin dayanağının taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, asıl davada kabul, birleşen davada ise kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... , ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’nun diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yararına BOZULMASINA, 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı- birleşen dosya davacısından alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekil ile temsil olunan asıl ve birleşen dosya davalılarına verilmesine, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.