Esas No: 2018/520
Karar No: 2018/461
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/520 Esas 2018/461 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018 / 520 KARAR NO : 2018 / 461 KARAR TR : 24.9.2018
|
ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken özelleştirme nedeniyle bir kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
|
K A R A R
Davacı : H. A.A.
Vekili : Av. S. D.
Davalı : Türk Telekomünikasyon A.Ş.
Vekili : Av. B.K. G.
O L A Y : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 28.12.2009 tarihinde, Amasya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü emrine atanmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının, 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle 18.04.2016 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
Amasya İş Mahkemesi; 19/04/2017 gün ve E:2016/138, K:2017/183 sayı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek davanın kabulüne karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi; 20.12.2017 gün ve E:2017/2182, K:2017/2464 sayı ile, Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi gerekirken hüküm oluşturulduğu gerekçesiyle; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile eksikliklerin tamamlanması amacıyla dosyanın 6100 Sayılı H.M.K"nun 353/1-a-4 maddesi gereğince esası incelemeden kaldırılmasına; mahkemesine iade edilmesine karar vermiştir.
AMASYA İŞ MAHKEMESİ; 2.3.2018 gün ve E:2018/7, K:2018/70 sayı ile, “(…)Davaya konu olay yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen kesin karar ile yargı yolunun caiz olmadığı belirtilmekle dava şartı eksikliğinin sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı hususu da göz önünde bulundurularak, davanın 6100 sayılı HMK"nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereği yargı yolu caiz olmadığından DAVANIN USULDEN REDDİNE karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK"nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereği yargı yolu caiz olmadığından DAVANIN USULDEN REDDİNE…” karar vermiş; bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu defa, müvekkilinin davalı şirket tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağı olan net 541,93 TL’nin maaş nakil ilmühaberine eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenip Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
SAMSUN 1.İDARE MAHKEMESİ; 20.6.2018 gün ve E:2018/766 sayı ile, “(…) Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, Bakanlar Kurulu’nun 25.7.2005 tarih ve 2005/9146 sayılı “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)’nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar”ı uyarınca, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon A.Ş.’ne satılarak özelleştirilmiş olup, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu 1. Maddesinde Türk Telekomun özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu düzenlenmiştir.
Anılan Yasanın Ek 29. maddesi; "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yiizseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer malî ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içimde nakle tâbi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibarıyla sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz. Bu fıkranın birinci cümlesinde sayılanlardan aylıksız iznin bitiminden sonra Türk Telekomun tâbi bulunduğu mevzuata ve bu fıkraya istinaden akdedilen sözleşmeye göre çalışmaya devam edenlerden hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde iş sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erenler, bu madde hükümlerine göre işlem yapılmak üzere iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren otuz gün içinde sözleşmenin sona erdiği yılın 15 Ocak tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle Devlet Personel Başkanlığına bildirilir ve bunların bildirim tarihine kadar geçen süre içindeki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer malî ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır." hükmünü ihtiva etmektedir.
(…)
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı dava açılabilecektir.
Olayda, Türk Telekom A.Ş.’nin hisse devir tarihinde görev yapmakta iken 406 sayılı Kanunun Ek 29. maddesi ile 4046 sayılı Kanun"un 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığı"na bildirilen ve bir kamu kurumu emrine ataması yapılan davacı tarafından, eksik düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmediği iddia olunan ikramiye ve ilave tediye alacaklarına karşılık net 341,93-TL eklenmesi suretiyle yeniden düzenlenecek maaş nakil ilmühaberinin Devlet Personel Başkanlığı"na bildirilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
2577 sayılı Kanun"un 2. maddesinde idari dava türleri sayılmış olup, kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılmakta olup, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, özel hukuk hükümlerine tabi olan Türk Telekomünikasyon A.Ş. aleyhine açılan bu davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, Amasya İş Mahkemesi"nin 02.03.2018 tarih ve E:2018/7, K:2018/70 sayılı görev ret kararının kaldırılması için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim, benzer uyuşmazlıkta, Uyuşmazlık Mahkemesi"nin vermiş olduğu 29/01/2018 tarih ve E:2018/21, K:2018/52 sayılı kararı da, davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu yönündedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde görevsizlik kararı veren ve bu görevsizlik kararı kesinleşen adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığı çözümleyecek görevli yargı yerinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesi uyarınca dava dosyasının ve temin edilen Amasya İş Mahkemesinin 02.03.2018 tarih ve E:2018/4, K:2018/84 sayılı dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine ve uyuşmazlığın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi kararına kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI"nın katılımlarıyla yapılan 24.9.2018 günlü toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.
Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.
Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; ilk olarak adli yargı yerinde, davacının maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağının, 1 aya denk düşen miktarının tespit edilerek maaş nakil ilmühaberine yazılması suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesine ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle 18.04.2016 tarihinde; idari yargı yerinde ise davalı şirket tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin iptali ile maaş nakil ilmühaberine eklenmeyen ikramiye ve ilave tediye alacağı olan net 541,93 TL’nin maaş nakil ilmühaberine eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenip Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:
“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.
Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle Samsun 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Amasya İş Mahkemesinin; 2.3.2018 gün ve E:2018/7, K:2018/70 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Samsun 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Amasya İş Mahkemesinin; 2.3.2018 gün ve E:2018/7, K:2018/70 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.9.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Turgay Tuncay
AYDIN TUNÇ VARLI