Esas No: 2005/YYB-79
Karar No: 2005/78
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/YYB-79 Esas 2005/78 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın kaçakçılık suçundan cezalandırılmasına dair kararın görevsiz bir komisyon tarafından verildiğini ve kararın henüz kesinleşmediğini belirtti. Bu nedenle, görev uyuşmazlığı bulunmadığı ve dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi gerektiği sonucuna varıldı. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri şunlardır: 4926 S. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu (Mülga) [Madde 13, Madde 26, Madde 27] ve 1918 S. Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun (Mülga) [Madde 25].
Ceza Genel Kurulu 2005/YYB-79 E., 2005/78 K.
"İçtihat Metni"
Kaçakçılık ve 4250 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından sanık Hakan S..."in kaçakçılık suçundan 1918 sayılı Yasanın 25/2. maddesi uyarınca 584.665.047 lira gümrük ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, kaçak eşyanın satış bedelinin Hazineye gelir kaydına ilişkin Silifke Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.12.2002 gün ve 158-646 sayılı karar sanığın temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7.Ceza Dairesince 2.12.2003 gün ve 16848-11292 sayı ile;
"Hükümden sonra 19.7.2003 gün ve 25173 sayılı Resim Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunu yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun getirdiği lehe düzenlemeler ile TCK 2. maddesi de göz önünde tutularak sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek bir hüküm kurulmasının gerekmesi," isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.
Silifke Asliye Ceza Mahkemesi bu kez 30.01.2004 gün ve 52-21 sayı ile; sanığın Taşucu Gümrüğünden giriş yaparken yakalattığı eşyaların yolcu beraberinde getirilen eşyalardan olduğunu, kaçak eşyanın miktar ve nev"ine göre 4926 sayılı Yasanın 13/1 maddesi uyarınca eylemlerin idari cezayı gerektirdiğini belirterek mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Taşucu Gümrük Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir.
Dosyanın gönderildiği Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu ise 14.09.2004 gün ve 1 sayı ile; sanıkta yakalanan çay, sigara, içki gibi eşyaların Türkiye"ye ithalinde, ithalat rejimi gereğince belirlenen kurumların iznine tabi olması nedeniyle, eylemin 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 13. maddesinin 3. fıkrasına temas ettiği ve aynı Yasanın 26. maddesi uyarınca Yolcu Komisyonunun görevsiz olduğunu belirterek, dava dosyasının ilgili mercie iletilmesine karar vermiştir.
Uyuşmazlığın giderilmesi istemi ile başvuruda bulunulması üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü de 06.12.2004 gün ve 122-129 sayı ile; "Gümrük Komisyonlarının Anayasa"nın 158 ve 2247 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığı, bu nedenle Uyuşmazlık Mahkemesince çözümü gereken bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği" gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir.
Yerel Mahkeme ile Taşucu Gümrük Komisyonu arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle bu kez Yargıtay"a gönderilen dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 10.06.2005 gün ve 90858 sayılı "dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına tevdi edilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Adli yargıya dahil ceza mahkemeleri ile adli yargı dışında kalan diğer yargı mercileri veya yaptırım uygulama yetkisi verilmiş makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözecek yargı mercileri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile diğer bazı yasalarda belirlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.05.2005 gün ve 51-47 sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Uyuşmazlık Mahkemesi; adli, idari ve askeri yargı mercileri arasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar" arasında doğacak görev uyuşmazlıklarının çözümü ile görevlidir. 1684 sayılı Yasanın 1. maddesinde sözü edilen; "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar", çeşitli yaptırımları uygulayabilmeleri bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş bulunduğu halde, Anayasanın 9. maddesinde kastedilen anlamda yargı mercii olarak kurulmayan ve görevlileri hakim sıfatını taşımayan makamlardır. Nitekim Devlet sistemimiz içinde yer alan, il ve ilçe idare kurulları, en büyük mülkî amirlikler, belediye makamları, gümrük komisyonları, orman işletme şeflikleri (Kunter-Yenisey, Ceza Muhakemesi Hukuku, I. Kitap, 12. Bası, 2003, s. 871 vd., Prof. Dr.Tahir Taner, Ceza Muhakemeleri Usulü Dersleri, 1944, s. 27 vd.) gibi makamlar, yargı mercii olmadıkları halde, yaptırım uygulama bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş makamlardır. Bu bakımdan, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile kaza yetkisini haiz bu makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını, merci belirleme suretiyle çözme görevi, 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca Ceza Genel Kuruluna aittir.
Öte yandan, uyuşmazlıkların merci tayini suretiyle çözümlenebilmesi için, uyuşmazlığa konu kararların kesinlik kazanmış olması gerekir. Bunların ıslahı ve uyuşmazlığın halli için bir başka yasa yolu mevcut bulunduğu takdirde, merci tayini usulüne başvurulamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Silifke Asliye Ceza Mahkemesi ile Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu karşılıklı görevsizlik kararları vermişlerdir. Yerel Mahkemenin görevsizlik kararı, adli yargı dışındaki bir makamı görevli sayar nitelikte bulunduğundan, temyiz yasayoluna tabidir. Katılan vekili ile sanığın yokluğunda verilen bu karara, Gümrük Müdürlüğü tarafından dosyanın tümüyle kendisine tevdii nedeniyle katılan vekilinin sonradan muttali olduğu saptanmıştır. Ancak görevsizlik kararı, yasayoluna başvurma olanağı bulunan sanığa tebliğ edilmemiştir. Öte yandan, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 27. maddesi gereğince gümrük komisyonlarının kararlarına karşı ilgililerce, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmesi olanağı bulunmaktadır. Buna karşın, Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu görevsizlik kararının sanık Hakan S..."e tebliğ edilmediği, katılan Hazine vekilinin ise sonradan bu karardan haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki görevsizlik kararı da henüz kesinleşmemiştir. Bu nedenle öncelikle ilk kararı vermiş bulunan Silifke Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararının sanığa tebliğ edilmesi, bu kararın yasayoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleşmesi veya başvurulan yasayolu sürecinin sonunda kesinleşmesi halinde, bu kez Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu kararının da sanığa tebliğ edilerek aynı yöntemle kesinleştirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, gerek Silifke Asliye Ceza Mahkemesi gerekse kaza yetkisini haiz sair makamlardan olan Taşucu Gümrük Komisyonu görevsizlik kararlarının henüz kesinleşmemesi nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Silifke Asliye Ceza Mahkemesi ile Taşucu Gümrük Komisyonunca verilen görevsizlik kararlarının henüz kesinleşmemesi nedeniyle, bu aşamada Yargıtay Ceza Genel Kurulunca, 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.06.2005 günü sonucu itibariyle tebliğnamedeki iade düşüncesine uygun olarak oybirliği ile karar verildi.