"İçtihat Metni"
Silifke C.Başsavcılığınca 24.02.2003 gün ve 163-91 sayılı iddianame ile sanığın 36 adet 70"lik Tekirdağ rakısı, 15 paket Sanpa marka şeker, 15 paket C...... marka çay, 15 karton L&., 10 karton T......, 15 karton G…
… L…
…., 3 karton 2001, 2 karton M…
…. marka sigaralarla yakalandığı iddiasıyla 1918 s.Y.nın 25/2, 33/son maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmış, Yerel Mahkemece 12.11.2003 gün ve 95-716 sayı ile; sanığın eyleminin 4926 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle dosyanın Taşucu Gümrük Komisyonuna gönderilmesine karar verilmiştir.
Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonunca 14.09.2004 gün ve 7 sayı ile;
Sanıkta yakalanan çay, sigara, şeker, Tekirdağ rakısının, ithalinin ithalat rejimi uyarınca belirlenen kurumların iznine tabi bulunduğu, eylemin 4926 sayılı Yasanın 13/1 ve 2. fıkraları kapsamında değerlendirilemeyeceği, aynı maddenin 3. fıkrasına temas eden eylem nedeniyle anılan Yasanın 26. maddesi uyarınca komisyonun görevsizliğine karar verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünce 06.12.2004 gün ve 118-105 sayı ile "Gümrük Komisyonlarının Anayasanın 158 ve 2247 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından, ortada Uyuşmazlık Mahkemesince çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunduğundan söz etmek olanaksızdır." gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ile Taşucu Gümrük Komisyonu arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle bu kez Yargıtay"a gönderilen dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 10.06.2005 gün ve 91340 sayılı "dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına tevdi edilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Adli yargıya dahil ceza mahkemeleri ile adli yargı dışında kalan diğer yargı mercileri veya yaptırım uygulama yetkisi verilmiş makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözecek yargı mercileri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile diğer bazı yasalarda belirlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.05.2005 gün ve 51-47 sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Uyuşmazlık Mahkemesi; adli, idari ve askeri yargı mercileri arasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar" arasında doğacak görev uyuşmazlıklarının çözümü ile görevlidir. 1684 sayılı Yasanın 1. maddesinde sözü edilen; "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar", çeşitli yaptırımları uygulayabilmeleri bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş bulunduğu halde, Anayasanın 9. maddesinde kastedilen anlamda yargı mercii olarak kurulmayan ve görevlileri hakim sıfatını taşımayan makamlardır. Nitekim Devlet sistemimiz içinde yer alan, il ve ilçe idare kurulları, en büyük mülkî amirlikler, belediye makamları, gümrük komisyonları, orman işletme şeflikleri (Kunter-Yenisey, Ceza Muhakemesi Hukuku, I. Kitap, 12. Bası, 2003, s. 871 vd., Prof. Dr.Tahir Taner, Ceza Muhakemeleri Usulü Dersleri, 1944, s. 27 vd.) gibi makamlar, yargı mercii olmadıkları halde, yaptırım uygulama bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş makamlardır. Bu bakımdan, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile kaza yetkisini haiz bu makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını, merci belirleme suretiyle çözme görevi, 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca Ceza Genel Kuruluna aittir.
Öte yandan, uyuşmazlıkların merci tayini suretiyle çözümlenebilmesi için, uyuşmazlığa konu kararların kesinlik kazanmış olması gerekir. Bunların ıslahı ve uyuşmazlığın halli için bir başka yasa yolu mevcut bulunduğu takdirde, merci tayini usulüne başvurulamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Silifke Asliye Ceza Mahkemesi ile Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu karşılıklı görevsizlik kararları vermişlerdir. Yerel Mahkemece verilen görevsizlik kararı kesinleşmiş ise de, Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu görevsizlik kararı kesinleşmemiştir, şöyleki; 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 27. maddesinde, gümrük komisyonlarının kararlarına karşı ilgililerce, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceği belirtilmesine karşın, Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu görevsizlik kararı sanığa tebliğ edilmemiş, katılan Hazine vekili ise sonradan bu karardan haberdar olmuştur. Bu durumda Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu kararının sanığa tebliğ edilerek kesinleştirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, kaza yetkisini haiz sair makamlardan olan Taşucu Gümrük Komisyonu görevsizlik kararının henüz kesinleşmemesi nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1) Taşucu Gümrük Komisyonunca verilen görevsizlik kararının henüz kesinleşmemesi nedeniyle, bu aşamada Yargıtay Ceza Genel Kurulunca, 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.06.2005 günü sonucu itibariyle tebliğnamedeki iade düşüncesine uygun olarak oybirliği ile karar verildi.