"İçtihat Metni"
Sanıkların kaçakçılık suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davası sonunda Silifke Asliye Ceza Mahkemesince 25.12.2003 gün ve 770-806 sayı ile sanıklara yüklenen eylemin, yolcu beraberindeki eşya olarak değerlendirilmesi gerektiği ve 4926 sayılı Yasanın 13/1-2. maddesine girdiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın ilgili Gümrük Komisyonuna gönderilmesine karar verilmiştir
Dosyanın gönderildiği Taşucu Gümrük Müdürlüğü Yolcu Komisyonu ise 30.06.2004 gün ve 11 sayı ile; "Sanıklarda yakalanan eşyanın çay, puro, sigara, pipo tütünü, aspirin, mide tozu olup bu eşyaların Türkiye"ye ithalinde ithalat rejimi gereğince belirlenen kurumların iznine tabi olması nedeniyle 4926 sayılı kanunun 13/1 ve 2. fıkrasında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, aynı maddenin 3. fıkrasına temas etmesi ve aynı Kanunun 26. maddesine göre de Yolcu Komisyonunun yetkisinde olmadığına" ilişkin karar vermiştir.
Bu kez dosyanın gönderildiği Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünce 06.12.2004 gün ve 120-107 sayı ile "Gümrük Komisyonlarının Anayasanın 158 ve 2247 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen yargı mercilerinden olmadığından, ortada Uyuşmazlık Mahkemesince çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunduğundan söz etmek olanaksızdır." gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ile Taşucu Gümrük Komisyonu arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle gönderilen dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 10.06.2005 günlü, "dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına tevdi edilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Adli yargıya dahil ceza mahkemeleri ile adli yargı dışında kalan diğer yargı mercileri veya yaptırım uygulama yetkisi verilmiş makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözecek yargı mercileri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile diğer bazı yasalarda belirlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.05.2005 gün ve 51-47 sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Uyuşmazlık Mahkemesi; adli, idari ve askeri yargı mercileri arasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar" arasında doğacak görev uyuşmazlıklarının çözümü ile görevlidir. 1684 sayılı Yasanın 1. maddesinde sözü edilen; "kaza salâhiyetini haiz sair makamlar", çeşitli yaptırımları uygulayabilmeleri bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş bulunduğu halde, Anayasanın 9. maddesinde kastedilen anlamda yargı mercii olarak kurulmayan ve görevlileri hakim sıfatını taşımayan makamlardır. Nitekim Devlet sistemimiz içinde yer alan, il ve ilçe idare kurulları, en büyük mülkî amirlikler, belediye makamları, gümrük komisyonları, orman işletme şeflikleri (Kunter-Yenisey, Ceza Muhakemesi Hukuku, I. Kitap, 12. Bası, 2003, s. 871 vd., Prof. Dr.Tahir Taner, Ceza Muhakemeleri Usulü Dersleri, 1944, s. 27 vd.) gibi makamlar, yargı mercii olmadıkları halde, yaptırım uygulama bakımından kendilerine kısmen kaza yetkisi verilmiş makamlardır. Bu bakımdan, adli yargı mercii olan genel mahkemeler ile kaza yetkisini haiz bu makamlar arasında çıkabilecek görev ve yetki uyuşmazlıklarını, merci belirleme suretiyle çözme görevi, 1684 sayılı yasanın 1. maddesi uyarınca Ceza Genel Kuruluna aittir.
Öte yandan, uyuşmazlıkların merci tayini suretiyle çözümlenebilmesi için, uyuşmazlığa konu kararların kesinlik kazanmış olması gerekir. Bunların ıslahı ve uyuşmazlığın halli için bir başka yasa yolu mevcut bulunduğu takdirde, merci tayini usulüne başvurulamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece verilen görevsizlik kararı, adli yargı sistemi dışındaki bir makamı görevli sayar nitelikte bulunduğundan, temyiz yasayoluna tabidir. Bu karar sanık Halil müdafiinin yüzüne, diğer sanıkların ve katılanın gıyabında verilmiş, katılan vekili ile sanık Mehmet"e tebliğ edilmesine karşılık, sanık Kasım"a tebliğ edilmemiştir. Ayrıca, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 27. maddesi gereğince Gümrük Komisyonlarının kararlarına karşı ilgililerce, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine itiraz edilebilmesi olanağı bulunmasına karşılık, bu karar da sanıklara tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle, öncelikle Yerel Mahkeme kararının sanık Kasım Taşdemir"e tebliği ile başvurulacak yasayolu sonunda veya yasayoluna başvurulmaması halinde Gümrük Komisyonunun kararının sanık Halil müdafii ile sanıklar Mehmet ve Kasım"a tebliği suretiyle öncelikle görevsizlik kararlarının kesinleştirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin kararı ile kaza yetkisini haiz sair makamlardan olan Taşucu Gümrük Komisyonu kararının kesinleşmemesi nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Yerel Mahkemenin ve Taşucu Gümrük Komisyonunun görevsizlik kararlarının henüz kesinleşmemesi nedeniyle, bu aşamada Yargıtay Ceza Genel Kurulunca, 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümü gereken bir görev uyuşmazlığı bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 21.06.2005 günü sonucu itibariyle tebliğnamedeki iade düşüncesine uygun olarak oybirliği ile karar verildi.