Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8651 Esas 2022/22582 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8651
Karar No: 2022/22582
Karar Tarihi: 15.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8651 Esas 2022/22582 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/8651 E.  ,  2022/22582 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Silahla tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2020 tarihli ve 2017/444 esas, 2020/26 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 27/01/2021 tarihli ve 2021/2 değişik iş sayılıkararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29/04/2022 gün ve 2022/42680 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260. maddesindeki "(1) Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/73 md.)Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yollarına başvurabilirler." şeklindeki ve 268. maddesinde yer alan, "(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır.." şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında,
    Somut olayda, Cumhuriyet savcısının yokluğunda verilen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2020 tarihli kararının ... Cumhuriyet Başsavcılığına görüldü işleminin yapılması için 17/02/2020 tarihinde gönderildiği (Cumhuriyet savcısı ekranına düşürüldüğü), ... Cumhuriyet Savcısı ... tarafından anılan karara UYAP üzerinden elektronik imzalı olarak 25/02/2020 tarihinde itiraz edildiğinin anlaşılması karşısında, Cumhuriyet savcısının yasal süresinden sonra sanık aleyhine yapmış olduğu itirazın reddedilmesi gerektiği gözetilmeden, mercii tarafından yazılı şekilde itirazın kabul edilmesinde ve sanık aleyhine olacak şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir..” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olup, itiraz kanun yoluna başvurma süresine ilişkin kuralları içeren CMK’nın 268/1. maddesinde “Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
    Cumhuriyet Savcısının itiraz süresi için ayrı bir düzenleme bulunmadığı, maddede atıf yapılan CMK’nın 35. maddesinin 2. fıkrasında “...aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur.” şeklinde olup, yine “Cumhuriyet Başsavcılığına Yapılan Tebligat” başlıklı CMK’nın 38. maddesinde “Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan tebligat, tebliği gereken evrakın aslının verilmesi suretiyle olur. Tebliğ ile bir süre işlemeye başlıyorsa verildiği gün, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından evrakın aslına yazılır.” şeklinde hükme yer verildiği anlaşılmıştır.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında Cumhuriyet Savcısının yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 17/02/2020 tarihinde Cumhuriyet Savcısının ekranına düştüğü, 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 25/02/2020 tarihinde elektronik imzalı olarak itiraz edildiği anlaşılmakla, merciince itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Sanık ... hakkında, ... Ağır Ceza Mahkemesinin 27/01/2021 tarihli ve 2021/2 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK'nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara