Esas No: 2000/22
Karar No: 2000/22
Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü 2000/22 Esas 2000/22 Karar Sayılı İlamı
Ceza Bölümü 2000/22 E. , 2000/22 K.- ASKER KIŞI SANIĞA YÜKLENEN SUÇUN, ASKERI BIR SUÇ OLMAMASI, ASKERI BIR SUÇA BAĞLI BULUNMAMASI VE ASKERI MAHKEMEDE YARGILANMA-
- YI GEREKTIREN ILGININ KESILMIŞ OLMASI
- ASKERİ CEZA KANUNU (1632) Madde 132
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : K.H. Sanık : H.A. O L A Y : Silopi/Şırnak 3. Mknz. P. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık P. Er H.A."nun, 2.5.1995 günü, tuvalet ve duşların bulunduğu yerde, aynı Komutanlık emrinde görevli arkadaşı P. Er N.A. tarafından unutulan cüzdanın içinden 11.500.000.- TL parayı aldığı, böylece, arkadaşının parasını çalmak suçunu işlediği ileri sürülerek, eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu"nun 132. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı"nın 22.6.1995 gün ve E:1995/1365, K:1995/602 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 22.12.1995 gün ve E:1995/1125, K:1995/1043 sayıyla; herne kadar sanık hakkında arkadaşının parasını çalmak suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçun Türk Ceza Kanunu"nun 511. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, bu suçun da askeri bir suç olmadığı, askeri bir suça da bağlı bulunmadığı ve sanığın 13.12.1995 günü terhis edilmiş olması nedeniyle askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin de kesildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Silopi Sulh Ceza Mahkemesi"ne gönderilmiştir. SİLOPİ SULH CEZA MAHKEMESİ: 16.3.1999 gün ve E:1996/1274, K:1999/163 sayıyla; 353 sayılı Yasa"nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesi hükmü uyarınca, sanık hakkındaki kamu davasının, terhisinden önce askeri mahkemeye açılmış olması nedeniyle askeri mahkemenin görevinin sona ermeyeceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ali HÜNER’in Başkanlığında, Üyeler; Hasan GERÇEKER, Refik DİZDAROĞLU, Keskin KAYLAN, Necmettin ÖZKAN, Recep SÖZEN, Tamer KORKMAZ"ın katılımlarıyla yapılan 3.7.2000 günlü toplantısında, Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’ in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı İrfan YILMAZLAR"ın, davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: USULE İLİŞKİN İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmemiştir. Askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa"nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur. Esasa ilişkin inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir. ESASA İLİŞKİN İNCELEME: 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu"nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu"nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu"nda, kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu"na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalâa edilmektedir. Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmektedir. Ancak, Anayasa Mahkemesi"nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile maddenin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcükleri iptal edilmiştir. Bu duruma göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle birlikte sanığa yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. Bu durumda, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, asker kişi sanık hakkında, Askeri Ceza Kanunu"nun 132. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; iddianame içeriğine, askeri mahkemenin kararındaki değerlendirme ve nitelendirmesine göre ve ayrıca adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı gerekçesinde de sanığa yüklenen eylemin, askeri suç olduğu belirtilmeksizin Türk Ceza Kanunu"nun 511. maddesi kapsamındaki suçu oluşturacağı benimsenerek sadece askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesinden (terhis tarihinden) önce sanık hakkındaki kamu davasının askeri mahkemeye açıldığından söz edilmekte olduğundan sanığa isnat edilen suçun, Türk Ceza Kanunu"nun 511. maddesinde belirtilen suçu oluşturacağı kabul edilerek, 353 sayılı Yasa"nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesinin ikinci tümcesinde yer alan "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." sözcüklerinin iptali karşısında, yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Silopi Sulh Ceza Mahkemesi"nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir. SONUÇ: Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Silopi Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16.3.1999 günlü, E:1996/1274, K:1999/163 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 3.7.2000 günü KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.