Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/8-56 Esas 2005/61 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/8-56
Karar No: 2005/61
Karar Tarihi: 14.06.2005

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/8-56 Esas 2005/61 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2005/8-56 E., 2005/61 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/8-56 E., 2005/61 K.

  • 6136 S. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER H... [ Madde 13 ]
  • 6136 S. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER H... [ Madde 16 ]
  • 6136 S. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER H... [ Madde 17 ]
  • 6136 S. ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER H... [ Madde 6 ]
  • "İçtihat Metni"

    Ruhsatsız silah taşıma suçundan sanık Y"nin 6136 Sayılı Yasanın B/I, TCY"nın 59. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 181.753.415.- Lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, suça konu tabancanın TCY"nın 36. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesi"nce 24.09.2002 gün ve 10-177 sayı ile verilen kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi"nce 21.03.2005 gün ve 7419-1692 sayı ile;

    "... Sanığın aşamalardaki savunmasına göre, ruhsatının iptal edildiğinden haberdar olduğu ve taşınmaması gerektiği halde kendisine tebliğ edildiği üzere ruhsatın iptalinden sonra üzerinde taşırken yakalandığı anlaşılmakla, mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine.

    Ancak;

    4806 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile TCK"nun 30. maddesinin 2. fıkrasındaki "bir" sözcüğünün "bin" olarak değiştirilmiş bulunması karşısında, sanığa para cezası tayin edilirken her aşamada "bin" lira küsurunun atılması zorunluluğu, bozmayı gerektirdiğinden hükmün CMUK"nun 321. maddesi gereğince bozulmasına, ancak bu aykırılığın CMUK"nun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında 6136 Sayılı Yasanın B/I madde ve fıkrası uyarınca tayin edilen temel ağır para cezasının 218.103.000.- Liraya ve TCK" nun 59. maddesinin uygulanması sonrasında 181.752.000.- Liraya indirilmesi suretiyle hükmün oyçokluğuyla düzeltilerek onanmasına..." karar verilmiş,

    Daire Başkanı Z.Aslan ile Üye A.E. Özgenç ise, "6136 Sayılı Yasaya bağlı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin, "Ruhsatlar" başlığını taşıyan 3. maddesi, ""Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beşyıl için geçerli olup, yenileme harcı alınmak şartıyla, her beş yılda bir yenilenir. Sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemler başlatılır. Zabıtaca doğrudan veya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak yazılı tebligattan itibaren altı ay içinde ruhsatlarını mevcut durumlarına göre taşıma veya bulundurma ruhsatı olarak yeniletmeyenlerin o silaha ait ruhsatı iptal edilerek, bu yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır.

    Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, hiçbir şekilde aynı şahıs adına yeniden ruhsata bağlanamaz.

    Yeni ruhsatın geçerlilik süresi, önceki ruhsata ait sürenin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Süresi biten taşıma ruhsatı, yenisi verilinceye kadar bulundurma ruhsatı yerine geçerlidir."

    "Taşıma ve bulundurma hakkının kaybı" başlığını taşıyan 17. maddesi ise, "Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16"ncı maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.

    Bu yönetmeliğin 3"üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." hükümlerini taşımaktadır.

    Görüldüğü gibi, yönetmelikte silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağı, yenileme işleminin nasıl yapılacağı ve yenileme işleminin yapılmaması halinde izlenecek yöntem ayrıntılı ve açık bir biçimde anlatılmıştır.

    Bu bilgilerin ışığı altında olayımızı irdelersek; sanık Y"ye Sakarya Valiliğinin 29.12.1995 tarihli oluru ile silah taşıma ruhsatı verildiği, 5 yıllık ruhsat süresinin dolması üzerine ruhsatını yeniletmesi için kendisine 25.10.2000 tarihinde tebligat yapıldığı, ancak kendisine verilen 6 aylık süre içerisinde ruhsatını yeniletmediği, bunun üzerine Sakarya Valiliğinin 06.07.2001 tarihli olurları ile silah ruhsatının iptaline karar verildiği, sözü edilen iptal kararının sanığa tebliğ edilmediği gibi silaha da el konulmadığı saptanmıştır.

    Sanık, aşamalardaki savunmasında, taşıma ruhsatlı tabancasının ruhsat süresinin dolduğunu, 3-4 ay kadar önce ruhsatı yeniletmesi için kendisine tebligat yapıldığını, eşi adına ruhsat çıkartılması için 2 gün kadar önce Sakarya Emniyet Müdürlüğü"ne başvuruda bulunduğunu, bu nedenle tabancayı üzerine aldığını, ancak yeğeninin ölüm haberini alması üzerine emniyete gitmeyip köye, cenazeye giderken yapılan yol aramasında 18.01.2002 tarihinde tabancanın jandarmaca yapılan arama esnasında üzerinde yakalandığını ifade eylemiştir.

    Mahkeme, taşıma ruhsatının sona ermesine rağmen yasal süre içerisinde ruhsatını yeniletmeyen ve ruhsatı idarece iptal edilip, ancak iptal kararı kendisine tebliğ edilmeyen sanığın eyleminin, ruhsatsız silah taşımak biçiminde yorumlayarak, 6136 Sayılı Yasanın BIL madde ve fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.

    Yukarıda da açıklandığı üzere, silah ruhsatı Sakarya Valiliğinin 06.07.2001 tarihli olurları ile iptal edilmiş olup, sözü edilen bu iptal kararının sanığa tebliğ edildiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmamaktadır.

    İdari bir tasarruf niteliğinde bulunan ruhsat iptali işleminin sanık açısından, ancak kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren sonuç doğuracağı tabiidir. Bu itibarla ruhsatın iptal edilip, iptal işleminin sanığa tebliğ edildiği tarihten sonra hüküm ifade edeceği, olayımızda ise iptal kararının henüz sanığa tebliğ edilmediği, bu nedenle silahın sanık tarafından taşınması eyleminin, 6136 Sayılı Yasanın BIL madde ve fıkrasında düzenlenen ruhsatsız silah bulundurmak veya taşımak suçunu oluşturmaz. Zira ruhsatın iptali işlemi sanığa henüz bildirilmemiştir.

    Bu açıklamaların ışığında; sanığın idarece kendisine verilen taşıma ruhsatına istinaden sözü edilen ruhsatın yine idarece iptal edilip, bu işlemin kendisine tebliğ edilmesine kadar, silah taşıması eyleminin, 6136 Sayılı Yasanın 13/1. maddesinde düzenlenen ruhsatsız silah taşımak veya bulundurmak suçunun unsurlarını oluşturmayacağından ruhsatsız silah taşımak suçundan sanığın beraatına ve devrinin sağlanması için silahın idareye teslimine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 04.05.2005 gün ve 14753 sayı ile;

    "... 6136 Sayılı Yasaya bağlı ateşli silahlar ve bıçaklar ile ilgili yönetmeliğin 3. maddesi, "... sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemler başlatılır. Zabıtaca doğrudan veya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak yazılı tebligattan itibaren altı ay içinde ruhsat1annı mevcut durumlarına göre taşıma veya bulundurma ruhsatı olarak yeniletmeyenlerin silaha ait ruhsatı iptal edilerek, bu yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır..."

    Yönetmeliğin 17. maddesi, "... silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi, mevcut silah ruhsat1an iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar, ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir..." biçimindedir.

    Olayımızda, sanığa verilen silah taşıma ruhsatı süresinin, 15.12.2000 tarihinde dolduğu, yeniletmesi için kendisine 25.10.2000 tarihinde tebligat yapıldığı, kendisine verilen 6 aylık süre içerisinde ruhsatını yeniletmediği, Sakarya Valiliğinin 06.07.2001 tarihli olurları ile silah ruhsatının iptaline karar verildiği, ancak iptal kararının sanığa tebliğ edilmediği ve silaha idarece el konulmadığı anlaşılmıştır.

    Yönetmelik hükümlerine göre iptal kararının hüküm ifade etmesi için, sanığa tebliğ edilmesi, ayrıca 6 ay içerisinde üçüncü kişilere devrinin sağlanması için silaha el konulması gerekir.

    Olayımızda, yönetmelik hükümleri tam olarak yerine getirilmemiş, sanık, silahı taşırken yakalanmıştır. Bu durumda silah bulundurma veya taşıma suçu oluşmaz. Dolayısıyla zoralım kararı da verilemez.

    Menşei belli olan ve kayıt altına alınmış bu tür silahlarda, ruhsat süresinin dolması sonucu yenilenmemesi halinde, iptal kararı sanığa tebliğ edilerek silaha el konulmalı, 6 aylık devir süresi sağlanarak, devredilmemesi halinde yasal işlem başlatılmalıdır. Aksi halde bu hususların yerine getirilememesi yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırılık teşkil eder..." görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, özel daire kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca okunup, konu müzakere edilmiş ve açıklanan karara varılmıştır.

    KARAR : Sanığın ruhsatsız silah taşıma suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda özel daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, taşıma ruhsatına bağlı silahını ruhsat süresi dolması sonrasında taşımış olan sanık yönünden ruhsatsız silah taşıma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

    Uyuşmazlık konusunun çözümünde sağlıklı bir hukuki sonuca varılabilmesi için, konuya ilişkin yasal düzenlenmelerin ve yönetmelik hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır;

    6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Yasanın; Silah ruhsatlarını düzenleyen 6. maddesi;

    "Bu kanun kapsamına giren silahlar için verilen taşıma ve bulundurma ruhsatları yenileme harcı alınmak şartı ile beş yıl için geçerlidir. Ruhsatların veriliş sebeplerinin ortadan kalkması halinde ruhsat sahibi durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmekle yükümlüdür. Aksine hareket edenlere bir daha silah ruhsatı verilmez.

    Ancak, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Hükümet Üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Başbakanlık ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarları, Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanı ve bu görevlerde bulunmuş olanların ruhsatlarında süre kaydı aranmaz.

    Ruhsata bağlanmış silahlara ait yerli ve yabancı menşeli mermiler için ayrıca ruhsat aranmaz. Bu ruhsatlar mermiler için de geçerlidir.

    Silah taşıma ruhsatları nereden verilmiş olursa olsun Ek 1 "inci maddede sayılan yerler dışında geçerlidir.

    Birden fazla silaha sahip olanlardan bu kanun hükümlerine göre, durumları silah taşımaya uygun olanlara istekleri halinde, mevcut silahlarının hepsi için ayrı ayrı taşıma ruhsatı verilir.

    Ruhsatların renk, şekil, muhtevası ile diğer hususlar yönetmelikte belirlenir." hükmünü içermektedir.

    Bu yasaya bağlı olarak çıkartılan yönetmeliğin;

    "Ruhsatlar" başlığını taşıyan 3. maddesi;

    "Taşıma ve bulundurma ruhsatları onay tarihinden itibaren beş yıl için geçerli olup, yenileme harcı alınmak şartıyla, her beş yılda bir yenilenir. Sürenin sona ermesinden bir ay önce tebligat için gerekli işlemler başlatılır. Zabıtaca doğrudan veya 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak yazılı tebligattan itibaren altı ay içinde ruhsatlarını mevcut durumlarına göre taşıma veya bulundurma ruhsatı olarak yeniletmeyenlerin o silaha ait ruhsatı iptal edilerek, bu yönetmelik hükümlerine göre devri sağlanır. Bu şekilde ruhsatı iptal edilen silah, hiçbir şekilde aynı Şahıs adına yeniden ruhsata bağlanamaz.

    Yeni ruhsatın geçerlilik süresi, önceki ruhsata ait sürenin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Süresi biten taşıma ruhsatı, yenisi verilinceye kadar bulundurma ruhsatı yerine geçerlidir.

    Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Hükümet üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarları, Savunma Sanayii Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Sahil Güvenlik Komutanı ve bu görevlerde asaleten bulunmuş olanların ruhsatlarında süre kaydı aranmaz.

    Kanunun 7"nci maddesinin 1 "inci fıkrasının ( 2 ) ve ( 3 ) numaralı bentleri kapsamına giren ve bu yönetmeliğin 8"inci maddesinde belirtilen diğer kamu görevlilerinin silah taşıma ruhsatlan, verildiği tarihten itibaren, görevin devamı süresince geçerlidir. Bu kişilerin ruhsata esas görev durumları beş yılda bir araştırılır.

    Kanunun 7"nci maddesinin 1 "inci fıkrasının ( 4 ) numaralı bendi kapsamına giren emekli kamu görevlilerine verilen silah taşıma ve bulundurma ruhsatları ile bu maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen kamu görevlilerine verilen silah bulundurma ruhsatları süre kaydına tabi tutulmaz. Ancak, bu şahısların silah taşıma ve bulundurma şartlarını koruyup korumadıkları hususu her beş yılda bir araştırılır.

    Kanunun 7"nci maddesinin 1 "inci fıkrasının ( 1 ), ( 2 ), ( 3 ) ve ( 4 ) numaralı bentleri kapsamına giren kişilerin taşıyacakları veya bulunduracakları ateşli silahların taşınmasına veya bulundurulmasına yetki veren kayıt ve belgeler ile ruhsatlar harca tabi değildir.

    Ruhsata bağlanmış silahlara ait yerli ve yabancı menşeli mermiler için ayrıca ruhsat aranmaz. Ancak, yabancı menşeli mermilerin kanuna uygun yollardan temin edildiğinin ispatı yetkililerce istenebilir.

    Bu maddenin 4. ve 5"inci fıkralarında sayılanlardan, bildirim süresi olan beş yıl sonunda görev durumu belgelenemeyen kamu görevlileri ile silah taşıma ve bulundurma şartlarını taşıyıp taşımadıklarının denetlenmesi amacıyla emekli kamu görevlileri hakkında, bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre tebligat yapılarak son durumlarının belgelenmesi istenir." hükmünü;

    16. maddesi; "Kanunun 7"nci maddesinin ( 1 ) numaralı bendinde sayılanlar hariç aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir.

    a ) Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar,

    b ) Ruhsatlı silahıyla. suç işleyenler veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intihar ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlar,

    c ) Haklarında Türk Ceza Kanunu"nun 119"uncu maddesinin uygulanması nedeniyle kamu davası açılmamış olsa bile, zorunlu olmadığı halde meskun bir mahalde veya civarında ya da umuma mahsus yol üzerinde veya bu yola doğru silah atanlar ile bu suçların birinden mahkum olanlar,

    d ) Taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlar,

    e ) Taksirle işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar,

    f ) Uyuşturucu ve psikotrop maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme ya da bu fiillere teşebbüs etme, satma, satışa arzetme, satın alma, bulundurma, herhangi bir şekilde başkasına devretme veya devralma, sevk veya nakletme, alınıp satılmasına veya devrine ya da her ne suretle olursa olsun tedarikine vasıta olma suçlarından biriyle mahkum olanlar,

    g ) Ruhsatlı silahını geçici de olsa başkalarına verdikleri için hüküm giyenler,

    h ) Kanunun 12,13,14 ve 15"inci maddelerinde belirtilen suçlardan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar,

    ı ) Kanunun 4"üncü maddesinde yazılı silahlardan birini kullanmak suretiyle suç işleyen ve bu suçtan dolayı hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar,

    i ) Ruhsatların veriliş nedenleri ortadan kalktığı halde durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmeyen ruhsat sahipleri,

    j ) Kanunun Ek 1 "inci maddesinde belirtilen ateşli silah taşınması yasak yerlerde silah taşıyanlar,

    k ) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü demirbaşına kayıtlı silahları amacı dışında kullananlar,

    1 ) Mahkeme kararı ile ya da haklarında verilen mahkumiyet kararının sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetleri"nden tard veya ihraç edilenler, rütbesinin geri alınmasına hükmolunanlar ile 926 Sayılı Kanunun 50"nci maddesinin ( c ) bendi, 3269 Sayılı Kanunun 16"ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 3466 Sayılı Kanunun 15"inci maddesi uyarınca disiplinsizlik veya ahlaki durum sebebiyle ayırma işlemine tabi tutulanlar, 3269 Sayılı Kanunun 12"nci maddesi uyarınca başarısız görülenler ile 3466 Sayılı Kanunun 13 ve 16"ncı maddeleri uyarınca ilişikleri kesilenler veya 1402 Sayılı Kanunun 2"nci maddesi gereğince emekli edilenler ile disiplin kurulları veya mahkeme kararıyla meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ya da haklarında verilen mahkumiyet kararı sonucu memuriyetle ilişiği kesilenler veya sicilen ya da 1402 Sayılı Kanunun 2"nci maddesi gereğince emekli edilenler,

    m ) Kısıtlı olanlar ile kamu hizmetinden yasaklılar,

    n ) Akıl hastası veya psikolojik ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar,

    o ) 21 yaşını bitirmemiş olanlar.

    ö ) 6831 sayılı Orman Kanunu"na, muhalefet suçundan dolayı altı aydan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar.

    Yukarıdaki fıkranın ( a ), ( b ), ( c ), ( d ), ( e ), ( t ), ( g ), ( h ), ( ı ), ( i ) ve ( ö ) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2"nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.

    Birinci fıkranın ( j ) bendi kapsamına girenlerin silah taşıma ruhsatları bulundurmaya çevrilir ve kendilerine bir daha taşıma ruhsatı verilmez.

    Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.

    Bu maddede belirtilen mahkumiyet, kesinleşmiş mahkumiyettir.

    Bu madde hükümlerinin uygulanmasında, mahkemelerce verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceza esas alınır." hükmünü;

    17. maddesi ise;

    "Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16"ncı maddede belirtilen hallerden birine "girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.

    Bu yönetmeliğin 3"üncü maddesinin birinci fıkrası hükümlerine göre ruhsatı iptal edilen silahlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır." hükmünü taşımaktadır.

    Görüldüğü üzere;

    Gerek 6136 Sayılı Yasa, gerekse yasanın ruhsat uygulamasına ilişkin yönetmelik hükümleri, silah taşıma ve bulundurma ruhsatlarının ne kadar süre için geçerli olacağını, süresi biten ruhsatların yenileme işlemlerinin nasıl yapılacağını, yenileme işleminin yapılmaması halinde izlenecek yöntemi ve taşıma ruhsatı süresinin sonunda yenilenmemiş ruhsatların kendiliğinden bulundurma ruhsatına dönüşeceğini ayrıntılı ve açık olarak düzenleme altına almış bulunmaktadır. Buna göre, silah taşıma ruhsatının 5 yıllık süresinin bitmesinden i ay önce idare tarafından ilgiliye tebligat çıkartılması, ruhsat yenileme işlemleri için 6 aylık bir süre öngörülmüş olması ve süresi biten taşıma ruhsatının, yenisi verilene kadar bulundurma ruhsatı yerine geçeceğinin hükme bağlanması, yasa koyucunun bu süreçte silahın taşınmasını engellemek amacını güttüğünü açıklıkla ortaya koymaktadır.

    Anılan normlar, süresi biten silah taşıma ruhsatının verdiği taşıma yetkisinin kesintiye uğradığını ve bulundurma ruhsatına dönüşerek sınırlandığını tartışılmaz netlikle ortaya koymaktadır. Taşıma ruhsat süresinin bitiminden önce yapılacak tebligat dışında başkaca herhangi bir tebligat yapılmasının anılan yasa ve yönetmelik hükümlerinde öngörülmediği, ruhsatın iptali ile silaha el konulmasından sonra devrinin sağlanması hususundaki 6 aylık sürenin el koymadan itibaren başlayacağı yönetmeliğin 3. maddesinde açıklıkla belirtilmiş olup, ruhsatın iptal edildiği konusunda ilgilisine tebligat yapma zorunluluğunun bulunmadığı açıktır. Uygulamada kolluk makamları tarafından ruhsatın iptal edildiği hususunda ilgilisine tebligat yapılması, yasa ve yönetmelikte öngörülmeyen bir fiili durum olup, bu tebligatın yapılmamış olması kişiye silah taşımayı sürdürebilme hak ve yetkisi vermeyecektir. Zira, yukarıda da açıklandığı üzere, taşıma ruhsatı yasa ve yönetmelik hükümleri gereği süresi sonunda başkaca hiçbir işleme ve ilgilisine duyuruda bulunulmasına gerek olmadan bulundurma ruhsatına dönüşeceği için, yasa koyucu tarafından öngörülmeyen bir hak ve yetkinin idari işlemle verilmesi ve ne zaman gerçekleşeceği belirsiz tebligata bağlanarak toplum düzeninin zafiyete uğratılmasına göz yumulması olanaksızdır. Nitekim yerleşmiş yargısal kararlarda da bu husus vurgulanmış, örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 02.05.1977 gün ve 171-194 sayılı; 28.05.1979 gün ve 177-253 sayılı; 18.11.2003 gün ve 269-276 sayılı kararlarında da taşıma ruhsatı süresinin sonunda ruhsatın bulundurma ruhsatına dönüşeceği ve olaysal değerlendirmelerin bu statü kapsamında yapılması gerekeceği kabul edilmiştir.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

    Sanığın silah taşıma ruhsatının süresinin 15.12.2000 tarihinde sona erdiği, bu süre sona ermeden önce yasa ve yönetmelik gereği sanığa idarece 25.10.2000 tarihinde silah ruhsatını yeniletmesi, yeniletmediği takdirde ruhsatının iptal edileceği hususlarında tebligat yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

    Bu tebligata rağmen sanık 6 aylık süre içerisinde ruhsatını yeniletmek için herhangi bir işlem yapmamış, başvuruda da bulunmamıştır. Bundan sonraki süreçte, Sakarya Valiliğince 06.07.2001 tarihinde sanığın silah taşıma ruhsatı iptal edilmiş, ancak buna rağmen kolluk tarafından söz konusu silah zapt edilemediği gibi, sanığın silahını bir başkasına devretmesi için öngörülen 6 aylık süre de başlatılamamıştır. Ne var ki; sanık savunmasında, Sakarya Emniyet Müdürlüğü"ne başvurarak silahını eşine devretmek için işlemlere başladığını beyan etmiştir. Bu beyanı itibariyle belli ki sanık, silah ruhsatının iptal edildiğini ve artık silah taşıma hak ve yetkisinin bulunmadığını, silahı başkasına devretme zorunluluğunun gerçekleştiğini bilmektedir. Silah taşıma ruhsatının yönetmeliğin 3. maddesi gereğince süre bitiminde kendiliğinden bulundurma ruhsatına dönüşmüş olmasına ve bu hususu sanığın da yasal olarak bildiği tartışılmaz nitelik arz etmesine rağmen, savunmasında da belirttiği üzere söz konusu tabancayı iki gün üzerinde taşıması ve taşırken yakalanması karşısında, bulundurma ruhsatına dönüşmüş tabancanın taşındığının kabulüyle 6136 Sayılı Yasanın 13/1 "inci maddesinde öngörülen ruhsatsız silah taşıma suçunun unsurları oluşmuş durumdadır.

    Bu nedenle yerel mahkemece sanığın 6136 Sayılı Yasanın 13/1 "inci maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi ve özel dairece bu hükmün onanması yasaya uygun ve isabetlidir.

    Ancak, özel dairenin, yerel mahkeme hükmünü ağır para cezası yönünden düzelterek onamaya ilişkin kararından sonra 27.04.2005 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 Sayılı Yasanın 22. maddesi ile 5083 Sayılı Yasanın 2. maddesine eklenen, "İlgili kanunları gereğince uygulanacak adli ve idari para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde, bir Yeni Türk Lirası"nın ( 1 YTL ) altında kalan tutarlar dikkate alınmaz." şeklindeki fıkra hükmü ile 5237 sayılı TCY"nın 7. maddesi nazara alındığında, sanık hakkında tayin olunan temel para cezasının 216 Yeni Türk Lirasına ve TCY"nın 59. maddesinin uygulanması sonrasında ise 180 Yeni Türk Lirasına İndirilmesine karar verilmelidir.

    Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının açıklanan değişik gerekçe ile kabulüne, özel daire kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin özde doğru hükmünün açıklanan nedenle 1ehe yasa uygulaması zorunluluğu itibarıyla bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CYUY"nın yürürlükte bulunan 322. maddesi 2"nci fıkrası 4"üncü bendinin verdiği yetkiye dayalı olarak hükmün düzelti1erek onanmasına karar verilmelidir.

    Çoğunluk görüşüne katılamayan üç kurul üyesi ise; "ruhsatın iptal edildiğinin ilgiliye tebliğ edilmesinin ve silaha el konulmasının zorunlu olduğunu, bu tebligatın yapılmamış olmasının silah taşıma ruhsatının geçerliliğini sürdürdüğü anlamına geldiğini, somut olayda da sanığa, silah taşıma ruhsatının iptal edildiği hususunda bir tebligat yapılmadığı için taşıma ruhsatının geçerliliği devam ettiğinden, ruhsatsız silah taşıma suçunun unsurlarının oluşmadığını belirtmiş ve beraatına karar verilmesi gereğine işaretle karşı oy kullanmışlardır.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1 -Sanığa yüklenen ruhsatsız silah taşıma suçunun unsurları oluştuğundan Yerel Mahkemece bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmesinin ve özel dairece bu hükmün onanmasının İSABETLİ OLDUGUNA,

    2- 5083 Sayılı Yasanın 2. maddesine 5335 Sayılı Yasa ile eklenen 3. fıkra gereğince, para cezasının sanık lehine değişmiş olması karşısında, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçeyle KABULÜNE, Yargıtay 8. Ceza Dairesi"nin 21.03.2005 gün ve 7419-1692 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

    3- a ) Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24.09.2002 gün ve 10-177 sayılı kararının, sanık hakkında uygulanan yasa maddesindeki para cezasının lehine değiştirilmiş olması nedeniyle BOZULMASINA,

    b ) Bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan CYUY"nın 322. maddesinin 2. fıkrasının 4. bendinin verdiği yetkiye dayalı olarak, sanık hakkında tayin olunan temel para cezasının 216 Yeni Türk Lirasına indirilmesine ve TCY"nın 59. maddesinin uygulanması sonrasında ise sonuçta YÜZSEKSEN YENİ TÜRK LİRASI ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,

    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı"na tevdiine, 14.06.2005 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    Hemen Ara