Esas No: 2005/5-54
Karar No: 2005/60
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/5-54 Esas 2005/60 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Genel Kurulu, İsmail Y. ve Hayati C. adlı sanıkları reşit olan mağdureyi zorla alıkoyma, ırza geçme ve mütecaviz sarhoşluk suçlarından 10 yıl 20 ay ağır hapis ve 1 ay 20 gün hafif hapis cezasına çarptırdı. Suçta kullanılan bıçak müsadere edildi. Sanıklar hakkında verilen tecilli ilam aynen infaz edildi ve hükümle birlikte tutuklandılar. Mahkeme, hüküm öncesinde mağdurenin dinlenmediğini belirterek bozdu ancak mağdurenin beyanı doğru çıkınca ilk hükümde direndi. Kararda geçen kanun maddeleri: 429/2, 59/2, 31, 33, 416/1, 59/2, 31, 33, 572/1, 59/2, 71 ve 74.
Ceza Genel Kurulu 2005/5-54 E., 2005/60 K.
"İçtihat Metni"
Reşit olan mağdureyi zorla alıkoymak, ırza geçmek ve mütecaviz sarhoşluk suçlarından sanıklar İsmail Y..... ve Hayati C......"un, TCY.nın 64. maddesi yollamasıyla 429/2, 59/2, 31, 33, 416/1, 59/2, 31, 33, 572/1, 59/2, 71 ve 74. maddeleri uyarınca 10 yıl 20 ay ağır hapis ve 1 ay 20 gün hafif hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, suçta kullanılan bıçağın TCY.nın 36. maddesi uyarınca müsaderesine, sanıklar hakkında Sincan Sulh Ceza Mahkemesince verilen 20.12.2001 gün ve 496-980 sayılı tecilli ilamın TCY.nın 95. maddesi uyarınca aynen infazına ve sanıkların hükümle birlikte tutuklanmalarına ilişkin, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.1.2004 gün ve 319-21 sayılı hüküm, sanıklar müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen, Yargıtay 5. Ceza Dairesince 9.11.2004 gün ve 5639-7203 sayı ile;
"Mağdure mahkemede dinlenmemiş olup, karardan sonra sunduğu 24.2.2004 havale tarihli dilekçesinde de hükme dayanak yapılan hazırlık beyanının doğru olmadığını belirtmesi karşısında, mahkemece beyanının alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini" gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece 24.2.2005 gün ve 39-39 sayı ile; 1.2.2005 tarihli tensiple "müştekinin karardan sonra verdiği, 24.2.2004 tarihli dilekçesinde belirtilen adresinden, müzekkere ile celbine karar verilip, 24.2.2005 tarihli oturumda; müştekinin hazır olmaması üzerine dinlenilmesinden sarfınazar edilmesine karar verildikten sonra; mağdure Huriye A......... hazırlıkta, 22.07.2002 tarihli beyanında her iki sanığın zorla bıçak ve silah tehdidi ile öldüreceklerini beyan ederek, Mustafa"nın arabasından zorla indirip, kendi arabalarına bindirerek bir bahçe içine götürüp tecavüz ettiklerini, zorla alıkoyup ilişkiye girdiklerini, rızası olmadan eylemin gerçekleştirildiğini, isimler vererek söylemiş, daha sonra da ne şekilde, nasıl ve nereye getirtilip götürüldüğü hususlarını detaylı bir şekilde açıklamıştır. Sanıklar hazırlıkta mağdure ile sırayla cinsel ilişkide bulunduklarını söyleyip, sanık İsmail bayanı dışarıya bırakmak istemediğini, kendi evine götürdüğünü beyan etmiş, sanık Hayati de hazırlıkta mağdure ile ilişkiye girdiğini kabul etmiştir. Her ne kadar mağdure 21.01.2004 tarihli karardan sonra, mahkememize müracaatla isteği ile ilişkide bulunduğunu, öfke ile hareket ettiğini, davacı ve şikayetçi olmadığına dair dilekçe vermiş ise de, sanıkların mahkûmiyetinden sonra, mağdurenin gelip dilekçe vermesinin, isteği ile dilekçe verdiği hususunu doğrulamayacağı, aylardır, yıllardır aranan, bulunamaması nedeniyle de dinlenmesinden sarfınazar edilen mağdurenin, mahkûmiyet kararından sonra dilekçe vermesinin sanıkların girişim ve gayretleri sonucu olduğu, hayatın olağan akışına uygun bir kabuldür. Bu tip olaylarda, mağdurenin hazırlık ifadesinden sonra duruşmada da beyan ve ifade değiştirmesi halinde, mağdure beyanından başka diğer deliller var ise, beyanın bu delillerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu şekilde olayın sübut bulup bulmadığının tartışılmasının gerekeceği, olayımızda da, Yargıtay bozma ilamından sonra dahi sanıklarla birlikte celb için yazı yazılan mağdurenin hazır olmadığı ve duruşmada hazır bulundurulmadığı, bir an için hazır olup aynı dilekçeyi tekrar ettiği düşünülse dahi, değerlendirmenin diğer deliller ve dosya kapsamına göre olması gerekeceği tartışmasızdır, gerekçeleriyle ilk hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de sanıklar müdafii tarafından duruşmalı inceleme yapılması istemiyle temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istekli 25.4.2005 gün ve 69430 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunda duruşmalı inceleme yapılacağına ilişkin bir usul hükmü bulunmadığından, duruşmalı inceleme isteminin reddi ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya okundu, konu müzakere edilip, aşağıdaki karar verildi.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların, reşit olan mağdureyi zorla alıkoymak, ırza geçmek ve mütecaviz sarhoşluk suçlarından cezalandırılmalarına ilişkin hüküm, sanıklar müdafiinin temyizi üzerine, Özel Dairece, mahkemede dinlenmeyen mağdurenin karardan sonra sunduğu dilekçede hükme dayanak yapılan hazırlık beyanının doğru olmadığını belirtmesi karşısında, beyanı saptanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Yerel Mahkemece bozmadan sonra 1.2.2005 tarihli tensiple müştekinin duruşmada hazır bulundurulması için müzekkere ile celbine karar verilip, 24.2.2005 tarihli oturumda müştekinin hazır olmaması üzerine dinlenilmesinden sarfınazar edilmesine karar verilerek, diğer delillerle sanıkların suçlarının sübuta erdiği, mağdurenin duruşmada dinlenilmesinin sanıkların hukuki durumlarını değiştirmeyeceği şeklindeki yeni açıklamalarla ilk hükümde direnilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararı doğrultusunda tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosyada;
Yerel Mahkemece, bozmadan sonra tensiple şikayetçinin celbine karar verilip, gelmemesi üzerine dinlenilmesinden vazgeçilerek, yeni ve değişik gerekçelerle önceki hükümde direnilmiş ise de, tensiple bozma gereğinin yerine getirilmesi suretiyle eylemli olarak karara uyulduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki bir hükmün temyizi halinde inceleme Özel Dairesince yapılacağından, saptanan bu eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 5.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 31.05.2005 günü oybirliği ile karar verildi.