Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/546 Esas 2012/442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2012/546
Karar No: 2012/442

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2012/546 Esas 2012/442 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2012/546 E.  ,  2012/442 K.
  • İDARI EYLEM MAHIYETINDE OLMAYAN VE HAKSIZ FIIL TEŞKIL EDEN IDARE FAALIYETINDEN KAYNAKLANAN TAZMINAT DAVASININ ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 19

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : A.E.

Vekili      : Av. R.B.  (İdari Yargıda)

Davalı     : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili       : Av. Ş.K. 

O L A Y : Davacı, dava dilekçesinde özetle; maliki olduğu Yozgat İli, Kadışehri İlçesi, Seyhan Köyü Yayla mevkiinde bulunan3300 m2lik gayrimenkulünün davalı idare tarafından 19.09.2005 tarihinden beri bilgisi olmaksızın çakıl taşı dökülmek suretiyle kullanıldığını, arazinin içerisindeki 50 adet ceviz, 10 adet vişne, 2 adet armut, 6 adet elma, 2 adet çam, 3 adet şeftali ağacının zarar gördüğünü, ağaçları yetiştirmek için kurulan6 m2ebadındaki şondaj kuyusunun atıl hale geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000 TL nin davalıdan tazmini istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KADIŞEHRİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 30.11.2011 gün ve E:2011/33, K:2011/73 sayı ile özetle; idarece yol yapımı gibi bir bayındırlık hizmetinin görülmesi için ihtiyaç duyulan bazı maddeleri (mucur gibi) koyabilmek için davacının taşınmazına geçici olarak fiilen el konulduğunu, idarece asfalt sezonlarında davacının arazisine mucur dökülerek bir nevi depo olarak kullanıldığını, idarece usulüne uygun olarak alınmış bir karar olmaksızın ve bir bedel ödenmeksizin davacının taşınmazının geçici olarak işgal edildiğini, davacının, idarenin bu eylemi nedeniyle taşınmazı üzerine dikilmiş olan çeşitli meyve ağaçlarının ve sondaj kuyusunun zarara uğradığından bahisle bu zararın giderilmesi için açılan davada, idarenin bu el koyma eylemini, o taşınmazı sahiplenme amaç ve kastı ile yapmadığını, bu açıdan kamulaştırmasız el atma olgusunun da mevcut olmadığını belirterek, davaya konu edilen zararın tazmini için açılan tazminat davasına bakma görevinin idari yargının görev alanına girdiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiş  ve bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

YOZGAT İDARE MAHKEMESİ;  18.07.2012 gün, 2012/509 sayı ile özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110.maddesinin açık hükmü karşısında, bu kanundan doğan sorumluluk davası niteliğinde olan ve 6099 sayılı kanunla 2918 sayılı kanunun 110.maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanı içinde kaldığından bahisle, görüm ve çözümü idari yargının görevinde bulunmayan davada 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce verilecek karara değin davanın incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

İdarece yol yapımı gibi bir bayındırlık hizmetinin görülmesi için ihtiyaç duyulan bazı maddeleri (mucur gibi) koyabilmek için davacının taşınmazına geçici olarak fiilen el konulduğu, idarece asfalt sezonlarında davacının arazisine mucur dökülerek arazinin bir nevi depo olarak kullanıldığı, idarece usulüne uygun olarak alınmış bir karar olmaksızın ve bir bedel ödenmeksizin davacının taşınmazının geçici olarak işgal edildiği, davacı tarafından, idarenin bu eylemi nedeniyle taşınmazı üzerine dikilmiş olan çeşitli meyve ağaçlarının ve sondaj kuyusunun zarara uğradığından bahisle bu zararın giderilmesi için dava açıldığı anlaşılmıştır.

İdarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i  ve meydana gelen zararın tazmini davalarının mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dava dilekçesinde, yol yapım çalışmaları sebebiyle taşınmazın üzerine mucur döküldüğü, böylece taşınmazda bulunan meyve ağaçlarına ve sondaj kuyusuna zarar verildiği ileri sürülmüştür. Bu bağlamda, söz konusu olayda idarenin yol yapımı eylemi esnasında bu faaliyetin dışına çıkılarak davacının arazisine bir müdahalede bulunulmuş olup bu müdahalenin neticesinde bir zarar meydana geldiği iddia edilmiştir. 

6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve müteakip maddele­rinde haksız fiilden doğan davalar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanu­nun 683. maddesinde ise el atmanın önlenmesi davaları düzenlenmiştir. Bu tür davaların adli yargı düzeninde yer aldığı tartışmasızdır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu durumda açılan davanın, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olmayıp, müdahalenin men’i (el atmanın önlenmesi), müdahaleyi oluşturan kısımların kal"i ile yıkıntıların kaldırılması temelinden kaynaklanan ve bunların doğal sonucu olan tazminat istemine ilişkin olduğu sonucuna varılmış olup, davanın adli yargı düzeninde yer alan bir dava türü ol­ması nedenleriyle uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözüm­lenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Kadışehri Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yozgat İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Kadışehri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.11.2011 gün ve E:2011/33, K:2011/73 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Hemen Ara