Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/663 Esas 2020/691 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2020/663
Karar No: 2020/691

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2020/663 Esas 2020/691 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS NO      : 2020 / 663

            KARAR NO  : 2020 / 691

            KARAR TR   : 23.11.2020

ÖZET : Davacının, Müflis Asya Katılım Bankası nezdinde bulunduğu ileri sürülen alacağının iflas masasına kaydı için yaptığı başvurunun, Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi tarafından bir  kısmının reddedildiğinden bahisle; reddedilen alacağın iflas masasına kaydına ve kabulüne karar verilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı          : C. E.

Vekili            : Av.  Y.Ş.

Davalı           : Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi

  Vekilleri        : Av. V. A.A., Av.A.B.

 

O L A Y        :Davacı vekili dilekçesinde; T.C İstanbul 1. İflas Müdürlüğü"ne, 2017/14 E. sayılı dosyası ile Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş.’nin iflasının açıldığı tarih olan 16.11.2017 tarih 15:28 saati itibariyle, masaya sundukları hesap ekstrelerinde belirtilen 22.218,51 USD,  19.980,00 EURO, kur  değerlerine  göre TOPLAM 176.863,02 TL alacaklarının iflas masasına kaydını talep ettiklerini; iflas idaresinin ise 1479 alacak kayıt no ile alacaklarını  kısmen kabul ettiğini, alacağın 36.614,78 TL.lık kısmını reddettiğini ifade ederek; reddedilen 36.614.78 TL lik alacağın İflas masasına kaydına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ: 28.12.2018 gün ve E:2018/537, K:2018/1433 sayı ile, “(…) Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz yoluyla alacağın iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK"nun "Sıra Cetveline itiraz ve Neticeleri" başlıklı 235. maddesidir.

 (…)

Asya Katılım Bankası A.Ş."nin BDDK"nın ve TMSF Fon Kurulu"nun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda TMSF."ye devredildiği, 22/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı ve bu kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı, Fon Kurulu"nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı Yasanın 106/3 maddesi uyarınca bankanın doğrudan iflasının mahkemeden talep edilmesine karar verildiği ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2017/41 Esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarihli 2017/41 E. 2017/942 K. sayılı karar ile 5411 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca Asya Katılım Bankası A.Ş."nin iflasına karar verildiği, dosyadan düzenlenen sıra cetvelinin 01.06.2018 ve 04.06.2018 tarihli gazete ilanlarıyla ilan edilmiş olduğu anlaşılmıştır.

5411 sayılı Yasanın 106/5 maddesinde "Fon bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İİK’nun 166., 218., 219., 234., 236., 249., 251., 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı, iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmü yer almaktadır.

Diğer yandan "Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik"in "İflas Yoluyla Tasfiye" başlığını taşıyan 4. bölümünde Bankacılık Yasası uyarınca iflasına karar verilen bankaların iflas ve tasfiyesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Somut olayda, 5411 sayılı Yasanın 110. maddesinin yollaması ile 106/5 maddesi gereğince 1. Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere ilgili Yönetmeliğin 20. maddesi gereğince iflas tasfiyesinin yürütülmesi bakımından TMSF Kurulunun 17/11/2011 tarihli 2017/289 sayılı kararı ile müflis bankanın iflas idare memuru adaylarının isimlerinin belirlendiği, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 24/11/2017 tarihli 2017/7 D.İş 2017/6 K. sayılı kararı ve İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 27/03/2018 tarihli 2018/5 D.İş 2018/5 K. sayılı kararı ile. Fon tarafından önerilen 3 kişinin iflas idare memuru olarak atanmasına karar verildiği, anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere iflas idare memurlarının tamamı Fonun (TMSF) gösterdiği adaylardan oluşmaktadır. Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş."nin iflas tasfiyesi 5411 sayılı Yasanın 106. maddesi ve ilgili Yönetmelik çerçevesinde TMSF tarafından yürütülmekte olup, TMSF"nin Bankacılık Kanunu 106/5. maddede tanınan yetkiye istinaden atadığı iflas idare memurları tarafından düzenlenen sıra cetvelinin ve aldığı tüm kararların (kayıt kabul başvurusu red kararları dahil), TMSF"nin Bankacılık Kanunu uyarınca kanundan aldığı kamusal yetki ve görev kapsamında kamu gücüne dayanarak tesis ettiği idari nitelikte bir işlem olduğu kabul edilmelidir. Nitekim benzer bir olayda Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 29/02/2016 tarihli 2015/4757 E. 2016/1217 sayılı ilamında "...tüzel kişiliğe haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı T İmar Bankası A.Ş." nin iflas idaresinin TMSF adına tasfiyeyi yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin adli yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup HMK"nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği..." yönünde karar verilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi" nin 26/05/2015 tarihli 2014/7272 E. 2015/3936 K. sayılı, 10/02/2016 tarihli 2015/7876 E. 2016/650 K. sayılı, 29/02/2016 tarihli 2015/4750 E. 2016/1217 K. sayılı, 17/10/2017 tarihli 2015/7940 E. 2017/2722 K. sayılı emsal ilamları da bu yöndedir.

Tüm bu sebeplerden dolayı iş bu davanın idari işleme karşı açılan dava olduğu sonucuna varılmakla, idari yargının görev alanında bulunduğu anlaşıldığından, HMK. 1. madde gereği görev konusu kamu düzeninden ve HMK. 119. madde gereği dava şartlarından olmakla Mahkemece uyuşmazlığın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerektiğinden, usul ekonomisi ilkesi ve yargılamanın makul sürede tamamlanabilmesini teminen, basit yargılama usulüne tabi davada dilekçe teatisi ve ön inceleme aşamalarının da tamamlanmış olduğu gözetilerek, aşağıdaki şekilde 6100 sayılı HMK"nun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK"nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Yargı yolu caiz olmadığından, idari yargı görevli olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar vermiş, istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi; 14.1.2020 gün ve E: 2019/1477, K: 2020/61 sayı ile,   “(…)tüzel kişiliğe haiz fon tarafından düzenlenen ve İdari İşlem niteliğinde bulunan sıra cetveli nedeniyle çıkan uyuşmazlıklar idari yargının görev alanı içerisinde kaldığından davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM ; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/537 Esas, 2018/1433 Karar ve 28/12/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/l bendi gereğince REDDİNE …” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/la maddesi gereğince miktar yönünden kesin olarak karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle, Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresine karşı  idari yargı yerinde dava açmıştır.

[İstanbul 10.İdare Mahkemesi 3.3.2020 gün ve E:2020/444 sayı ile, Davanın, doğru hasım olan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu husumetiyle incelenmesi gerektiğinden bahisle, İflas İdaresinin  husumetten çıkarılarak, gerçek hasım olarak tespit edilen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu"nun husumete alınmasına karar vermiş; ancak Uyuşmazlık Mahkemesine başvuru ara kararında hasım alarak yine Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresini göstermiştir.]

İSTANBUL 10.İDARE MAHKEMESİ: 20.10.2020 gün ve E:2020/444 sayı ile, “(…)2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 235.maddesinde; "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.... İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar." hükmü yer almıştır.

 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106/5.maddesinde; "Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmü yer almıştır.

(…)

Olayda dava konusu uyuşmazlığın; iflas eden Asya Katılım Bankası A.Ş"nin alacaklısı olan davacı tarafından, bankada bulunan alacağının iflas masasına kaydına yönelik talebinin kısmen reddine dair olduğu, bu kabil alacaklar için özel bir düzenleme yapılmışsa da, işlemin tesisinde 5411 sayılı Bankacılık Kanunu hükümleri yanısıra İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin de tatbik edildiği gerçeğini değiştirmeyeceği, keza İflas İdaresi memurlarının yetki ve görevlerini İflas Müdürlüğü adına yürüttükleri, kamusal alanda alınmış bir karardan ziyade yukarıda alıntısı yapılan rejim kapsamında bir karar niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğinden, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı mercilerine ait olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı merciilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi"nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 15. ve 19. maddeleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için ilk görevsizlik kararını veren İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2018/537 Esas sayılı dava dosyası da temin edilerek dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine …” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 23.11.2020 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyası örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, Müflis Asya Katılım Bankası nezdinde bulunduğu ileri sürülen 176.863,02 TL alacağının iflas masasına kaydı için yaptığı başvurunun, Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi tarafından 36.614,78 TL lik kısmının reddedildiğinden bahisle; reddedilen alacağın iflas masasına kaydına ve kabulüne karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Olayda; Asya Katılım Bankası A.Ş."nin, BDDK"nın ve TMSF Fon Kurulu"nun 29/05/2015 tarihli kararları doğrultusunda TMSF"ye devredildiği;  22/07/2016 tarihli BDDK kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 107. maddesi uyarınca faaliyet izninin kaldırıldığı,  kararın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı;  Fon Kurulu"nun 22/12/2016 tarihli kararı ile 5411 sayılı Yasanın 106/3 maddesi uyarınca Bankanın doğrudan iflasının mahkemeden talep edilmesine karar verildiği;  İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada Mahkemece 16/11/2017 gün ve E: 2017/41, K:2017/942 sayı ile,  5411 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca Asya Katılım Bankası A.Ş."nin iflasına karar verildiği  anlaşılmıştır.

5411 sayılı Bankacılık Kanununun "Faaliyet izninin kaldırılması veya Fona devir" başlıklı 71. maddesinde, “Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili olarak;

a) Bu Kanunun 70 inci maddesi kapsamında alınması istenen tedbirlerin Kurul tarafından verilen süre içerisinde ya da her halükârda en geç oniki ay içinde kısmen ya da tamamen alınmaması ya da bu tedbirleri kısmen veya tamamen almış olmasına rağmen, malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân bulunmadığı veya bu tedbirler alınmış olsa dahi malî bünyesinin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi,

b) Faaliyetine devamının mevduat ve katılım fonu sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiğinin ortaya çıkması,

c) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin tespit edilmesi,

d) Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması,

e) Hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, banka kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı veya dolanlı olarak kendi lehlerine kullanması veya dolanlı olarak kaynak kullandırması ve bankayı bu suretle zarara uğratması,

Hâllerinden bir veya birkaçının varlığı durumunda Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bankanın faaliyet iznini kaldırmaya ya da kredi kuruluşunun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Fona devretmeye yetkilidir.

Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Bu madde kapsamında alınan Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Yayım tarihi ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul edilir.” hükmü;

Aynı Kanunun “Faaliyet izninin kaldırılması” başlıklı  106. maddesinin 5. fıkrasında " Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmü;

Kanunun " Fona devredilen bankalar ile ilgili hükümler” başlıklı 107.maddesinde;  “Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankalarla ilgili yetkilerini maliyet etkinliğini sağlama ve malî sistemin güven ve istikrarını koruma ilkeleri doğrultusunda kullanır.

Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankanın faaliyetlerini Fon Kurulunca belirlenecek süre ile geçici olarak durdurmaya ve/veya devir tarihi itibarıyla düzenlenecek bilançosunu esas almak suretiyle;

a) Uygun göreceği aktiflerini, teşkilatını ve aksine talebi olmayan personeli ile devir tarihi itibarıyla mevduat bankaları bakımından mevduat toplamları en yüksek beş bankaca uygulanan faiz oranları ortalamasını, katılım bankaları bakımından katılım fonu toplamları en yüksek üç bankaca uygulanan getiri oranları ortalamasını geçmemek üzere işlemiş faiz ve getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatı ve katılım fonlarını ve pasifte yer alan karşılık kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kısmen veya tamamen devredilen bankanın faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

b) Hisselerine sahip olmak kaydıyla ve sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak koşuluyla malî yardım sağlamaya ve kendisine intikal eden hisseleri temsil eden sermayeye karşılık gelen zararları devralmaya,

c) Devralınacak zararlar sonucunda hisselerinin tamamına sahip olunamaması hâlinde, zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi suretiyle hesaplanacak sermaye esas alınmak üzere bulunacak hisse bedelinin Fon Kurulunca belirlenecek süre içinde banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında hisselerini devralmaya,

d) Faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

Yetkilidir.

Devralınan zararlara istinaden yapılacak ödemelerin karşılığını temsil eden hisseler, üzerindeki her türlü hak ve takyidattan arî olarak Fona intikal eder.

Hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın devredilen aktiflerinin toplamının devredilen pasiflerinin toplamını karşılamaması hâlinde aradaki fark sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak kaydıyla Fon tarafından ödenir. Bu halde ve hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın faaliyet izninin kaldırılması durumunda bu Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci ve 109 uncu maddesinin üçüncü fıkraları uygulanmaz. Bu Kanunun 106 ncı maddesine göre iflas masaları kurulması hâlinde, Fon ödediği tutar kadar iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sırasındaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder.

Fon, hisselerinin çoğunluğu veya tamamı kendisine intikal eden bankanın;

a) Gerektiğinde malî ve teknik yardım da sağlamak suretiyle, varlık ve yükümlülüklerini kısmen veya tamamen, mevcut bankalardan istekli olanlara ya da kurulacak bir bankaya devretmeye veya bankayı istekli olan başka bir bankayla birleştirmeye,

b) Fon Kurulunca gerekli görülen hallerle sınırlı olmak üzere, malî bünyenin güçlendirilmesi ve yeniden yapılandırılması için gerektiğinde;

1) Sermayesini artırmaya,

2) Zorunlu karşılık ve umumi disponibilite yükümlülüklerinden kaynaklanan cezaî faizlerini kaldırmaya,

3) İştirak, gayrimenkul ve diğer aktiflerini satın almaya veya bunları teminat olarak alıp karşılığında avans vermeye,

4) Likidite ihtiyacını gidermek üzere mevduat koymaya,

5) Alacaklarını veya zararlarını devralmaya,

6) Varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü işlemi yapmaya ve nakde tahvilini sağlamaya,

c) Sahip olduğu aktifleri iskonto uygulayarak veya sair suretlerle üçüncü kişilere satmaya ve gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya,

d) Hisselerini bu Kanunun 7 ve 8 inci maddelerindeki hükümlere istinaden Kuruldan izin alınmak kaydıyla ve Fon Kurulu tarafından belirlenecek usûl ve esaslar dahilinde üçüncü kişilere devretmeye,

Yetkilidir.

Bu madde hükümlerine göre yapılan devir işlemlerinde alacaklı ve borçluların rızası aranmaz.

71 inci madde kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankaların, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi ve satışı ile ilgili süreç devrin yapıldığı tarihten itibaren en geç dokuz aylık bir süre içerisinde tamamlanır. Fon Kurulu kararı ile bu süre üç ayı geçmemek üzere uzatılabilir. Bu süre içinde devir, birleşme veya satışın tamamlanamamış olması hâlinde Fonun talebi üzerine Kurul bankanın faaliyet iznini kaldırır." hükmü;

Kanun"un “Sıra cetveline itiraz ve neticeleri” başlıklı 132. maddesinin 9. fıkrasında " Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca devralınan alacaklar nedeniyle Fona borçlu olanların iflası hâlinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 221 inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 223 üncü maddesindeki iflas idaresinin, Fonun talep etmesi hâlinde üyelerinden en az biri, Fonun göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii tarafından seçilir. Fon, alacağının tahsili bakımından gerekli görürse iflas idaresinin en az iki üyesinin önereceği iki katı aday arasından seçilmesini talep etmeye yetkilidir. Bu durumda, icra tetkik mercii iflas idaresinin asgarî iki üyesini Fonun önereceği adaylar arasından seçer. Fon bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir üyeyi alacak tutarı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından, bir üyeyi de alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye icra tetkik mercii tarafından alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından seçilir.” " hükmü;

Faaliyet İzni Kaldırılan Bankalardaki Sigortalı Mevduat ve Sigortalı Katılım Fonunun Ödenmesi ile Bu Bankaların İflas ve Tasfiyesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 13. maddesinin 1. fıkrasında "Ödenen sigortalı mevduat ve sigortalı katılım fonu için, Hukuk İşleri Daire Başkanlığının görüşü de alınarak Tasfiye Dairesi Başkanlığının önerisi ile banka hakkında doğrudan doğruya iflas talebinde bulunulmasına Fon Kurulu tarafından karar verilir." hükmü yer almaktadır.

5411 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 16. maddesinin 4. fıkrasında ise "İflas kararı alınması halinde Fon, iflas masasına imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder ve bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye eder." hükmü yer almıştır.

Görüldüğü üzere, mülga 4389 sayılı Kanun"da; iflas kararı alınması halinde Fon"un bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olarak İcra İflas Kanunu"nda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye edeceği belirtilmişken, 5411 sayılı Kanun"da bu yetkinin kapsamı daraltılarak İcra ve İflas Kanununun 166., 218., 219., 223., 234., 236., 249., 251. ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesinin, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye edebileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun "İflas masası" başlıklı 184. maddesinde; " İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer.

Müflis namına gelen mektuplar iflas idaresi tarafından açılır ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesi posta idaresine bildirilir."hükmüne;

2004 sayılı Kanunun “İflas idaresi ve iflas dairesinin vazifeleri” başlıklı  223. maddesinde, "(Değişik: 6/6/1985-3222/26 md.)

İflas idaresi üç kişiden oluşur. Toplanan alacaklıların yapacağı seçimde, bu sayının iki katı, bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip kişi aday gösterilir. Bu adaylardan dört adedi alacak tutarına göre ekseriyeti teşkil edenlerce, iki adedi ise alacaklılar sayısı itibariyle ekseriyeti teşkil edenlerce seçilir ve icra mahkemesine bildirilir. İcra mahkemesi, iflas idaresini teşkil edecek üç kişiden ikisini alacak ekseriyetine sahip olanların gösterdiği dört aday, birini ise alacaklı ekseriyetinin gösterdiği iki aday arasından seçer.

Tasfiye, iflas dairesince, yukarıdaki fıkraya göre teşkil edilen iflas idaresine havale olunur.

(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/54 md.) İflâs idaresi toplantıları, idare memurlarının veya herhangi bir alacaklının gündem belirlemek suretiyle yapacağı talep üzerine iflâs dairesi müdürünün toplantı gününden en az yedi gün önce göndereceği çağrı üzerine yapılır. İflâs idaresi, kararlarını çoğunlukla alır; ancak toplantıya her üç iflâs idare memurunun da katılmaması hâlinde iflâs dairesi müdürü iflâs idaresinin görevini yüklenir ve iflâs idaresi adına tek başına karar alır. Toplantıya iflâs idaresi memurlarından birinin veya ikisinin iştiraki hâlinde iflâs dairesi müdürü de bu toplantıya katılır. Karar alınamaması hâlinde iflâs dairesi müdürünün oyu doğrultusunda işlem yapılır. İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.

İflas idaresine, Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve iki yılda bir yenilenen ücret tarifesine göre ücret ödenir.

İflas idaresi iflas dairesinin murakabesi altındadır. Bu halde iflas dairesi aşağıdaki görevleri yerine getirir:

1. Alacaklılar toplantısının kararlarına, alacaklıların menfaatine uygun görmediği bütün tedbirlere ve idarece kabul edilen alacaklar ile istihkak iddialarının kabulüne dair olan kararlardan kanuna ve hadiseye uygun görmediklerine yedi gün içinde icra mahkemesine müracaatla itiraz etmek.

2. İflası idare edenlerin ücretleriyle masrafları da dahil olmak üzere hesap pusulalarını icra mahkemesinin tasdikine arz etmek.”hükmüne;

2004 sayılı Kanun"un “İflas idaresinin vazifesi” başlıklı  226. maddesinin 1. fıkrasında, "Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir.”hükmüne;

2004 sayılı Kanunu"nun "İflas idaresinin vazife ve mes"uliyeti" başlıklı 227. maddesinde, "(Değişik: 6/6/1985-3222/28 md.)

8 inci maddenin bir ve ikinci fıkraları ve 9,11,16 ve 359 uncu maddelerin icra dairelerine ait hükümleri iflas idaresi hakkında da uygulanır. (Ek cümle: 28/2/2018-7101/9 md.) İflâs idaresi, iflâs masasına kabul edilen alacaklılara, talepleri hâlinde iflâs tasfiyesinin seyri ile müteakip işlemlerin planı ve takvimi hakkında bilgi vermekle yükümlüdür.

(Ek ikinci fıkra: 9/11/1988-3494/46 md.; Mülga: 2/3/2005-5311/28 md.)

İcra mahkemesi, iflas idaresi üzerinde gözetim yetkisine sahip olup gerektiğinde iflas idaresini teşkil edenlerin görevine son verebilir. İcra mahkemesi, görevine son verilen veya istifa edenin yerine, önceki adaylar arasından 223 üncü maddedeki esaslar dairesinde yenisini seçer.

İflas idaresini teşkil edenler kusurlarından ileri gelen zarardan sorumludurlar. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır.

İflas idaresini teşkil edenler Türk Ceza Kanununun uygulanmasında memur sayılırlar."hükmüne;

2004 sayılı Kanunun "Alacaklılar sıra cetvelinin müddet ve şekli" başlıklı 232. maddesinde, "– (Değişik: 28/2/2018-7101/10 md.)

Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflâs idaresi tarafından 206 ncı ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflâs idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süresi içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflâs dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflâs idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir."hükmüne;

2004 sayılı Kanunun “Alacaklılar sıra cetveli, ilan ve ihbar” başlıklı 234. maddesinde, (Değişik birinci fıkra: 6/6/1985-3222/29 md.) İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166 ncı maddenin 2 nci fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.

İddialarının tamamı veya bir kısmı reddedilen yahut iddia ettikleri sıraya kabul edilmiyen alacaklılara doğrudan doğruya haber verilir." hükmüne;

2004 sayılı Kanunu"nun "Sıra cetveline itiraz ve neticeleri" başlıklı 235. maddesinde, “(Değişik: 9/11/1988-3494/49 md.) Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.

İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar.

Bir alacağın terkini hakkında açılan dava kazanılırsa, bu alacağa tahsis edilen hisse dava masrafları da dahil olduğu halde sıraya bakılmaksızın alacağı nisbetinde itiraz edene verilir ve artanı da diğer alacaklılara sıra cetveline göre dağıtılır. Dava basit yargılama usulü ile görülür.

Ancak, itiraz alacağın esas veya miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dair ise şikayet yoliyle icra mahkemesine arz olunur.”hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, Asya Katılım Bankası A.Ş."nin, BDDK"nın kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 16.11.2017 tarihli kararı ile 5411 sayılı Kanun uyarınca anılan Bankanın iflasına karar verildiği, Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas İdaresi"nin 2004 sayılı Kanun gereği üç kişiden oluştuğu ve üyelerinin, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçildiği anlaşılmış olup; açılan davada, müflis Bankanın 5411 sayılı Kanun uyarınca Fon"a devredilmesi, bu Kanunun 106. maddesinin 5. fıkrasında Fon"un yetki ve görevlerine getirilen sınırlamalar, 2004 sayılı Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının sıra cetveline itiraz ile ilgili davaların iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine açılacağına dair hükmü ve üyeleri, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın iflas idaresinin dava konusu işleminin idare hukuku kapsamında "idari işlem" olarak nitelendirilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde; davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 10. İdare Mahkemesi"nin başvurusunun kabulü ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.12.2018 gün ve E:2018/537, K:2018/1433 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 10. İdare Mahkemesi"nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.12.2018 gün ve E:2018/537, K:2018/1433 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 23.11.2020 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

      Burhan                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

     ÜSTÜN                      BOZER                             AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                  Üye                    

                                        Aydemir                           Nurdane                            Ahmet

                           TUNÇ                             TOPUZ                           ARSLAN

 

 

Hemen Ara