Esas No: 2005/YYB-31
Karar No: 2005/28
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/YYB-31 Esas 2005/28 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık Ahmet K, bir güvenlik görevlisi olarak çalıştığı N Tesisleri T Çiftliğinde içeri girmek isteyen mağdurdan kimliğini istemesi sonucu aralarında yaşanan tartışmada, mağdura yumruk atarak yaralama suçu işlemiş ve etkili eylem suçundan hüküm giymiştir. Ancak, mahkemece, sanığın memur statüsünde olması ve görevi nedeniyle suç işlemesi nedeniyle kamu davası açılabilmesi için merciinden izin alınması gerektiği belirtilerek yargılama durdurulmuştur. Fakat, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın suçu işleme nedeninin memur olması olmadığı, dolayısıyla soruşturulabilmesi için idari mercilerin iznini almaya gerek olmadığı sonucuna varmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 647 sayılı Cezaların Infazı Hakkında Kanunun 4 ve 6. maddeleri; 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 245. ve 456. maddeleri; 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 253. maddesi.
Ceza Genel Kurulu 2005/YYB-31 E., 2005/28 K.
"İçtihat Metni"
Sanık Ahmet K......"ın etkili eylem suçundan TCY"nın 456/1, 51/1 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca 410.670.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine ilişkin M...... 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 26.11.2001 gün ve 201-1679 sayılı hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 23.09.2003 gün ve 23403-8033 sayı ile;
"1- Milli Savunma Bakanlığına bağlı memur kadrosunda çalıştığını söyleyen, N.... Tesisleri T.... Çiftliği güvenlik görevlisi olan sanığın durumu araştırılarak, Bakanlık memuru olduğunun saptanması halinde 4483 sayılı Yasanın 1, 2/1 ve 3. maddeleri uyarınca merciinden izin alınarak yapılacak ön soruşturmaya göre dava açılması gerektiği gözetilmeden, hazırlık soruşturması ve iddianameyle açılan davaya dayanılarak karar verilmesi,
2- Kabule göre, zor kullanma yetkisi bulunan sanığın eyleminin TCY"nın 456/1 ve 245. maddelerine uyup uymadığının tartışılmaması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Bozmaya uyan Yerel Mahkeme 25.11.2004 gün ve 1393-1324 sayı ile; görevi sırasında ve görevi başında etkili eylem suçunu işleyen memur sanık hakkında dava açılabilmesi için merciinden izin alınması gerektiğini, olayda yargılama şartının gerçekleşmediğini belirterek CYUY"nın 253/4. maddesi uyarınca yargılamanın durdurulmasına karar vermiştir.
Dosyanın M...... Valiliğine tevdii üzerine Vali Vekili imzasıyla gönderilen 29.12.2004 gün ve 1332 sayılı yazıda, "Memurların dışındaki kişiler tarafından da işlenebilecek olan yaralama, hakaret, tehdit, sövme, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme gibi suçlardan dolayı memur veya diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni istenmesine gerek bulunmadığı, bu tür suçları işleyenler hakkında genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiği" açıklamasına yer verilerek dosya gereği yapılmak üzere C.Savcılığına iade edilmiş, ardından da olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle çözümü için Yargıtay"a gönderilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığının "görev uyuşmazlığı doğmadığından dosyanın incelenmeksizin iadesi" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
N.... Tesisi hüviyetindeki T.... Çiftliğinde güvenlik görevlisi olarak çalışan sanığın 4.11.2000 günü içeri girmek isteyen mağdurdan kimliğini istemesi üzerine çıkan tartışmada yumrukla vurup mağduru yaraladığı iddiasıyla açılan kamu davası sırasında Yerel Mahkeme; memur olan ve görevi nedeniyle etkili eylem suçunu işleyen sanık hakkında kamu davası açılabilmesi için merciinden izin alınması gerektiğini belirterek yargılamanın durdurulmasına karar vermiştir.
M...... Vali Vekili imzasıyla gönderilen 29.12.2004 günlü cevabi yazıda ise, etkili eylem suçu nedeniyle soruşturma izni istenilmesine gerek bulunmadığı, kamu davasının genel hükümlere göre açılacağı belirtilmiştir.
4.6.1930 tarih ve 1684 sayılı Umumi Mahkemeler ve Karar Hakimleri ve Umumi ve Hususi Kaza Salahiyetini Haiz Makamlar Arasındaki İhtilafın Halli Hakkında Kanunun 1. maddesi uyarınca; genel mahkemeler, karar hakimleri ve sorgu hakimleri ile genel ve özel kaza yetkisini haiz makamlar arasında görev ve yetki nedeniyle çıkacak uyuşmazlıkların çözülmesi görevi Yargıtay Ceza Genel Kuruluna aittir. Öte yandan, 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat"ın yürürlükte bulunduğu dönemde, bu Kanun hükümlerine göre yapılan inceleme ve soruşturma sonuçlarına göre, memurların görevleri sırasında veya görevlerinden doğan suçları nedeniyle haklarında son soruşturma açılmasına gerek bulunup bulunmadığına il ve ilçe idare kurullarınca karar verilmekteydi. Çeşitli yargısal kararlarla bu kurulların yargı yetkisini haiz makamlar olduğu kabul edildiğinden, anılan kurullar ile genel mahkemeler arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıkları da 1684 sayılı Kanunun 1. maddesi uyarınca Ceza Genel Kurulunca çözümlenmekteydi.
Oysa, 4.12.1999 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile 1329 tarihli MMHKM yürürlükten kaldırılmış, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin işledikleri suçlar hakkında soruşturma yapılabilmesi belirli idari merciler tarafından "izin" verilmesi koşuluna bağlanmış, ayrıca öncekinden farklı olarak bu Kanunda yargı yetkisini haiz herhangi bir makama yer verilmemiştir. Yasada öngörülen idari mercilerin yargı yetkisini haiz makamlardan olmaması karşısında, memur soruşturmaları bakımından "izin" koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda, genel mahkemeler ile idari merciler arasında 4483 sayılı Yasanın uygulanması ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların, 1684 sayılı Yasada tanımlanan ve çözüm görevi Yargıtay Ceza Genel Kuruluna verilmiş bulunan uyuşmazlıklardan olmadığı muhakkaktır.
Kaldı ki, Ceza Genel Kurulu"nun 17.02.2004 gün ve 10-40 sayılı kararında belirlenen ve sonraki birçok kararda da benimsenmiş bulunan prensibe göre, 4483 sayılı Yasanın 1 ve 2. maddelerinde belirtilen "görev nedeniyle işlenen suç" kavramı, failin memur olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçları, başka bir deyişle yalnızca memurlar tarafından işlenebilen suçları ifade etmektedir. Sanığa yüklenen etkili eylem suçu görev nedeniyle işlenen suçlardan olmadığından soruşturulabilmesi idari mercilerin "izin" vermesi koşuluna bağlı olmayıp, bu suçtan dolayı genel hükümlere göre soruşturma yapılmalıdır.
Bu itibarla, somut olayda Ceza Genel Kurulunca 1684 sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceğinden, yargılamaya kaldığı yerden devam olunmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 15.03.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oybirliği ile karar verildi.