Esas No: 2020/25160
Karar No: 2022/23275
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/25160 Esas 2022/23275 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2020/25160 E. , 2022/23275 K.Özet:
Mahkeme, bir kişiye karşı yapılan sözlü saldırılar nedeniyle açılan davanın temyiz isteğini değerlendirdi. İncelemeler sonucunda, sanığın sözleri tehdit suçunu oluşturduğu için hakaret suçu oluşmadı. Ancak, tehdit suçu nedeniyle hüküm verilirken, uzlaşma hükümleri ve basit yargılama usulüne ilişkin kanun maddeleri göz önünde bulundurulmalıdır. 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri ve TCK'nın 106/1. maddesi, uzlaşma işlemine tabi olan tehdit suçunun yeniden değerlendirilmesi için gereklidir. CMK'nın 251 vd. maddeleri de, temyiz incelemesi yapılan suç yönünden yeniden değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Yargılamaya konu somut olayda; sanığın katılana yönelik söylediği iddia ve kabul olunan "artislik yapma" şeklindeki sözün, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, iddia ve kabul olunan diğer sözlerinin ise tehdit suçunun unsurunu oluşturması karşısında, hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, sanığın hakaret suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- (1) numaralı bozmaya uyulması halinde;
a- 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK'ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.