Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/3-9 Esas 2005/23 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/3-9
Karar No: 2005/23

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/3-9 Esas 2005/23 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2005/3-9 E., 2005/23 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/3-9 E., 2005/23 K.

  • SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİ
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 53 ]
  • 2253 S. ÇOCUK MAHKEMELERİNİN KURULUŞU, GÖREV VE YARGILA... [ Madde 11 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taksirle orman yangınına neden olmak suçundan sanık Haki G...."ün beraatine ilişkin Manisa 1.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 28.02.2002 gün ve 1113-128 sayılı hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 3.Ceza Dairesince 24.09.2003 gün ve 2959-5297 sayı ile;

    "Davanın dayanağını oluşturan suç saptama tutanağında sanığın tarlasında çalışma yaptığı ve tarlanın kenarında ateş yaktığı, buradan çıkan yangının ormana sirayet ederek 1 dekar orman sahasının yandığının belirtilmesine ve sanığın aşamalardaki savunmalarında olay günü Manisa"ya gittiğini, her ikisi de 6 yaşlarında olan kızı Songül ve torunu Özlem"in tarlaya giderek kozalak toplayıp yaktıklarını, iyice söndürmeden eve geldiklerini, ateşin yavaş yavaş büyüyerek ertesi sabah yangına sebep olduğunu ileri sürmesine göre, mahallinde konusunda uzman orman mühendisi bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak suç konusu yanan yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, sanığın ormandan tarla açmak amacıyla yangına sebebiyet verip vermediği, ateş yakılan tarlanın sanığın evine mesafesi de tespit edilip krokiye bağlanarak, 6 yaşlarında olan tanıklar Songül ve Özlem"in kendi başlarına tarlaya gidip ateş yakıp yakamayacaklarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı da nazara alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.

    Yerel Mahkeme 10.02.2004 gün ve 891-88 sayı ile;

    "Ayrıntılı keşif yapılması halinde dahi, sanığın ısrarlı ve tutarlı olarak ileri sürdüğü; 6 yaşlarındaki kızı Songül ve torunu Özlem"in ormanda kozalak yaktıkları ve söndüğü sanılan ateşin ilerlemesi nedeniyle sabaha karşı yangın çıktığı, kendisinin olayla ilgisinin bulunmadığı, buradan yer açmadığı, esasen 3-5 ağacın yandığı yolundaki savunmalarının aksinin tespitinin mümkün olamayacağı, başkaca kanıt da bulunmadığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 29.12.2004 gün ve 66501 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Sanık Haki G...."ün tarlasının kenarında yaktığı ateşin o mevkideki Devlet ormanına sirayet ederek bir dekar orman alanının yanmasına neden olduğu iddiasıyla açılan kamu davası sonunda, tarladaki ateşin sanığın 6 yaşındaki kızı Songül ile aynı yaştaki torunu Özlem tarafından yakıldığı kabul edilerek sanık Haki G...."ün beraatine, yangını çıkartanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, soruşturmanın genişletilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    İncelenen olayda;

    Orman muhafaza memurlarınca düzenlenen 13.10.2001 günlü suç saptama tutanağında; 13.10.2001 günü 06.00 sıralarında Manisa K...... köyü Sarıkaya Mahallesi Kabaağaç mevkii 476 nolu bölme içerisinde bir dekar kızılçam ormanının yandığı, yangının işletme ekipleri tarafından söndürüldüğü, çevrede yapılan incelemede yangının Haki G...."e ait tarla kenarından çıktığı, orada daha önce çalışma yaptığı ve ateş yaktığının anlaşıldığı, yangının sanığın çalışma yaptığı yerden çıktığının belirlenmesi üzerine Haki G...."ün bulunarak sorulduğu; kendisinin de cevaben; "Manisa"ya gitmiştim, 6 yaşındaki kızım Songül ile 6 yaşlarındaki torunum Özlem G.... tarlamın kenarından kozalak toplamak için gitmişler, evden kibrit alıp ateş yakmışlar, iyi söndürmeden eve gelmişler, sabah 06.00"da tarlamın kenarından ateş yükseldiğini görüp orman ekiplerine bildirdim" dediği belirtilmiş, ayrıca 1 dekar kızılçam ormanının örtü yangını şeklinde yandığı, 15 adet kızılçam ağacının gövdesi yandığı için ağaçların kurumasına neden olduğu, toplam 15 adet ağaca denk 10,543 m3 ağacın zarar gördüğü ifade edilmiştir.

    Sanık Haki G.... jandarmada ve duruşmadaki sorgusunda benzer biçimde; köyde cami olmadığı için 12.10.2001 günü Cuma namazını kılmak için Manisa"ya gitmiştim, 6 yaşlarındaki kızım Songül ile 6 yaşlarındaki torunum Özlem G.... Kabaağaç mevkiindeki tarlamın kenarındaki ormanlık alana kozalak toplamak için gitmişler, evden annelerinden izinsiz kibrit almışlar, tarlanın kenarında kozalak toplarken ateş yakmışlar, iyi söndüremeden eve gelmişler, 13.10.2001 günü sabah 06.00 sıralarında tarlamın kenarından dumanlar yükseldiğini gördük, derhal orman yangın söndürme ekiplerine bildirdik, gelip söndürdüler, yaklaşık 1 dekar orman örtüsü yandı, ağaçlara herhangi bir zarar gelmedi şeklinde beyanda bulunmuş, bozma sonrası duruşmada; evlerinin olay yerine 2-3 kilometre olduğunu, sabah namazı vaktinde uzaktan yangın ışıklarını fark edip hemen olay yerine gittiğinde, ormancıların söndürmek için gelmiş olduklarını, kendisinin de yardım ettiğini, yangın nedeniyle bir zarar meydana gelmediğini, birkaç ağacın yandığını, herhangi bir alanın açılmadığını, orayı tarla veya arazi olarak kullanmasının söz konusu olmadığını belirtmiştir.

    Sanığın kızı tanık Songül G....; babasının Manisa"ya gittiğini, kendisinin de Özlem"le birlikte karpuz yemek için tarlaya gittiklerini, orada kozalak topladıklarını, kendisinde kibrit bulunduğunu, oyun için yaktıklarını, daha sonra ateşin yayıldığını, söndüremeyince köye döndüklerini, bu olayın öğleden sonra olduğunu söylemiş,

    Sanığın torunu tanık Özlem G....; Songül"ün elindeki kibriti yaktığını, otların yandığını, bunun üzerine köye döndüklerini, dedesi olan sanığın o gün Manisa"da bulunduğunu belirtmiştir.

    Tutanak düzenleyicisi tanık İlhan Z..... ise; ihbar üzerine olay yerine gittiklerinde sanığın tarlasının kenarında ateş yakılmış olduğunu gördüklerini, sanığın ifadesini jandarmanın aldığını, kendilerinin de suç saptama tutanağı düzenlediklerini ifade etmiş, tutanak düzenleyicilerinden tanık Cemal Kaya"da benzer beyanda bulunmuştur.

    Ceza yargılamasının amacı, isnada konu edilen maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasıdır. Bunun için de kanıt denilen yargılama araçlarının kollektif yargılama faaliyetine katılanların değerlendirme yapmalarına olanak sağlayacak ve maddi gerçekle ilgili bir kanaate sahip olmalarını temin edecek yeterlilikte toplanması zorunludur. Öte yandan, eylem yönünden bağlantı bulunması halinde prensip, aynı isnada maruz kalanların yargılamalarının birlikte yürütülmesidir. Böylelikle, her bir sanığın hukuki durumu, tamamı toplanmış bulunan aynı kanıtlara göre değerlendirilebilecek ve çelişik sonuçların ortaya çıkması engellenebilecektir.

    Somut olayda Yerel Mahkemece, sanık Haki G...."ün beraatine, taksirle orman yangınına neden olduklarından kuşkulanılan Songül ve Özlem hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş ise de, olay yerinde keşif yapılmamış, dolayısıyla sanık Haki G...."ün hukuki durumunu etkileyebilecek olan kanıtların tümü henüz toplanmamıştır. Aynı eylemle suçlanan başka sanıkların yargılamalarından elde edilebilecek kanıtların, yargılaması beraat hükmü ile sonuçlanıp kesinleşenler yönünden bir sonuç doğurmayacağı da açıktır. Kaldı ki, TCY"nın 53. ve 2253 sayılı Yasanın 11. maddesi hükümleri karşısında, 6 yaşındaki Songül ve Özlem G.... haklarında kovuşturma yapılması da olanaklı değildir.

    Mevcut kanıtlar değerlendirildiğinde; 6 yaşındaki iki kız çocuğunun evlerinin yakınındaki tarlalarına gitmeleri normal sayılabilirse de, evlerinden uzakta ve ormanlık bölgedeki araziye yalnız başlarına gitmeleri hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Öte yandan, suç isnadına maruz kalanların, yaş küçüklüğü nedeniyle ceza sorumluluğu bulunmayan yahut yasaların cezalarında önemli indirimler sağladığı ve hürriyeti bağlayıcı cezalarının para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğu getirdiği küçükleri suçu üstlenmeye teşvik veya zorladıkları da, deneyimlerden bilinen ve sıkça rastlanılan bir durumdur. Yine orman yangınlarının başlıca nedenlerinden birisi de, orman köylülerinin ormandan açma yapmak suretiyle tarım arazisi kazanma gayeleridir.

    Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli belgelerden olan ve davanın dayanağını oluşturan suç saptama tutanağında, sanığın çalışma yaptığı tarlanın kenarında ateş yaktığı, buradan çıkan yangının ormana sirayet ederek 1 dekar orman sahasının yandığının belirtilmesi karşısında, Yerel Mahkemece soruşturma genişletilip olay yerinde keşif yapılarak, sanığın evi ile ateş yakılan tarlası arasındaki uzaklığın, yangının çıkış noktasının, sanığın tarlasının ormana olan mesafesinin uzman orman mühendisi bilirkişi marifetiyle tespiti ve krokiye bağlanması, ayrıca ormandan açma yapılıp yapılmadığı gibi hususların da araştırılmasından sonra, 6 yaşındaki tanıklar Songül ve Özlem"in bu tarlaya kendi başlarına gidip ateş yakıp yakamayacakları da dikkate alınarak sonucuna göre sanık Haki G...."ün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekir.

    Bu itibarla, eksik soruşturmaya dayalı direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

    1-Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 01.03.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara