Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11343 Esas 2022/23374 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/11343
Karar No: 2022/23374
Karar Tarihi: 23.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11343 Esas 2022/23374 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/11343 E.  ,  2022/23374 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Silahla tehdit suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a, 43/2-1, 29 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/02/2010 tarihli ve 2009/1429 esas, 2010/93 sayılı kararının 10/03/2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 22/08/2011 tarihinde kasten işlediği suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanunun 106/2-a, 43/2-1, 29 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/09/2021 tarihli ve 2021/346 esas, 2021/455 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında;
    "Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan tehdit suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, anılan Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca da olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 12 yıl olduğu, suç tarihinin 12/06/2009 olduğu, sanık hakkında verilen 17/02/2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 10/03/2010 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 22/08/2011 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 10/03/2010 ile 22/08/2011 tarihleri arasında dava zamanaşımı süresinin 1 yıl 5 ay 12 gün duracağı, denetim süresinde suçun işlendiği 22/08/2011 tarihinden itibaren zamanaşımının yeniden işlemeye başladığı nazara alındığında, olağan dava zamanaşımı süresinin 01/09/2021 olan hükmün açıklanması tarihine kadar dolduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14/06/2022 gün ve 94660652-105-07-28935-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi;
    "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
    c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
    e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
    (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
    (5) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
    (6) Zamanaşımı tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
    (7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
    Anılan Kanun'un 67. maddesi;
    "(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
    (2) Bir suçla ilgili olarak;
    a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
    halinde, davazamanaşımı kesilir.
    (3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
    (4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
    Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK'da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
    Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
    Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
    İncelenen dosyada, sanık ...'ın üzerine atılı tehdit suçu için 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının 8 yıl, anılan Kanun'un 67/4. maddesi uyarınca olağanüstü dava zamanaşımının ise 12 yıl olduğu, buna göre, sanığın sorgu tarihi olan 16/12/2009'dan itibaren, Yerel Mahkemenin 01/09/2021 tarihli mahkumiyet hükmünden önce, 28/05/2019 tarihinde olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden, davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
    1-Tehdit suçundan sanık ...' hakkında kurulan, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 01/09/2021 tarihli ve 2021/346 esas, 2021/455 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2-Hükümdeki hukuka aykırılık, sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince, sanık hakkında tehdit suçundan açılan kamu davasının, TCK'nın 66/1-e, 67/4, CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    3-Dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara