Esas No: 2022/11334
Karar No: 2022/23298
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11334 Esas 2022/23298 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/11334 E. , 2022/23298 K.Özet:
Karar, fuhuşa teşvik etmek suçundan sanığın 2 defa 1 yıl 13 ay hapis cezasına ve 100,00 Türk Lirası adli para cezasına çarptırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebi reddedildiği bir Ceza Dairesi kararıdır. Ancak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2018 tarihli bir kararına atıfta bulunularak, kanun yararına bozma istemi için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulması ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın değerlendirmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: Türk Ceza Kanunu'nun 227/2, 43/1, 62/1 ve 52/2. (2'şer kez) maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi.
"İçtihat Metni"
KARAR
Fuhuşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek veya yer temin etmek suçundan sanık ... 'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 227/2, 43/1, 62/1 ve 52/2. (2'şer kez) maddeleri gereğince 2 defa 1 yıl 13 ay hapis cezası ve 100,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2019/370 esas, 2021/194 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
1) 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesinde "Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir..." hükmünün yer alması karşısında, 1 yıl 13 ay hapis cezasının iki yıldan fazla olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 227/2 ve 43/1. maddelerinin tatbiki sonucu bulunan 2 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanunun 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında yapılan indirim sonucunda 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine, 1 yıl 13 ay hapis cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayin edilmesinde,
İsabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinde;
1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2012 gün ve 13/125-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından biri yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması olanaklı değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; Sanık hakkında TCK'nın 227/2, 43/2 delaleti ile 43/1, 53/1, 54/1, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde ek savunma hakkı tanınmadan mağdur sayısınca hükümler kurularak, CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması, hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.