Dolandırıcılık - mala zarar verme - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2678 Esas 2015/2954 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2678
Karar No: 2015/2954
Karar Tarihi: 25.06.2015

Dolandırıcılık - mala zarar verme - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2678 Esas 2015/2954 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

23. Ceza Dairesi'nin 2015/2678 E. ve 2015/2954 K. sayılı kararında, sanıkların mala zarar verme suçundan mahkumiyetlerine hükmedildiği ve bu hükmün onandığı belirtilmiştir. Ancak, sanık ...'ın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine yönelik temyiz istemine ilişkin olarak, mahkeme tarafından suçun yanlış nitelendirildiği gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği vurgulanmıştır. Söz konusu suçun, sanığın, katılanın muhafaza etmek için verdiği paradaki güveni kötüye kullanmak suretiyle işlendiği belirtilmiştir. Ayrıca, Kanun koyucunun hapis cezasının alt sınırdan tayin edildiği suçlarda adli para cezasının da alt sınırdan tayin edilmesi zorunluluğu olmadığına dikkat çekilerek, mahkeme tarafından yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden adli para cezasının alt sınırının üzerinde tayin edildiği gerekçesiyle kararın bozulduğu belirtilmiştir.
Detaylı açıklama ve kanun maddeleri:
- Sanıkların mala zarar verme suçundan hüküm giydikleri belirtilmiştir.
- Sanığın, katılanın muhafaza etmek için verdiği parada güveni kötüye kullanarak dolandırıcılık suçu işlediği belirtilmiştir.
- Kanun koyucunun, hapis cezasının alt sınırdan tayin edildiği suçlarda adli para cezasının da alt sınırdan tayin edilmesi zorunluluğu olmadığına dikkat çekilmiştir.
- Mahkeme tarafından yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden adli para cezasının alt sınırının üzerinde tayin edildiği gerekçesiyle kararın bozulduğu belirtilmiştir.
- Kararın bozulması sebeplerinden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412
23. Ceza Dairesi         2015/2678 E.  ,  2015/2954 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, mala zarar verme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    Sanıkların suç tarihinde telefonda tartıştıkları katılanın evine gelerek kapısına zarar verdikleri ve camını kırdıkları anlaşıldığından mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2- Sanık ...hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminine gelince;
    Sanık ...’ın abisinin eşi olan katılanın eşinin trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle aldığı tazminatı alıp bir kısmını iade etmediğine yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak ;
    1-Sanığın eyleminin katılanın muhafaza etmek için verdiği parada zilyetlik amacı dışında tasarrufta bulunmak suretiyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

    2- Kabule göre de;
    “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara