Esas No: 2022/11328
Karar No: 2022/23292
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11328 Esas 2022/23292 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/11328 E. , 2022/23292 K."İçtihat Metni"
KARAR
Basit yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 22/02/2022 tarihli ve 2021/18696 soruşturma, 2022/1803 esas, 2022/1491 sayılı iddianamenin iadesine dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2022 tarihli ve 2022/166 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesinin 17/03/2022 tarihli ve 2022/318 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/03/2022 tarihli kararı ile uzlaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 30. maddesinde yer alan, '' (1) Uzlaşma teklifinde bulunulanlardan herhangi biri üç gün içinde teklifi yapan uzlaştırmacıya kararını bildirmediği takdirde, uzlaşma teklifi reddedilmiş sayılır. Bu durumda, Kanunun 255 inci maddesi hükmü saklı kalmak üzere, ayrıca diğerlerine uzlaşma teklifinde bulunulmaz.'' şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun'un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Dosya kapsamına göre, uzlaştırmacı tarafından her ne kadar müşteki ile şüpheliye mernis adreslerine PTT marifetiyle çağrı mektubu ve uzlaşma teklif formu gönderildiği, müştekiye gönderilen tebligatın bizzat tebliğ edildiği, şüpheliye mernis şerhli gönderilen tebligatın 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre tebliğ işlemleri yapılarak tebligatın ilgili muhtara bırakıldığı anlaşılmış ise de, uzlaştırmacının GSM numarasından müşteki ile görüşme sağladığı, müştekinin uzlaşmak istemediğini beyan ettiği, bu durumun da tutanağa uzlaştırmacı tarafından yazıldığı, bu durumda anılan Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca ayrıca şüpheliye yeniden tebligat, telefon gibi araçlardan yararlanarak uzlaşma teklifinde bulunulmasına gerek kalmadığı anlaşılmakla, uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen raporun usulüne uygun olarak tanzim edildiği gözetilmeden, itirazın anılan gerekçe ile kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1. maddesinde;
"Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170. maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir." hükümlerine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Uzlaşma” başlıklı 253/4. maddesinde;
“Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
05/08/2017 tarihli ve 30145 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesi; "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." şeklinde,
Aynı Yönetmeliğin 29. maddesinin üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları;
"(3) Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.
(4) Uzlaşma teklif formunun istinabe suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, teklif formu tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır.
(5) Uzlaştırmacı tarafından yapılacak uzlaşma teklifi, Ek-4’te yer alan uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formu’nda yer alan bilgilerin açıklanması ve teklif formunun hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi suretiyle yapılır. Uzlaştırmacı tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği uzlaştırma evrakı içine konulur.
(6) Uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır. Bu işlem uzlaştırmacının, büroya başvurarak teklif formunu vermesi üzerine gerçekleştirilir.
(7) Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." biçiminde, düzenlenmiştir.
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili Cumhuriyet başsavcılığı nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre öncelikle muhatabın beyan ettiği, en son adrese tebligat çıkarması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca bu adrese yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosyada; uzlaştırmacı tarafından müşteki ve şüphelinin hazırlık aşamasında beyan ettiği adreslerine uzlaştırma tekliflerinin gönderildiği, müştekiye bizzat tebliğ edildiği, şüphelinin MERNİS adresine doğrudan 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılıp muhtara teslim edildiği, süresi içinde dönüş yapmadıkları, ayrıca uzlaştırmacının müştekinin telefonundan ulaşarak görüşme sağladığı ve uzlaşmak istemediğini beyan ettiğinin tutanak altına alındığının anlaşılması ve tüm bu sebeplerle uzlaştırma teklifinin yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapılmasından dolayı itiraz mercii kararında isabet bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17/03/2022 tarihli ve 2022/318 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.