Esas No: 2015/18276
Karar No: 2015/2943
Karar Tarihi: 25.06.2015
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/18276 Esas 2015/2943 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 52/2. maddeleri gereğince; 1 yıl 6 ay hapis ve 7.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/02/2008 tarihli ve 2007/42 esas, 2008/88 karar sayılı karar lehine vaki temyiz istemi üzerine bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.03.2013 tarih ve 2011/170642 sayılı tebliğnamesi ile dairemize gönderilmiş, Dairemizin 14/05/2015 tarih ve 2015/282 Esas 2015/1607 sayılı kararıyla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine anılan Kanun"un 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dairemizin 14.05.2015 gün ve 2015/282 esas 2015/1607 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Sanığın yokluğunda verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin tebligatın, tebliği sırasında sanığın başka adrese taşındığının tespit edilmesi üzerine yeni adresine yönlendirildiği ve bu adresten de sanığın taşınmış olması nedeni ile iade edildiği, mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğatın, sanığın bilinen en son adresine gönderilmesi gerekirken daha önceki adrese tebliğ edilerek kesinleştirildiği anlaşılmakla; yapılan tebligat usulsüz olup, sanığın eski hale getirme ve temyiz isteğinin haklı, temyizin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu anlaşılmakla; eski hale getirme konusunda karar verme yetkisi Yargıtay"a ait olup temyiz talebinin reddine ilişkin 09.08.2010 tarihli ek kararın hukuki değerden yoksun olması nedeniyle ek karar kaldırılmak suretiyle yapılan incelemede,
Katılanın muhasebe işlemlerini yürüten sanığın katılandan Bağ-Kur kurumuna yatırmak üzere farklı tarihlerde aldığı paraları anılan kuruma aktarmayıp uhdesinde bulundurmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Muhasebeci olarak faaliyet göstermediğinden katılan ile hizmet ilişkisi kurmayan sanığın, Bağ-Kur kurumuna yatırılmak üzere katılandan aldığı paraları uhdesinde bulundurma şeklindeki eyleminden dolayı TCK"nın 155/1 uyarınca cezalandırılması gerekirken, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülüp yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın, farklı tarihlerde ve birden fazla kez katılandan aldığı paraları uhdesinde bulundurduğunun sabit olduğu dikkate alınarak; 5237 sayılı TCK"nm 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü birden fazla ihlal etmek suretiyle ve değişik zamanlarda menfaat temin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında ceza verilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son madde hükmü uyarınca sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.