"İçtihat Metni"
Sanık hakkında gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçundan ceza tertibine yer olmadığına ilişkin Akşehir İcra Ceza Mahkemesince 05.11.2003 gün ve 278-346 sayı ile verilen kararın şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 05.07.2004 gün ve 5276-8952 sayı ile;
"Sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirdiği mallar borcu karşılamaktan çok uzak olduğu görülmekle, sanığın savunmasının alınması için yazılan talimatın cevabının beklenmesi ve delillerin tartışılarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 11.08.2004 gün ve 149-148 sayı ile; CYUY.nın 223/4. madde hükmü gözönünde bulundurulmadan ve bu hükme göre sanık için mahkûmiyet dışında bir karar verilebilecek ise dinlenmesine gerek olmadığı gözönüne alınmadan hükmün bozulduğu, bu durumda mahkemenin kararının doğru olduğu gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 28. maddesine 5219 sayılı Yasa ile eklenen fıkra gereğince tebliğname düzenlenmeden Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okunup, konu müzakere edilmiş ve açıklanan karara varılmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçundan açılan davada, ceza tertibine yer olmadığına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın savunmasının alınmasının gerekip gerekmediğine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Yakınan Göksel T...., 09.10.2003 tarihinde vekili aracılığı ile sunduğu dilekçe ile; borçlu-sanık Muammer Aslan aleyhine girişilen icra takibi sırasında sanık tarafından verilen mal beyanı dilekçesinde gösterilen televizyon ve buzdolabının borcu karşılamaya yetmediğini, en azından borcu karşılamaya yeter mal beyanında bulunmasının gerektiğini, zira sanığın gayrımenkul mallarının olduğunun görüldüğünü ve bunları bildirmemiş olduğundan bahisle, yalan beyanda bulunan sanığın cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiş, vekili duruşmalara katılmış ve dilekçesini tekrar ederek sanığın cezalandırılmasını talep etmiştir.
Sanık ise duruşmaya katılmamıştır.
Akşehir 1. İcra Müdürlüğünün 2003/766 sayılı takip dosyası incelendiğinde;
Alacaklı vekili 29.07.2003 tarihinde kambiyo senetlerine müstenit takip talebinde bulunarak, 16.03.2003 ödeme tarihli ve 2 milyar beşyüz milyon lira bedelli bonoya dayalı olarak işlemiş faizi ile birlikte 3 milyar 44 milyon liranın borçludan haciz yoluyla tahsilini talep etmiş, örnek 163 nolu ödeme emri 01.08.2003 tarihinde borçlu-sanığa tebliğ edilmiştir.
Bunun üzerine borçlu-sanık 04.08.2003 tarihli dilekçe ile İcra Dairesine mal beyanında bulunmuş ve aynen;
"1- Adı geçen Göksel T...."a 2.500.000.000 liralık senet verdim. Bu senetten düşülmek üzere Necati G.. tarafından 375.000.000 lira nakit para ve kilosu 2.000.000 liradan 300 kg. kesik peynir verdim. Tutarı 600.000.000 lira, toplam verilen para 975.000.000 liradır. Mal beyanında bulunuyorum, ancak anlaşma olmadığı takdirde mahkemeye gideceğim.
2- Parayı şu anda ödeyecek gücüm yoktur. 500.000.000 lirasını 10 Eylül 2003 tarihinde, 500.000.000 lirasını 10 Kasım 2003"de, 500.000.000 lirasını 10 Aralık 2003"de, 500.000.000 lirasını 10 Ocak 2004"de ödemeyi kabul ve beyan ederim.
3- Mal beyanı olarak, Hastane mahallesi No: 7"de bulunan evimde 1 adet renkli Saba televizyon ve Arçelik buzdolabım vardır." şeklindedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Yasasının mal beyanının içeriğini düzenleyen 74. maddesi, "Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir." hükmünü taşımaktadır.
Görüldüğü üzere borçlunun mal beyanı, yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarının açıklanmamış olması nedeniyle İİY.nın 74. maddesinde öngörülen koşulları içermediğinden geçerli bir mal beyanı olarak kabul edilemez. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, mal beyanı geçerli olmadığından gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçunun unsurlarının oluştuğundan söz etmek de olanaksızdır.
Bu itibarla Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmeli, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak sanığın beraatına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle;
1- Sanığa yüklenen gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçunun unsurları oluşmadığından Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak sanık Muammer Aslan"ın BERAATINA,
3- Dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 08.02.2005 günü oybirliği ile karar verildi.