Esas No: 2006/10-216
Karar No: 2006/318
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/10-216 Esas 2006/318 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Genel Kurulu, Sanık M'nin karşılıksız çek keşidesi suçundan cezalandırılması hakkındaki hükmü inceledi. Hükmün, eksik inceleme nedeniyle yanlış olduğu sonucuna vardı ve dosyanın özel daireye gönderilmesine karar verdi. Kararda, 3167 sayılı Yasanın 16/1-3. maddesi uyarınca sanığa 400.000.000 lira ağır para cezası ve 1 yıl süreyle bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanması hükmü yer almaktadır. Ayrıca, 4814 S. Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun Geçici Madde 1 ve Geçici Madde 2, Madde 16/a, Madde 8 ve geçici 1. maddeleri karar üzerinde etkili olmuştur.
Ceza Genel Kurulu 2006/10-216 E., 2006/318 K.
"İçtihat Metni"
Sanık M…
…Y…
… S..."in karşılıksız çek keşidesi suçundan 3167 sayılı Yasa"nın 16/1-3. maddesi uyarınca 400.000.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 1 yıl süreyle bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına ilişkin Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince 02.04.2003 gün ve 271-268 sayı ile verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 10.Ceza Dairesince 26.01.2004 gün ve 8399-627 sayı ile;
"1- 08.03.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip, bu süre içersinde çek tutarının ve karşılıksız kalan kısmının % 10 tazminatı ve 3167 sayılı Yasa"nın 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödeyip ödemediği ve 8. maddesine göre düzeltme hakkını kullanarak hamilin zararını karşılayıp karşılamadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik incelemeye dayanılarak karar verilmesi;
2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan Yasa"nın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de göndermediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkartılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 30.06.2004 gün ve 310-768 sayı ile;
"1- 4814 SK.nun geçici 2. maddesinde gösterilen üç aylık süre yargılamanın durmasını gerektirecek süre olmayıp aksine yargılamanın hazırlık, duruşma ve infaz evrelerinde nelerin yapılması gerektiği hüküm altına alınmakla yargılama sürdürülmüştür.
2- 4814 SK.nun geçici 1. maddesinde müdahile değil, müştekiye yani müdahil sıfatını almayan müştekiye meşruhatlı davetiye çıkartılması öngörüldüğünden ve müdahale hukukuna göre davayı takip etme zorunluluğu bulunmadığından bu işlem gerçekleştirilmemiştir." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 27.09.2006 günlü "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın karşılıksız çek keşidesi suçundan cezalandırılmasına ilişkin hüküm Özel Dairece;
1- 4814 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip bu süre içinde sanığın çek tutarını veya karşılıksız kalan kısmını % 10 tazminatı ve 3167 sayılı Yasa"nın 16/a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödeyip ödemediği ve 8. maddesine göre düzeltme hakkını kullanarak hamilin zararını karşılayıp karşılamadığı araştırılıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi,
2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan Yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkarılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme gerekçeli kararında; suçun şikayetçisinin davaya müdahil olduğunu, davayı takip konusunda müdahile tebligat yapılmasının gerekmediğini belirterek önceki hükmünde direnmiş ise de, bozma sonrası duruşmaya müdahili davetiye ile çağırmıştır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem ve uygulama yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması istenen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
e) Sonradan yürürlüğe giren yasaya ve normlarına dayanılmak suretiyle ilk hükümde yer almayan ve dolayısıyla daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm oluşturmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili Dairesi ta-rafından yapılması gerekir.
İncelenen dosyada, katılan ve vekiline neden 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde öngörülen yöntemle davetiye çıkarılmadığına ilişkin gösterilen gerekçe ile keza aynı Yasanın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık sürenin neden beklenmediğine ilişkin gerekçe karşısında, Yerel Mahkemece her iki bozma nedenine eylemli biçimde uyulduğu ve bu hususların Özel Dairece incelenmediği anlaşılmaktadır. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması olanaksız bulunduğundan, saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 26.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.