Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/4296 Esas 2022/5177 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4296
Karar No: 2022/5177
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2022/4296 Esas 2022/5177 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2022/4296 E.  ,  2022/5177 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    - K A R A R -

    Davacı vekilince açılan, tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce 2021/5165 Esas, 2022/3452 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    Bu kez Dairemiz kararına karşı davalılar vekillerince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nın 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, alınması gereken karar düzeltme harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
    ve takdiren 660,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı ... ... ile dahili davalı ...'dan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 03.11.2022 gününde oy çokluğuyla karar verildi.


    MUHALEFET ŞERHİ

    Hukuk sistemimizde taşınmaz mülkiyeti edinmek ancak tapu sicili ile mümkündür. Tapu sicili herkese açıktır. İlgili herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfa ve belgelerin kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini tapu memurundan isteyebilir. Tapu kütüğüne yapılmış her tescil, bir ayni hakkı karşılar. Geçerli bir tescil, sicil dışı meydana gelen bir değişiklik sonucu sonradan yolsuz tescil haline gelebilir. Bu durumda bile iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından, tescilin olumlu hükmü uygulanır. Yani, iyi niyetli üçüncü kişilerin böyle bir tescile güvenerek kazandıkları ayni haklar korunur.(...m.1023)
    Üçüncü kişinin yolsuz kayda dayanarak ayni hak kazanımının korunabilmesi için tescilin yolsuzluğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekir. Bu bağlamda, üçüncü kişilerin Medeni Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde iyiniyetli olması esastır. Buna göre, kendisinden beklenen özeni göstermeyen, tescilin yolsuz olduğunu bilen veya bilebilecek durumda olan üçüncü kişiler iyi niyet iddiasında bulunamazlar. Burada aranan iyi niyet, tescil isteminin yevmiye defterine kaydı esnasında mevcut olmalıdır. Ancak, kütükteki tescilin belgelerle çeliştiğini bilmesine ya da şüphelenmesine rağmen bunu incelemekten veya gerekli özeni göstermekten kaçınır ise, iyiniyet iddiasında bulunamaz. Üçüncü kişinin iyiniyetli olmadığını ispat etme yükü, iddia eden tarafa aittir.Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, bünyesinde gayrimenkul satış vaadi ve eser sözleşmesini barındıran bir sözleşmedir. Bu sözleşmede arsa sahibi, sözleşmeye uygun koşullarda arsasını yükleniciye teslim etmek; yüklenici kendisine karşı edimini yerine getirdiğinde ise yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin tapusunu ona devretmek ile yükümlüdür. Sözleşmenin diğer tarafı olan yüklenicinin edim borcu ise sözleşmede kararlaştırılan koşullarda binayı yapıp arsa sahibine teslim etmektir. Aynı zamanda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ani edimli bir sözleşmedir. Ani edimli sözleşmenin kural olarak geriye etkili feshi ve tasfiyesi mümkündür. Geriye etkili fesihte sözleşmenin tarafları verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilirler.
    Dairemizin Sayın çoğunluğu, üçüncü kişilerden arsa sahibi ile yüklenici arasında tapu sicili dışında esas borç ilişkisinden doğan sorunları bilmesini beklemekte, buna göre iyiniyetli olmadıkları kabul edilerek adeta bir kötü niyet karinesi icat edilmektedir. Oysa TMK nın 1023. maddesi, iyi niyetle taşınmaz üzerinde aynî hak edinen üçüncü kişilerin tapu siciline olan güvenini yolsuz tescile rağmen korumaktadır. Bir başka değişle, hukuki işlem güvenliği ve tapuya güven ilkesini gerçek hak sahipliğine tercih etmektedir.
    Somut olayda, davacı/yüklenici ile davalı ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış ve bu sözleşme gereğince yükleniciye bırakılacak dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm tapusu arsa sahibi adına düzenlemiştir. Taraflar arasındaki sözleşme feshedilmediği için “yolsuz tescil” ve “avans tapu” da söz konusu değildir. Arsa sahibi adına kayıtlı olan 1 nolu taşınmazı arsa sahibi diğer davalı ...’ya tapuda satmıştır. ... yargılamanın bütün aşamalarında sözleşmeden haberdar olmadığını iyi niyetle ve tapuya güvenerek söz konusu taşınmazı satın aldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi de ...’nın iyiniyetli olduğuna kanaat getirerek davanın reddine karar vermiştir. TMK nın 1023. maddesi "tapuya güven ilkesini" düzenlemiştir. Anılan ilkeye göre tapuya güvenene kişinin iyi niyetli olduğu karine olarak kabul edilir. Bu karinenin aksini, yani davalı Sevdanın kötü niyetli olduğunu davacı tarafın ispatlaması gerekir. Somut olayda davacı taraf, “afaki” iddialar dışında davalının kötüniyetli olduğuna dair yeterli delil sunamamıştır. Bu nedenle, davalının mülkiyet iktisabının TMK nın 1023. maddesi gereğince korunması gerekir.
    Davacı/yüklenici, sözleşmeden kaynaklanan nispi taleplerini arsa sahibinde ayrıca talep edebilir. Bu nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 21.06.2022 tarih ve 2021/5165 Esas, 2022/3452 Karar sayılı kararının kaldırılarak usul ve yasaya uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncemizle sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına muhalifiz. 03.11.2022




    Hemen Ara