Esas No: 2006/17.HD-330
Karar No: 2006/312
Karar Tarihi: 26.12.2006
Disiplin Hapsi - Kanun Yararına Bozma - Muhakeme Usulü - Tekriri Muhakeme - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-330 Esas 2006/312 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-330 E., 2006/312 K.
Ceza Genel Kurulu 2006/17.HD-330 E., 2006/312 K.
- DİSİPLİN HAPSİ
- KANUN YARARINA BOZMA
- MAHAKEME USULÜ
- TEKRİRİ MUHAKEME
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 349 ]
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 350 ]
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 310 ]
"İçtihat Metni"
Borçlu M... A..."ın mal beyanında bulunmama eyleminden dolayı İİY"nın 5358 sayılı Yasa ile değişik 337. maddesi uyarınca 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin S... İcra Ceza Mahkemesince evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen 08.03.2006 gün ve 62-61 sayılı kararına yönelik itirazın S... İcra Ceza Mahkemesince reddi ile kesinleşmesi üzerine, Adalet Bakanı tarafından yasa yararına bozma isteminde bulunulması nedeniyle, dosyayı inceleyen Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 12.10.2006 gün ve 4762-7769 sayı ile;
"…
….Yazılı emre dayanan ihbarnamede; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun "muhakeme usulü" başlıklı 349. maddesi ile "duruşma" başlıklı 350. maddesine nazaran icra mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle evrak üzerinden karar verilmesinde isabet görülmediği belirtilerek anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumuna işaret edilmiştir.
Yazılı emre dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca S... İcra Ceza Mahkemesinin 2006/62 Esas, 2006/61 Karar sayılı hükmünün bozulmasına, hükmolunan cezanın çektirilmemesine" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 13.12.2006 gün ve 180210 sayı ile; S... İcra Ceza Mahkemesi kararına yapılan itirazın, itiraz mercii yerine, yetkisiz İcra Ceza Mahkemesince red edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediği, bozma nedenine göre de Yerel Mahkemede yeniden duruşmalı yargılama gerçekleştirilmesi gerektiği, bu itibarla Özel Dairece cezanın çektirilmemesine karar verilemeyeceği görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak yasa yararına bozma isteminin redddine karar verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle duruşmalı yargılama yapılması gerekirken, evrak üzerinde gerçekleştirilen inceleme sonunda borçlunun disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlıklar, S... İcra Ceza Mahkemesince verilen kararın henüz kesinleşip kesinleşmediği, dolayısıyla bu karara karşı yasa yararına bozma yasayoluna başvurulup başvurulamayacağı, kesinleştiğinin kabulü halinde ise mahallinde yeniden yargılama yapılması olanağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
27.02.2006 tarihinde Yerel C.Başsavcılığına ulaştırılan karara, O Yer C.Savcısınca 07.03.2006 tarihinde itiraz edildiğinde, kararı veren mahkemece itirazın inceleme merciine gönderilerek, bu konuda merciin karar vermesinin sağlanması yerine, karar veren S... İcra Ceza Mahkemesince 08.03.2006 gün ve 62-61 sayılı ek karar ile 7 günlük itiraz süresinin 06.03.2006 tarihinde sona erdiği, bu itibarla 07.03.2006 tarihinde C.Savcısı tarafından yapılan itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiş ve süresi geçen itirazın reddine karar verme yetkisini icra ceza mahkemesine veren bir yasal düzenleme olmaması nedeniyle bu işlem usule aykırı düşmüş ise de, yapılan incelemede C.Başsavcılığı itirazının yedi günlük süre içinde yapılmamış olduğu saptandığından, her koşulda reddi gereken bu itiraz hakkında, sonuca etkili olmayacak bir kararın verilmesini beklemek, gereksiz ve yararsız addedilmekle Yargıtay C.Başsavcılığının dosyanın Ağır Ceza Mahkemesine tevdii gereğine işaret eden ve bu nedenle kesinleşmediği savını içeren itirazının isabetli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer itiraz nedenine gelince;
Öğretide "olağanüstü temyiz" olarak adlandırılan bu olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları "kanun yararına bozma" adı ile 5271 sayılı CYY"nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanı, o karar veya hükmün Yargıtay"ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay"ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bozma nedenleri;
5271 sayılı Yasanın 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, 309. maddenin 4.fıkrasının (a) bendi uyarınca; kararı veren hâkim veya mahkemece gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için, verilecek hüküm veya kararda, lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin olması halinde ise, anılan fıkranın (b) bendi uyarınca kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilecek, ancak bu halde verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacaktır.
Davanın esasını çözen mahkûmiyet dışındaki diğer hükümlerin bozulmasında ise, (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurucu herhangi bir işlem yapılamayacağı gibi, "tekriri muhakeme" yasağı nedeniyle kanun yararına bozma kapsamında yeniden yargılama da gerekmeyecektir.
4"üncü fıkranın (d) bendi gereğince bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde de yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay ceza dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip, gereken kararın doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu olayda, mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle borçlunun İİY"nın 349 ve 350. maddeleri hükümlerine aykırı olarak duruşmalı inceleme yöntemine uyulmayarak evrak üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda 5358 sayılı Yasa ile değişik 337. maddesi uyarınca 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi savunma hakkının bütünüyle ortadan kaldırılması sonucunu doğurduğundan yasaya mutlak aykırılık oluşturmakta ve kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmektedir. Ancak CYY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi kapsamındaki bu bozma nedeni Yerel Mahkemece yeniden yargılama yapılmasını gerektirdiğinden ve varlığı saptanan hukuka aykırılık ceza verilmemesi sonucuna ulaştırır nitelik taşımadığından cezanın çektirilmemesine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Unutulmamalıdır ki; 5271 sayılı CYY.nın 309. maddesi uygulamasında, suçu ya da kabahati sabit olan ve eylemi cezai yaptırımı gerektiren kişi hakkında herhangi bir usulî nedenle "cezanın çektirilmemesine" karar verebilmek olanağına yer verilmemiştir. Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu gerekçelerle kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12.10.2006 gün ve 4762-7769 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Adalet Bakanının isteminin kabulü ile S... İcra Ceza Mahkemesinin 08.03.2006 gün ve 62-61 sayılı kararının CYY"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca YASA YARARINA BOZULMASINA,
4- Mahkemesince İİY"nın 349 ve 350. madde hükümlerine uygun olarak yeniden yargılama yapılmasını teminen dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 26.12.2006 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.