Esas No: 2022/9613
Karar No: 2022/23766
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9613 Esas 2022/23766 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9613 E. , 2022/23766 K."İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan sanık ... hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1-3-a, 125/4, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 8 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2021 tarihli ve 2020/631 esas, 2021/45 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08/06/2022 gün ve 2022/69784 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/1. maddesinde yer alan, “(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir” şeklindeki,
5237 sayılı Kanun'un 125/1. maddesinde yer alan, "Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.", aynı Kanun'un 125/3-a maddesindeki "Hakaret suçunun; ... kamu görevlisine karşı görevinden dolayı... işlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz." ve 125/4. maddesindeki "Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır." şeklindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde,
Hakaret suçu için öngörülen cezanın üst sınırının 2 yıl hapis cezası olduğu gözetildiğinde temel hali ve kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi şeklindeki nitelikli halinin, basit yargılama usulü kapsamında kaldığı; ancak benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28/02/2017 tarihli ve 2014/4-757 esas, 2017/113 karar sayılı ilâmında, “...5237 sayılı TCK'nun 125. maddesinin dördüncü fıkrasında hakaret suçunun alenen işlenmesi, bu suçun nitelikli bir şekli olarak kabul edilmiştir. Bu fıkraya ilişkin madde gerekçesinde, aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması şeklinde belirtilmiştir. Hakaret suçunun, belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek bir ortamda veya çok sayıda kişinin öğrenmesini sağlayacak herhangi bir araçla işlenmesi halinde, aleniyet vardır. Aleniyetin varlığı için, çok sayıda insanın hakareti öğrenmesinin olanaklı olması yeterlidir; söylenenlerin fiilen duyulması şart değildir.Aleniyet halinde, mağdur, hakaretin az sayıda kişi önünde gerçekleşmesine oranla, daha fazla rencide olacağı için, bu nitelikli hâl kabul edilmiştir. (Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınevi, 3. Baskı, 2016, s. 235)..." şeklinde belirtildiği üzere hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunun, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi hali gibi, suçun diğer bir nitelikli hali olduğu ve bu durumda öngörülen cezanın altıda bir oranında artırılacağı cihetle, sanığın üzerine atılı kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret suçuna ilişkin cezanın üst sınırının 2 yıldan fazla hapis cezasını gerektireceği ve bu nedenle 5271 sayılı Kanun'un 251/1. maddesi uyarınca bu suç yönünden basit yargılama usulünün uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK'nın 125. maddesinde “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır…..” hükmüne yer verilmiş
Aynı Kanunun 125/3 fıkrasında ise; “ Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b)Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından,değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Hakaret suçunda aleniyeti düzenleyen TCK’nın 125/4. maddesinde ise: “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü yer almaktadır.
5271 sayılı basit yargılama usulü başlıklı CMK'nın 251 maddesinde;
"(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.
İnceleme konusu dosyada; sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan cezalandırılması talebi ile açılan kamu davasında basit yargılama usulü ve aleniyet hükümleri uygulanmak suretiyle mahkumiyet kararı verildiği, TCK 125/4 maddesinde düzenlenen artırım maddesi gereğince cezanın üst sınırının 2 yılı aştığı gözetildiğinde alenen işlenen hakaret suçunun basit yargılama usulü kapsamında olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanması hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Hakaret suçundan sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 26/01/2021 tarihli ve 2020/631 esas, 2021/45 sayılı kararının, CMK'nın 309. maddesi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 29/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.