Esas No: 2006/6-315
Karar No: 2006/303
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2006/6-315 Esas 2006/303 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2006/6-315 E., 2006/303 K.
"İçtihat Metni"
Sanık hakkında hırsızlık ve kavgada silah çekmek suçlarından yapılan yargılama sonunda; sanık A... O..."un, mağdur A... Y..."a karşı işlediği kabul edilen yankesicilik suretiyle hırsızlığa teşebbüs ve kavgada silah çekmek suçları nedeniyle, 765 sayılı Yasanın 492/7. maddesi gereğince takdiren ve teşdiden 5 yıl hapis, suçun tam teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edildiğinden 765 sayılı Yasanın 62. maddesi gereğince takdiren 1/5 oranında indirim yapılarak 4 yıl hapis, hırsızlığa konu değer suç tarihi itibarıyla pek fahiş kabul edilmekle 765 sayılı Yasanın 522. maddesi gereğince 1/3 oranında artırım yapılarak sonuçta, 5 yıl 4 ay hapis; 765 sayılı Yasanın 466/1 maddesi gereğince de, takdiren ve teşdiden 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 765 sayılı Yasanın 523,59,81 ile 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, cezaların içtimaına, müsadereye, yargılama giderine ve mahsuba ilişkin Ç... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2000 gün ve 48-158 sayılı hükümlerin sanık müdafii ve yerel Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmeleri üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, 25.01.2002 gün ve 17096-584 sayı ile;
"1-Yankesicilik suretiyle hırsızlık suçunu işledikten sonra, yakınıcı tarafından yakalanan sanık A... O..."un, cezadan kurtulmak amacıyla bıçak çektiği iddia olunması karşısında; sanıkların eylemlerinin sübutu halinde TCK nun 495/2. maddesi aracılığıyla aynı kanunun 497/1. maddesine uyduğu ve davaya bakmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması,
2-Sanık A... O..."un, sahte nüfus cüzdanı kullanma eylemine yönelik temyiz istemlerine gelince;
4616 sayılı Kanunun 22.12.2000 tarihinde 24268 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi karşısında,
Uygulama maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı suç tarihinin 23 Nisan 1999"dan önceye ait olması ve sanığa yükletilen suçun, Kanunun 1. maddesi 5. fıkrasındaki kapsam dışı suçlar içinde yer almaması gözetilerek, 4. fıkrası uyarınca davanın ertelenmesine yer olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması..." nedenleriyle, "hükmün bozulmasına, ceza süresi yönünden kazanılmış hakların gözetilmesine" karar verilmiştir.
Bozma üzerine, Ç... Asliye Ceza Mahkemesince 14.05.2002 gün ve 217-378 sayı ile görevsizlik kararı verilerek, dosya görevli Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir.
Görevsizlik kararı ile dosya kendisine gönderilen A... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 26.02.2003 gün ve 201-50 sayı ile;
" ......Sanık A... O..."un ....yağmaya kalkışma suçundan hareketine uyan 765 sayılı Yasanın 497/1. maddesi uyarınca 15 yıl, 765 sayılı Yasanın 61. maddesi gereğince 2/3 oranında indirim yapılarak 5 yıl, 765 sayılı Yasanın 59. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle sonuç olarak 4 yıl 2 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, 765 sayılı Yasanın 31. ve 20. maddeleri gereğince takdiren 2 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, Ç... Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2000 gün ve 48-158 sayılı kararı ile 5 yıl 4 ay hapis cezasına karar verilmiş olmakla, bu durum sanık yararına kazanılmış hak oluşturacağından, neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yargılama giderine..." karar verilmiştir.
Bu karar sanık A... O... müdafi tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.10.2005 gün ve 13426-9006 sayı ile;
"Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Sanığın eylemine uyan 765 sayılı Yasanın 497/1, 61, 59/2, 31 ve CMUK nun 326/son maddelerine göre cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa aynı suça uygulandığında, 765 sayılı Yasanın 495/2. maddesinde yer alan dolaylı yağma suçunun düzenlenmediği ve eylemin 142/2-b, 35 ve 106/2-a maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve silahlı tehdit olarak nitelendirilmesi gerektiği, yeni yasada öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırları bakımından, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri gereğince 5237 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yeniden değerlendirme ve uygulama yapılmasında zorunluluk bulunması..." gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yargılama yapan A... 8. Ağır Ceza Mahkemesince 14.06.2006 gün ve 45-440 sayı ile;
"…
…..1-Adına çağrı kağıdı çıkartılan ancak gelmeyen sanığın CMK nun 307/2 maddesi uyarınca dinlenmesinden vazgeçilmesine,
2-Usul ve yasaya uygun bulunmayan Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.10.2005 gün ve 13426-9006 sayılı kararına suçun nitelendirilmesi yönünden uyulmayarak mahkememizin 26.02.2003 gün ve 201-50 sayılı kararında direnilmesine,
Bu itibarla, sanık A... O..."un silahla yağmaya kalkışmak suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Yasanın 149/1-a maddesi uyarınca 10 yıl hapis, suç teşebbüs aşamasında kaldığından aynı yasanın 35/2. maddesi uyarınca takdiren 3/4 oranında indirim yapılarak 2 yıl 6 ay hapis, kazanılmış hakkı nedeniyle cezanın aynı yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi ile 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Yasanın 53/1-a,b,d, e maddesinin uygulanmasına, 51 ve 52. maddelerin uygulanmasına yer olmadığına, mahsuba; ancak, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Yasanın bu suça tekabül eden 497/1, 61. maddeleriyle de hüküm kurulması gerektiğinden; sanığın, silahla yağmaya kalkışmaktan eylemine uyan 765 sayılı Yasanın 497/1. maddesi uyarınca, 5252 sayılı Yasanın 6. maddesi de gözetilerek, 15 yıl hapis, suç eksik teşebbüs aşamasında kaldığından aynı yasanın 61. maddesi gereğince takdiren 2/3 oranında indirim yapılarak 5 yıl hapis, kazanılmış hakkı nedeniyle bu yasanın 59. maddesi gereğince cezanın 1/6 oranında indirilmesi suretiyle 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı yasanın 31. ve 20. maddeleri gereğince 3 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, 647 sayılı Yasanın 4. ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına, karar kesinleştiğinde infazın 5237 sayılı Yasaya göre kurulan hüküm üzerinden yapılmasına, yargılama giderine..." karar verilmiştir.
Bu hüküm sanık A... O... müdafi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.11.2006 gün ve 283764 sayılı ve bozma istemli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen olayda,
İlk hükümde, sanık A... O..."un, mağdur A... Y..."a karşı eylemi nedeniyle yankesicilik suretiyle hırsızlık suçundan dolayı 765 sayılı TCY"nın 492/7.,62. ve 522. maddeleri uyarınca 5 yıl 4 ay hapis, aynı yasanın 466/1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiş, Özel Daire, sanığın eylemi 765 sayılı Yasanın 497/1. maddesindeki suçu oluşturacağından, davaya bakma görevinin ağır ceza mahkemesinin görevine gireceği gerekçesiyle hükmü bozmuş; bunun üzerine yargılama yapan ağır ceza mahkemesince; 765 sayılı Yasanın 497/1.,61. ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasına hükmedilmiş, bu hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edildiğinde, Özel Daire, 5237 sayılı Yasada dolaylı yağma suçu düzenlenmediğinden sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasanın 142/2-b,35 ve 106/2-a maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiği görüşüyle bozma kararı vermiş, bozma kararı üzerine yeniden yargılama yapan yerel mahkeme ise; suçun niteliği ile ilgili olarak direnme kararı verdikten sonra, 5237 sayılı Yasanın 149/1-a,35/2 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezasına hükmetmiştir.
Yerel Mahkemenin bu kararı şeklen "ısrar" gibi görünse de, uygulamanın sonradan yürürlüğe giren Yasa hükümlerine göre gerçekleştirilmesi karşısında, daha önceden Özel Dairece incelenmeyen hususları bünyesinde barındırdığından, özü itibarıyla yeni hüküm niteliğindedir. Özel Dairece incelenmeyen hususların ise doğrudan Ceza Genel Kurulunca incelenmesi olanaksızdır. Bu itibarla, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 19.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.