Esas No: 2018/638
Karar No: 2018/715
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/638 Esas 2018/715 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018 / 638 KARAR NO : 2018 / 715 KARAR TR : 26.11.2018 |
ÖZET : Karayolunda seyir halindeki araca, dağ yamacından kopan kaya çarpması sonucu davacıların yakınının vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1.Y. A.
2.D. A.
3.Özge A.
4.S. A.
Vekilleri : Av. İ. Y., Av. U.Y.
Davalı : Karayolları Genel Müdürlüğü
O L A Y : Davacılar vekili dilekçesinde; 04.09.2017 tarihinde, M.A."ın kullandığı 23 … 611 plakalı aracın, Hakkari istikametinden Çukurca İlçesi istikametine seyir halindeyken, Olgunlar Köyü mevkiine geldiği esnada, yolun sağ tarafında bulunan dağlık alandan kopan 20x20cm büyüklüğündeki kaya parçasının, aracın camından içeri girerek araç sürücüsüne çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini; kazada talepte bulunanların murisi M. A.’ın hayatını kaybettiğini; kazanın meydana gelmesinde, yolun bakım ve gözetiminden sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğü"nün sorumluluğu bulunduğunu ifade ederek; Destek tazminatı yönünden; M. A."ın ölümüyle eşi Y.A.desteğinden yoksun kaldığından, oluşmuş (200.000,00TL) destek tazminatının; araçta meydana gelen hasara ilişkin olarak 17.080,00TL hasar onarım bedelinin ve M. A."ın ölümü nedeniyle eşi Y. A. için 75.000,00TL, oğlu S. A. için 25.000,00TL, oğlu Deniz A. için 25.000,00TL ve kızı Ö. A. için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00TL manevi tazminatın taraflarına ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
İSTANBUL ANADOLU 18.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 11.1.2018 gün ve E:2018/16, K:2018/2 sayı ile, “(…)2918 sayılı kanunun hukuki sorumluluğa ilişkin 85 ve onu izleyen maddeleri, araç işleteninin sorumluluğunu düzenlemiş olup idarenin kusurundan kaynaklanan sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutmuştur. Aynı kanunun 110. maddesinde işleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin bu kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği düzenlenmiştir. Somut olayda davalının sahibi yahut işleteni olduğu bir aracın sebebiyet verdiği zarar nedeniyle değil davalının yol yapım ve bakımına ilişkin hizmet kusuru nedeniyle sorumluluğu öne sürülmektedir.
İYUK 2. maddesi uyarınca idarenin hizmet kusuru nedeniyle tazminat sorumluluğu tam yargı davasına konu olup idari yargı görevindedir. Yargı yolu caiz olmayan dava bakımından mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla HMK"nın 114/1-b ve 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar vermek gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın HMK 114/1-b, 115/2 uyarınca yargı yolu caiz olmadığından HMK"m 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE(…)” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Davacılar vekili bu kez aynı olay nedeniyle, şimdilik/toplam 76.000,00TL maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
VAN 3.İDARE MAHKEMESİ: 18.4.2018 gün ve E:2018/371 sayı ile, “(…)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 7. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak, Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “(l)İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. (2) Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” hükmü yer almaktadır.
2918 sayılı Yasanın 110. maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle İdare Mahkemelerince Anayasa Mahkemesi nezdinde yapılan başvurularda, Anayasa Mahkemesi 08/12/2011 tarih ve E:2011/124, K:2011/160 sayılı, 08/11/2012 tarih ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı ve 28/05/2013 tarih ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” ifadelerine yer vererek bu Kanundan doğan uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu yolunda değerlendirmede bulunmuştur.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, Hakkari İstikametinden Çukurca İstikametine doğru giderken davacılar yakını M. A."ın idaresinde olan 23 … 611 plakalı araca dağ yamacından kopan kaya parçasının çarpması sonucu meydana gelen kazada davalı idarenin bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle davacılar yakını M. A."ın hayatını kaybetmesi ve araçta maddi zarar oluşması nedeniyle 1.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 76.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2018/16 esasına kayden açılan davada Mahkeme"nin 11/01/2018 tarih ve K:2018/2 sayılı kararıyla davanın idari yargının görevine girdiğinden bahisle davanın usulden reddine karar verildiği, anılan kararın tarafların istinaf talebinde bulunmamaları üzerine 07/03/2018 tarihinde kesinleştiği, ilk derece mahkemesi kararının kesinleşmesi üzerine davacı vekili tarafından Mahkememiz nezdinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen 2918 sayılı Yasanın 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararlarının değerlendirilmesinden, bahsi geçen Kanun hükmünün karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla meydana gelen maddi zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi"nin 30/12/2013 tarih ve E:2013/1816, K:2013/2021 sayılı kararı bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ"un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri A.ında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, karayolunda seyir halindeki araca, dağ yamacından kopan kaya çarpması sonucu davacıların yakınının vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun, “Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri” başlıklı 7. maddesinde; “ Karayolları Genel Müdürlüğünün bu Kanunla ilgili görev ve yetkileri şunlardır:
a) Yapım ve bakımdan sorumlu olduğu karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırmak,
b) Tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını tespit etmek, yayınlamak ve kontrol etmek,
c) (Mülga: 17/10/1996 - 4199/47 md.)
d) Trafik ve araç tekniğine ait görüş bildirmek, karayolu güvenliğini ilgilendiren konulardaki projeleri incelemek ve onaylamak,
e) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü alınmak suretiyle, yönetmelikte belirlenen hız sınırlarının üstünde veya altında hız sınırları belirlemek ve işaretlemek,
f) Trafik kazalarının oluş nedenlerine göre verileri hazırlamak ve karayollarında, gerekli önleyici teknik tedbirleri almak veya aldırmak,
g) Yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayollarında trafik güvenliğini ilgilendiren kavşak, durak yeri, aydınlatma, yol dışı park yerleri ve benzeri tesisleri yapmak, yaptırmak veya diğer kuruluşlarca hazırlanan projeleri tetkik ve uygun olanları tasdik etmek,
h) Yetkili birimlerce veya trafik zabıtasınca tespit edilen trafik kaza analizi sonucu, altyapı ve yolun fiziki yapısı ile işaretlemeye dayalı kaza sebepleri göz önünde bulundurularak önerilen gerekli önlemleri almak veya aldırmak,
i) (Mülga: 3/5/2006 – 5495/4 md.)
j) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/5 md.) Trafik zabıtasının görev ve yetkileri saklı kalmak üzere Bu Kanunun 13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında suç veya ceza tutanağı düzenlemek; 47 nci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen kural ihlallerinin tespiti halinde, durumu bir tutanakla belirlemek ve gerekli işlemin yapılması için en yakın trafik kuruluşuna teslim etmek,
k) Bu Kanunla ve bu Kanuna göre çıkarılmış olan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır.
(Son fıkra Mülga : 28/3/1985 - 3176/16 md.)” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dava dosyalarının incelenmesinden, 04.09.2017 tarihinde, davacıların eşi ve babaları olan M. A."ın kullandığı 23 .. 611 plakalı aracın, Hakkari istikametinden Çukurca İlçesi istikametine seyir halindeyken, Olgunlar Köyü mevkiine geldiği esnada, yolun sağ tarafında bulunan dağlık alandan kopan 20x20cm büyüklüğündeki kaya parçasının, aracın camından içeri girerek araç sürücüsüne çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiği; kazada davacıların murisi M. A.’ın hayatını kaybettiği; kazanın meydana gelmesinde, yolun bakım ve gözetiminden sorumlu Karayolları Genel Müdürlüğü"nün sorumluluğu bulunduğu iddia edilerek; uğranılan maddi ve manevi zararların tazmin edilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları A.ında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar A.ında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi A.ındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Van 3. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 11.1.2018 gün ve E:2018/16, K:2018/2 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Van 3. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 11.1.2018 gün ve E:2018/16, K:2018/2 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Hicabi Şükrü Mehmet Birol
DURSUN BOZER AKSU SONER
Üye Üye Üye
Süleyman Hilmi Aydemir Nurdane
AYDIN TUNÇ TOPUZ