Ceza Genel Kurulu 2014/532 E. , 2015/368 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname :2014/231789
Mahkemesi : Buldan Asliye Ceza
Günü : 25.03.2014
Sayısı : 37-86
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin, Buldan Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.10.2012 gün ve 232-306 sayılı hükmün katılan ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 13.01.2014 gün ve 13155-488 sayı ile;
“Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5841 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 154/1. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 73. maddesi gereğince şikayete bağlı hale getirilmiş olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma girişiminde bulunulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Buldan Asliye Ceza Mahkemesi ise 25.03.2014 gün ve 37-86 sayı ile;
"...CMK"nun 253 ve 254. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunun uzlaşmaya tabi bir suç olduğu, ancak bu hükümler uyarınca uzlaştırma girişiminde bulunulabilmesi için mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği, yargılama sonunda mahkumiyet hükmü verilmesi halinde uzlaştırma girişiminde bulunulmasının hukuki bir sonuç doğuracağı, beraat kararı verilmesi halinde uzlaştırma girişiminde bulunulmasında hukuki ve usuli bir yararın bulunmadığı, anılan Yargıtay bozma ilamı da nazara alındığında uzlaştırma girişiminde bulunulmama gerekçesi dışında mahkememizin 2012/232 esas ve 2012/306 karar sayılı ilamının başka nedenlerden bozulduğuna dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı, hal böyleyken usuli bir eksiklik olan uzlaştırma girişiminde bulunulmasının sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi halinde hiç bir hukuki yararın bulunmadığı, bu nedenle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararları da nazara alındığında sadece bu hususa ilişkin olarak bozma kararı verilemeyeceği, esasa etkili olmayan bu usuli eksikliğin yanında esasa ilişkin olarak da bozma nedeninin gösterilmesi gerektiği, ancak belirtildiği üzere ilgili bozma ilamında sadece beraat kararı verilen bir hükümde uzlaştırma girişiminde bulunulmamasına ilişkin olarak tek bu nedene dayalı olarak bozma yapılmış olması karşısında ve belirtilen gerekçelerle mahkememizin bozma ilamı öncesi hükmününde usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle direnerek sanıkların ilk hükümde olduğu gibi beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.09.2014 gün ve 231789 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yargılamaya konu suç ile ilgili 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma girişiminde bulunulmasına gerek olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkeme kararının eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
Özel Dairece ilk hükmün; sanıklar hakkındaki suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 73. maddesi gereğince şikayete bağlı hale getirilmiş olması nedeniyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma girişiminde bulunulması gerektiğinden bahisle bozulmasından sonra, yerel mahkemece tensiple katılan ile sanıklara uzlaşma teklifinde bulunulmasına karar verildiği, talimatla beyanı alınan katılana da uzlaşma teklifinde bulunulduğu, böylelikle bozma kararının gereğinin yerine getirilmek suretiyle ilk kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurulduğu anlaşıldığından, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp yeni hüküm niteliğindedir.
Bu itibarla, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Buldan Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.03.2014 gün ve 37-86 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.