Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11324 Esas 2022/24077 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/11324
Karar No: 2022/24077
Karar Tarihi: 30.11.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/11324 Esas 2022/24077 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/11324 E.  ,  2022/24077 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1 ve 62. maddeleri gereğince 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına, cinsel taciz suçundan ise beraatine dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2020 tarihli ve 2019/693 esas, 2020/874 sayılı kararına karşı kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden katılan kurum vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2021/88 değişik iş sayılı kararını müteakip, anılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı bu kez katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından yapılan itirazların, sanığa yüklenen eylemlerin kül halinde cinsel taciz suçu olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair ... Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2021 tarihli ve 2021/169 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında; " Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak ve cinsel taciz suçundan sanığın beraatine ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan karara karşı O yer Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğundan, anılana kararın henüz kesinleşmediği belirlenerek yapılan incelemede;
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 10/04/2018 tarihli ve 2015/3311 esas, 2018/2662 karar sayılı ilâmında yer alan ,"...sanığın, bedensel temas içermeksizin mağdureyi takip ederek el kol hareketleri yapma şeklinde gerçekleşen eyleminin cinsel amaç taşıdığının belirlenmemesi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel taciz suçundan beraatine karar verilmesi," şeklindeki ve anılan Dairenin 21/11/2017 tarihli ve 2014/7320 esas, 2017/5796 karar sayılı ilâmında yer alan ,"...sanıkların, katılanı araçla takip edip korna ve ıslık çalmalarının ardından sanıklar ... ile ...'ın, katılanı markete girdikten sonra da takip etmeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilip uzlaşma kapsamında kalan bu suçtan dolayı uzlaşma girişiminde bulunulduktan sonra neticesine göre hükümler kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde cinsel taciz suçundan beraat kararları verilmesi ..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
    Dosya kapsamına göre, sanığın farklı tarihlerde yolda karşılaştığı katılana göz kırparak ısrarla baktığı ve kendisini yürüyerek takip ettiği şeklinde iddia ve kabul edilen somut olayda, anılan Yargıtay ilâmlarında da izah edildiği üzere, sanığın bedensel temas veya söz ile taciz olmaksızın değişik zamanlarda müştekiyi beden hareketleri ile takip etmesi şeklindeki eyleminin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun uzlaştırma kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 254/1. maddesinde yer alan, "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin  253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazların anılan nedenle kabulü yerine yazılı şekilde, ayrı ayrı, reddine ve eylemin kül halinde cinsel taciz suçunu oluşturduğundan bahisle kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    1- ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23/03/2021 tarihli ve 2021/169 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    İncelenen somut olayda; sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, sanık müdafisi ve katılan vekili bu karara itiraz etmiştir. İtiraz mercii sanığın üzerine atılı eylem sebebiyle tek bir hüküm kurulması gerekirken, aynı eylemler sebebiyle cinsel taciz suçunda sanığın beraatiyle, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu yönünden mahkumiyeti ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, eylemlerin kül halinde cinsel taciz suçu olarak değerlendirilip delil durumuna göre karar verilmesi gerektiği, sanığın üzerine atılı eylemlerin kişilerin huzur ve sükunununu bozma suçunun unsurlarını taşımadığından bahisle itirazı kabul etmiştir. Sanık hakkında cinsel taciz ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından dava açılmış, mahkeme sanığın cinsel taciz suçundan beraatine, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyetine karar vererek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmetmiştir. Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun uzlaştırma kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında, uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiştir. Bununla birlikte itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemesinin, hatalı gerekçeyle de olsa itirazın kabulüne karar verdiği, Asliye Ceza Mahkemesinin de itiraz merciinin kaldırma sebepleri ile bağlı olmadığı, kaldırma sonrası dosyayı ele aldığında uzlaşma hükümlerini uygulayabileceği, bu nedenle bozma istemi sonuca etkili olmadığından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
    2- ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 09/02/2021 tarihli ve 2021/88 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    CMK'nın 253. maddesinde ;
    "(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
    a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
    b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
    1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
    2. Taksirle yaralama (madde 89),
    3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
    4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
    5. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
    6. Hırsızlık (madde 141),
    7. Güveni kötüye kullanma (madde 155),
    8. Dolandırıcılık (madde 157),
    9. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),
    10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
    11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
    c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
    (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
    (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, (…)(1) cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (Ek cümle: 26/6/2009 - 5918/8 md.) Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." hükümlerine yer verilmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda; TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun, uzlaştırma kapsamında bulunmayan aynı Kanun'un 105/1. maddesi 2. fıkrasında düzenlenen çocuğa karşı cinsel taciz suçuyla birlikte işlendiği iddia edildiğinden, CMK'nın 253/3. maddesine göre uzlaşma kapsamında bulunmadığı, ancak yapılan yargılama neticesinde sanığın cinsel taciz suçundan beraat etmesi karşısında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun uzlaşmaya tabi hale geldiği ve CMK'nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde uzlaştırma işlemi yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itirazın bu nedenle kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
    1- ... Ağır Ceza Mahkemesinin 23/03/2021 tarihli ve 2021/169 değişik iş sayılı kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
    2- ... Ağır Ceza Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2021/88 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3- CMK'nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, 2 nolu bozma yönünden sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 30/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara